Şunları bir açıklığa kavuşturalım artık.
Şunları bir açıklığa kavuşturalım artık.
Meyve suyu ve benzeri içecekler, içerdikleri meyve oranına göre, meyve suyu, meyve nektarı, meyveli içecek ve aromalı içecek olmak üzere, dört ana kategoriye ayrılır. Meyve suyu tümüyle meyveden oluşan bir içecek olarak, Türk Gıda Kodeksi’ne göre meyve oranı %100'dür. Ancak her meyve, %100 meyve suyu işlemeye uygun değildir. Örneğin; portakal, elma, nar, üzüm gibi meyveler doğrudan ya da tek başına %100 meyve suyu haline getirilebilir. Vişne gibi ekşi tatlara sahip olan meyveler ya da kayısı ve şeftali gibi kıvamı koyu olan meyveler ise doğal yapılarından dolayı, tek başına %100 meyve suyu olarak üretilmeye ve tüketilmeye uygun değildir. Bu tür meyveler, işlenirken belirli bir miktar su ile seyreltilir ve tat dengesinin korunması için şeker ilave edilir. Buna da meyve nektarı denir.
İçilebilir nitelikteki herhangi bir suya karbondioksit eklendiğinde soda yapmış oluruz. Yani musluk suyuna da karbondioksit eklersek bundan da soda elde etmiş oluruz. Maden suyu ise yerin en derin katmanlarından çıkar ve çıktığı yerin jeolojik özelliklerini taşır ve magmadan aldıkları karbondioksit gazının basıncıyla yeryüzüne çıkarlar.
Yeryüzüne çıkarken geçtikleri yolda mineraller de alırlar, yani mineralce yüksektir ama sodada mineral yoktur. İkisi de mideyi rahatlatma özelliği taşır ama sodanın bundan başka işlevi yoktur, oysa maden suyu aynı zamanda doğal bir mineral deposudur.
Maden suyunun ruhsatını Sağlık Bakanlığı, sodanın ruhsatını ise Tarım Bakanlığı verir.
İki ürün de düşük kalorili ürün portföyünde yer almaktadır. Her iki ürün de şekersizdir, ürünleri tatlandırmak amacıyla düşük kalorili tatlandırıcılar kullanılmaktadır. Light'ta aspartam ve asesulfam potasyum, Zero’da ise bunlara ek olarak sukraloz kullanılmaktadır.
Aspartam; Avrupa Birliği’nde E951 kodlu gıda katkı maddesi olarak belirlenmiş, suni tatlandırıcıdır. Kimyasal formülü aspartil-fenilalanin-1-metil ester olan tatlandırıcı, şekerden yaklaşık 200 kat daha tatlıdır.
Sakarinin, keşfedilen ilk kalorisiz yapay tatlandırıcıdır. Sukroz çözeltisinden 200–700 kat daha tatlıdır. Beyaz, kristal yapıda, kokusuz bir tozdur. Geç algılanır fakat ağızda kalıcı bir tat bırakır. Sakarinin orta ve yüksek kullanım düzeylerinde tatlılığın yanı sıra metalik ve acımsı bir tat verdiği de saptanmıştır.
MR vücudun yapısal anormalliklerini tespit etmede kullanılan manyetik alanlı ve radyo dalgalı bir görüntüleme cihazıdır. Tomografi (CT) ise bu görüntüleme metodunun tomografi tekniğini kullanmasına verilen addır. Tomografi ile görüntülemede radyasyon kullanılırken, MR ile manyetik alan kullanılır.
Bilgisayarlı tomografi daha çok kemik yaralanmalarında, ciğer ve göğüs problemlerinde ve kanser teşhisinde kullanılır. MR ise daha çok tendon yaralanmalarında, omurilik problemlerinde, beyin tümorlerinde ve yumuşak bağ doku tespitlerinde kullanılır. Tomografi daha çok acil servislerde kullanılır çünkü tomografi işlemi yaklaşık 5 dakika sürer. MR işlemi ise yarım saat kadar sürebilir.
MR cihazı tomografi cihazından daha pahalıdır. MR’ın bir avantajı da radyasyon kullanmamasıdır, fakat tomografi cihazları radyasyon kullanır. MR ise X-ray ışınları kullanmaz.
Losyonlar daha yüksek bir su yüzdesine sahiptir ve basitçe söylemek gerekirse su içine yağ damlacıkları karışımıdır. Hafif formda, yağsız ve ciltte daha kolay emilmeye yöneliktir. Normalden hafifçe kuruya dönük ciltler için mükemmeldir.
Normalde şişeler içinde satılır ve sıvı kıvamdadır. Temel kural, losyonu ciltte yağlı bir kalıntı bırakmamasını istediğiniz zaman kullanmaktır.
Krem ise yüksek bir yağ yüzdesine sahiptir ve temelde yağ içine su damlacıkları ile yağ ve suyun karışımıdır. Krem, losyondan daha ağır ve daha zengin olabilir ve dolayısıyla kıvamı daha koyudur. Bu sebepten krem genellikle kavanozda satılır.
Hoşaf önceden hazır hale getirilen kuru meyvelerden yapılırken, komposto taze meyvelerden yapılır. Bu kadar basittir farkı ancak çoğu kez unutulur.
Fransızcada 'karışım' anlamına gelen komposto, Ortaçağ Avrupası kaynaklıdır. Hoşaf ise Anadolu tınılıdır. 'Hoş ab' yani 'hoş su' kelimesinden türetilmiştir ve Arapça kökenlidir.
Nezle: Üst solunum yolunun; burun, boğaz ve soluk borusunun viral bir enfeksiyonudur. Akut olarak meydana gelir. Kuluçka devri 1-4 gündür. Hastalık genellikle burun tıkanıklığı, hapşırık, boğaz ağrısı ile başlar ve devam eder. Diğer belirtileri ses kısıklığı, öksürük, halsizlik, kas ve eklem ağrısıdır. Ateş genellikle 38°C nin altındadır. Bu belirtiler 7-10 gün sürebilir.
Grip de yine üst solunum yolunun viral bir enfeksiyonudur. Influenza çok yaygın olarak görülen bir hastalıktır. Kuluçka süresi genel olarak 2-3 gündür. Klasik belirtiler baş ağrısı, yorgunluk, boğaz ağrısı, burun akıntısı, hapşırık ve kuru öksürüktür. Mide bulantısı ve kusma özellikle çocuklarda meydana gelebilir. Ateş çoğu kez 38°C nin üzerindedir. Belirtiler genellikle 2-3 günden sonra hafifler.
Konsolosluklar ülkelerin, diğer ülkelerde bulunan ticari menfaatlerini koruyan, diplomatik olmayan resmi dairelerdir. Büyükelçilik ise ülkelerin, diğer ülkelerin başkentinde yalnızca bir tane bulunan, temsil ettiği ülkenin en yetkili diplomatik kurumudur.
Büyükelçi, vatandaşı olduğu devleti başka bir ülkede temsile yetkili en üst düzey devlet görevlisidir. Vize ya da vatandaşlarına pasaport vermez. Görev yaptığı ülkede vatandaşı olduğu ülkenin devlet başkanını temsil eder.
Konsolosluk idarecilerinin unvanları ülkeden ülkeye değişir. Milletlerarası hukukta bir devletin, diğer devletlerde konsolosluk açma mecburiyeti yoktur. Konsolos, diplomatik temsilci değildir.
Kist gazla ya da sıvıyla doludur, tümör ise daha büyük dokulardan oluşur. Kist yumuşaktır, tümör ise daha serttir. Kistler tümörlere kıyasla genelde kansere daha az neden olur. Kistler enfeksiyon ve iltihaplanma gibi durumlarda oluşur. Tümörler ise daha çok genetiktir. Vücut içindeki bir kist parçalanıp içeriğini vücut içine yayabilir ve dolayısıyla insana zarar verebilir. Tümör ise kansere neden olmadığı sürece zararsızdır ve iyi huylu tümörler vücudun herhangi bir fonksiyonuyla etkileşime girmez.
Monitörler yapılarına göre CRT (Cathode Ray Tube), LED (Light Emitting Diode), LCD (Liquid Crystal Display) ve Plazma olmak üzere 4 kısma ayrılır. Günümüzde gerek bilgisayar monitörlerinde gerekse televizyonlarda sıklıkla Plazma, LCD ve LED’ler kullanılmaktadır. CRT monitörler ise günümüzde artık tercih edilmeyen fakat halen kullanılan bir monitör çeşididir. (Tüplü)
CRT (Cathode Ray Tube): Bu monitör çeşidinde oldukça küçük boyutlarda binlerce kırmızı, yeşil ve mavi fosfor kaplı tabakadan oluşan bir ekran yüzeyine elektron demetinin çarptırılmasıyla görüntü oluşturulur.
LED (Light Emitting Diode): LED ekranların aslında LCD ekran ile çalışma mantığı aynı olmasına rağmen LCD’den farkı arka aydınlatma sistemini kullanması ve bu arka aydınlatma sisteminde floresan yerine bir dizi LED (Light Emitting Dioede / Işık Yayan Diyot) kullanmasıdır.
LCD (Liquid Crystal Display): LCD ekran yapısal olarak plastik bir tabaka içindeki sıvı kristalin üretilen ışığı yansıtması mantığına dayanır. Ekran tepki süresi düşük olan ekranlarda görüntü bulanıktır.
Plazma (Plasma): CRT monitörlerin çalışması mantığına benzerler. İki cam arasında düzgün dağılmış ve içerisinde xenon ve neon gazlarının bulunduğu fosfor kaplı hücreler sayesinde görüntü elde edilir.
Anoreksiya düzensiz yeme alışkanlıkları ve besin tüketiminin azaltılmasıyla karakterize edilir. Hatta bu hastalığa bazen aşırı zayıf olma obsesyonu ve rasyonel olmayan bir kilo alma korkusu da eşlik edebilir. Normal kilonun altında olmalarına rağmen anoreksiya sahibi insanlar kendilerini şişman görürler. Anoreksiya sahibi kişilerin çoğu açlık hisseder fakat yemeyi reddeder ve sadece yaşamaya yetecek kadar yerler.
Bulimia ise aşırı yeme ve doymama hastalığıdır. Bu yeme bozukluğuna sahip insanlar çok fazla yiyeceği çok kısa bir sürede yerler. Fakat yedikten hemen sonra pişmanlık ve utanç duyarlar ve yediklerini vücutlarından zorla çıkarmaya çalışırlar. Yiyeceği çıkarabilmek için kusmaya çalışırlar ya da gevşetici ya da idrar sökücü gibi ilaçlar alırlar. Bu bozukluğa sahip olanlara bulimik denir. Yedikten sonra duyulan pişmanlık kilo alma korkusundan gelir. Hatta bazı bulimikler çok fazla yedikten sonra uzun süre aç kalarak bunu gidermeye çalışırlar.
Yeme bozuklukları kadınlarda erkeklere kıyasla 9 kat daha fazla görünür.
Harika bir içerik teşekkürler.Magazin yada fal gibi saçma içerikler yerine bu gibi içeriklere yer vermeniz çok tatmin edici.
Çok güzel bir içerikti, keyifle okudum teşekkürler. Ayrıca kısmi bulimik olduğumu öğrendim alksdjks
tümör genetıktir derken !?!?! 10. için düzeltme yapmak istiyorum. evet kist enfeksiyon kaynaklı oluşabilir. yalnız tömür, vucudumuzun üretiği sağlıklı cillop gibi hücrelerin mutasyona uğraması ve bu mutasyona uğramış hucrelerın vucudun bi yerinde biraraya gelerek birleşip kitle oluşturmasıyla oluşur. hücrenin mutasyona uğramasının sebebi genetik kaynaklıda olabılır başka bisey kaynaklıda. o yuzden bı hastaya kanser teshısı kondumu bu kanser genetıkmı degılmı dıe de ayrıca bakıyorlar...