Kimimizin ışıkları kapatmadan izleyemediği kimilerimizin ise kahkahalar ile eşlik ettiği filmler... Korku şüphesiz ki sinemadaki en ayırt edici türlerden biri. Ancak bu kez Conjuring, It gibi klişe önerileri bir kenara bırakıyor ve dünyanın çeşitli ülkelerinden hak ettiği değeri görmemiş kaliteli korku filmlerini sunuyoruz. Hazırsanız başlayalım.
Vaiz Bram ve karısı Sarah’ın mükemmel bir hayatı vardır. İkisi birlikte katılımı yüksek olan bir cemaati yönetmektedir ve çift ilk çocuklarını yeni kucaklarına almıştır. Ancak bir süre sonra açıklanması güç durumlar meydana gelir. Bram kendisine bildirimler geldiğini bu yüzden de doğan çocuklarının kurban edilmesi gerektiğini aksi taktirde dünyanın sonunun geleceğini söyler.
IMDb 4,8
Nükleer bir felaketin ardından açlıktan ölmek üzere olan üç kişilik bir aile, bir otelde hayır etkinliğine katılır ve etkinlikte insanlar yavaş yavaş kaybolmaya başlar. İşte olaylar buradan itibaren karanlık bir hal alır.
Üniversite öğrencisi Claire Parker, bir gece evinde dolaşırken kendisini psikopat bir katilin ellerinde bulur. Tam kaçıp kurtulduğunu düşündüğünde katil vahşice saldırarak onu öldürür. Fakat Claire, bütün olayları bir rüya olarak algılar ama aynı şey sonra tekrar olur. Ve tekrar…
The Game'i sevenlerin çok beğeneceğini düşündüğümüz Follow Me, vlog çekmek için Moskova'ya giden bir sosyal medya bağımlısının atıldığı tehlike dolu maceraları konu ediniyor.
Film, oğlunun doğum günü partisi için palyaço kıyafeti satın alan bir babanın, kıyafetin lanetinden kurtulamayarak bir katile dönüşmesini konu alıyor. Yönetmen koltuğunda Jon Watts, başrollerinde Eli Roth, Peter Stormare, Laura Allen yer alıyor.
IMDb 5,7
Belko Deneyi'ni sevenlerin kaçırmaması gereken bir diğer film Would You Rather, anne ve babasının ölümüyle sarsılan Iris'e yardım etmek isteyen hayırseverin organize ettiği Would You Rather isimli sadist bir oyunun ölümcül sonuçlarını konu ediniyor.
Antebellum, büyük bir gizemin içine hapsolan bir kadının yaşadıklarına odaklanıyor. Yazar olan Veronica, kariyerinde oldukça başarılıdır. Genç kadın, beklemediği bir anda kendisini korkunç bir gerçeklikte hapsolmuş olarak bulur. Paralel dünyada sıkışıp kalan Veronica bu durumun ardından geçmişi, bugünü ve geleceği sorgulamaya başlar.
Hak ettiği ilgiyi görmeyen Kore yapımı bir diğer korku filmi Metamorphosis, beş kişilik sıradan bir Koreli ailenin taşındıkları yeni evde şeytanın çıkmasıyla başlarına gelen korku dolu anları konu ediniyor.
Bekar bir anne genç bir dedektif ile birlikte mahallesinde bulunan evde yaşanan bir cinayeti araştırmaya başlar. Banliyöde bulunan evin genç annesi, tüm ailesini evin içinde katletmiştir. Olayı incelemekle görevlendirilen bir dedektif ve kadın, araştırmalarını ilerlettikçe evin, içinde yaşayanları ölüme mahkum eden bir hayalet tarafından lanetlendiğini keşfeder.
Yine ABD, yine lanetli ev hikayesi ancak bu kez gerçekten tüyler ürpertici. Taşındıkları sakin evlerinde mutlu bir hayat süren aile kısa süre sonra olağan dışı şeyler fark eder. Ev sahibinin medyum oğlu Johan'ın ölülerle konuşma yeteneği masum ve her şeyden habersiz ailenin başına türlü belalar açacaktır.
Gerilim ile korkunun güçlü bir sentezi olan ABD yapımı The Belko Experiment, Güney Amerika'da bulunan kar amacı gütmeyen şirket Belko'da çalışanların başından geçen korku dolu anları konu ediniyor.
Gece yarısından sonra izlememenizi önerdiğimiz Kore yapımı Gonjiam, gerçek hayatta terk edilmiş Gonijam Tımarhanesi'ndeki gizemi araştıran bir grup gencin korku dolu anlarını konu ediniyor.
Beş genç snowboard yapmak için Jotunheimen dağının bulunduğu bölgeye doğru yola çıkar. Bir rampada snowboard yapan beş gençten biri çok kötü düşer ve bacağını kırar. Bulundukları bölgede birilerinin yaşadığına dair hiç bir işaret yoktur ve burası cep telefonlarının kapsama alanının dışındadır. Beş genç, bulundukları yere az bir mesafede bir dağ oteli bulurlar ve olayları karışmaya başlar.
The Mortuary Collection, dört korku hikayesini konu ediyor. Filmde, 1950'lerde banyosundaki gizemli bir varlıkla mücadele eden bir kadının, 1960'larda başkalarıyla ilişki kurmak için yöntem geliştiren üniversiteli bir gencin, 1970'lerde karısı hakkında zor bir karar alan bir adamın hikayesi konu ediliyor.
Hak ettiği değeri görmeyen korku filmlerinden Drag Me to Hell, sıradan bir banka memuru olan Christine Brown'ın günlerden birinde doğaüstü güçler tarafından lanetlenmesiyle birlikte cehenneme dönen yaşamını konu ediniyor.
Bir çift, uzak bir göl evinde evliliklerine renk katmaya çalışır. Adam beklenmedik bir şekilde öldükten sonra, karısı karyolalarına kelepçeli bırakılır ve hayatta kalmak ve kurtulmak için savaşmak zorundadır.
Sıra dışı olay örgüsüyle zihin yakan İngiltere yapımı The Awakening, hayaletlerin gezdiği okulda olayları soruşturmaya gelen Florence Catchart'ın korku dolu öyküsünü konu ediniyor.
Kabul edelim kıyıda köşede kalmış korkuların verdiği zevk ayrı oluyor. Don't Breathe'i sevenlerin daha çok ilgisini çekeceğini düşündüğümüz Bad Samaritan, zengin müşterilerinin evini soyarak geçimini sağlayan sahtekar vale Sean Falco'nun günlerden birinde çatmaması gereken birinde bu numarayı denemesiyle gelişen korku dolu anları konu ediniyor.
Korku ve gerilimini dramla sentezleyen İspanya yapımı Marrowbone'da annelerinin ölümünü gizleyen dört kardeşin yaşadıkları evde şeytani bir varlığın kol gezmesiyle yerle bir olan hayatları konu ediliyor.
Jay, yaşıtları gibi günlerini yakın arkadaşları ve ailesiyle geçiren sıradan bir gençtir. Bir gün hoşlandığı gençle birlikte şehir dışındaki bir harabeye gider ve sonrasında kendini baygın vaziyette bulur. Jay'in sıradan hayatı bu an itibarıyla deneyimlemeye başladığı tuhaf sanrılarla kabusa dönüşür.
Psikolojik gerilim türünü sevenlerin hayran kalacağı İspanyol yapımı Mientras duermes, kapıcı olarak çalıştığı apartmandaki Clara'ya kafayı takan Cesar'ın sapkınlıklarını konu ediniyor.
Geç saatte izleyenlerin rüyasına konuk olması muhtemel filmlerden The Orphanage, otuz yıl aranın ardından eşi ve çocuğuyla kaldığı yetimhaneye gelen Laura'nın trajik anılarıyla yüzleşmesini konu ediniyor.
Otuza yakın ödül kazanan Kore yapımı The Wailing, kasabaya dışarıdan gelen yaşlı adam sonrası herkesin garip bir hastalığa yakalanmasıyla birlikte değişen olayları konu ediniyor. İki buçuk saati aşkın süresini hissettirmeyen film gerim gerim gerilmek isteyenler için enfes bir seçenek.
Kyung-chul sırf kişisel tatmin için insanların canını kıymaktan çekinmeyen psikopat bir seri-katildir. O kadar vahşi ve acımasızdır kadın, çocuk, yaşlı ayırt etmeden herkesi öldürebilir ve bu haliyle polis için daha da zor, bir sonraki adımı tahmin edilemez bir hedef haline gelmiştir. Fakat emekli bir komiserin kızı olan Joo-yeon’u kaçırınca Kyung-chul bütün hıncı da kendisine çekecektir.
Sürekli hor görülen bir ergenin kankası vasıtasıyla hayattan, kaderden ve berbat okul arkadaşlarından hesap sormasının hikayesi 'Gir Kanıma', son dönem korku sineması örneklerinden klişe kullanmaması ve bir hayli özgün içeriğe sahip olmasıyla öne çıkıyor.
Let the right on in korku kategorisinden ziyade drama ve romantizm filmi gibi izleyin. Sağlam İskandinav yapımlarından biri.