'Gerçeklik' algımızın duyu organlarımızdan ziyade beynimizde temellendiğinin bir nevi kanıtıdır, var olanla yüzleşmektir rüya.
Bilinçdışı denilen dipsiz kuyunun en derinlerinden hangi korkunçluklar fışkırır, hangi duygularla yüzleşirsiniz rüyanızda?
Görme engelsiz biri olarak gündelik yaşamda gördüğünüz şeylerin, dışa vurumudur kısacası rüya.
Doğuştan ya da sonradan görme engeli olan kişiler rüyalarında ne görür? Bilinçdışı denilen kavram onların zihinlerine hangi olguları pompalar, kendisini nasıl dışa vurur?
Örneğin, görme yetisini sonradan kaybeden insanlar rüyalarında imajlar görürler, zihinlerinin derinlerine gömülmüş şeyleri görselize ederler.
Yani bir insan günlük hayatında insanların yüzlerini görebiliyorsa rüyasında da yüz görebilir, bir insan kısmı görme engelli ve sadece çok yakınındaki bazı objeleri görebiliyor ve çoğu insanı göremiyorsa yine rüyasında da sadece bu gördüklerini görebilir.
Bu rüyaları da ışık patlamaları, renk helezonları, tayfları, gökkuşakları şeklinde görür bu kişiler.
Bu kişiler tıpkı sinestezikler gibi bir notayı duyduklarında, gözlerinin önüne renklerin gelmesi durumunu tecrübe ediyorlar.
Eğer birisine, “Dün rüyamda seni gördüm” diyorsa, onu gözleriyle gördüğü anlamına gelmez. Rüyasında onun sesini duyduğunu, onunla oturup sohbet ettiğini, birlikte gezip dolaştığını, gülüp eğlendiğini veya tartıştığını belirtmiş olur.
Bu rüyada görme yetisi duruma göre bir ömür boyu da sürebilir, bir süre sonra tamamen petrol yeşili bir tuval halini de alabilir.
İnsan zihninin derinlerindeki korkuların, canavarların dışa vurumunun başlıca sebebidir.
Bu başlığı okurken kör olsaydım akşam uyur muydum? Ya da uyuyabilir miydim?
7 yaşımdan beri - yani hatırlayabildiğim en küçük yaşım- neredeyse her gün rüya görürüm insanlar olmayabilir ama mekanları kesinlikle oluşturabilir beyin bunu söylerken tabi ki her şeyi hesaba katarak söylüyorum sadece fotoğrafını gördüğünüz bir mekanda rüyanıza girebilir ama bence ses , müzik yada mekan gibi şeyleri oluşturabilir.