Kitap okumak bazılarımız için bir tutku olsa da gerçekten iyi bir kitap bulabilmek epey zor. Eğer siz de okuyacak kitap arayışı içindeyseniz, Mayıs ayında muhakkak okuma listenize eklemeniz gereken kitap önerilerimizden faydalanabilirsiniz!
Kitap okumak bazılarımız için bir tutku olsa da gerçekten iyi bir kitap bulabilmek epey zor. Eğer siz de okuyacak kitap arayışı içindeyseniz, Mayıs ayında muhakkak okuma listenize eklemeniz gereken kitap önerilerimizden faydalanabilirsiniz!
Biri bebek beş evsizin yarı hayal yarı gerçekçi hikâyesini anlatan Başkalarının Tanrısı, hayatın ne kadar adaletsiz ve sokaklardaki yaşantının zorluklarını acı bir bakış açısıyla okuyucuya sunuyor.
Britanyalı siyahi bir kadının bakış açısıyla anlatılan Karşılaşmalar, erkek arkadaşının ailesinin, varlıklı bir İngiliz kasabasındaki malikânesinde gerçekleşecek partisine hazırlanması ile başlıyor. Irkçılık ve sınıf ayrımcılığını gösteren Karşılaşmalar, özgürlük duygusunun ne olduğunu her sayfada yüzünüze çarpıyor.
Alice ve Eileen, farklı şehirlerde yaşayan, otuzlarına yaklaşan iki arkadaştır. Eileen, çocukluk arkadaşı Simon ile yakınlaşırken, Alice ise bir flört uygulaması ile aşkı bulmaya çalışır. Kitap bu gençlerin aşk hayatlarını ve aralarındaki ilişkiyi öne çıkarıyor.
Gülseren Budayıcıoğlu, Hayatın Sesi kitabıyla bir kez daha Kırmızı Oda'sını aralayarak, burada biriken onlarca hikayeyi okuyucularına aktarıyor.
Billy Summers dünyanın en iyi kiralık katili, madalyalı bir Irak Savaşı gazisi, izini kaybettirmede muazzam bir adam. Sadece gerçekten “kötü” adamları hedef alan bu amansız katil artık emekliye ayrılma kararı alsa da son bir hesaplaşma için işinin başına döner.
Müthiş Psikoloji tarafından yayınlanan bu kitap, okuyucularına şu şekilde sesleniyor:
Bu kitap maruz kaldığın duygusal manipülasyonları fark etmeni, kendini korumanı ve süreci güçlü biçimde yönetmeni sağlayacak, seni yoran her şeyden kurtulmanın kapılarını açacaktır.
Ülkü, Dudu ve İlmiye karakterlerinin öne çıktığı Gör Beni, iki devrin hikayesini anlatırken, aşk ve tarihi bir harman olarak okuyucuya sunuyor.
Tüm dünyada en çok satan kişisel gelişim kitaplarından olan Vazgeçebilmek, Mutluluk aslında nedir? Mutlu olmak için harekete geçmek ne kadar doğrudur? İnsan kendi mutluluğunu kendisi yaratabilir mi? sorularının cevaplarını birer birer veriyor.
24 Aralık 1617 tarihinde Norveç'in en kuzeydoğusundaki bir ada olan Vardø'dayız. Denize açılmış kırk erkek, bir fırtınada yaşamını yitirir, geride ise kadınların hâkimiyetinde bir topluluk kalır. Hikaye tam olarak burada başlar.
Romanın başkarakterlerinden Jasper'ın, aynı okulda okuduğu Charlie'nin odasının penceresine bir gece yarısı gelmesiyle başlayan kitap, sayısız maceralı olayı da beraberinde getirir.
Osmanlı döneminde çok keskin bir bakış sunan Her Yerde Kan Var, Sultan Abdülaziz’in sır dolu ölümüyle sonuçlanan bir dönemi, saray sakinlerinin gözünden anlatıyor.
1900'lerin başında geçen kitapta Koreli sakat bir balıkçının kızı Sunja, evlerinin yakınındaki deniz kıyısında karşılaştığı zengin bir yabancıya âşık olur. Fakat bu adam, Sunja'yı hamile bıraktıktan sonra evli olduğunu söyler. Ailesini bu durumla utandırmak istemeyen Sunja, çocuğunu doğurmak için Japonya'ya gider.
Çocukluğumuza ve büyürken ardımızda bıraktıklarımıza ufak bir bakış açısı sunan Ada ya da Arzu'da Nabokov, Orhan Pamuk'un yorumunda belirttiği gibi ütün şakaları, aykırılıkları ve tuhaf güzelliğiyle okuruna koşuyor.
Albaya Mektup Yok adlı eserde, emekli albay, bir türlü gelmeyen emekli aylığını her cuma günü karısı ve horozuyla birlikte bekler. Marquez'in tüm kitaplarında olduğu gibi yalnızlığın ana tema olduğu eser, kesinlikle okuyucuya çok şey katıyor.
930’lar İngiltere’sinde ‘sınıf atlama isteğini' benzersiz bir kara mizahla eleştiren George Orwell, Aspidistra'da sınıf atlama özentisindeki dar gelirlilerin bir statü simgesi olarak gördükleri, çiçeksiz bir zambağı anlatmaktadır.
Horace McCoy'un asla eskimeyen kitabı Atları da Vururlar, 1929 krizini izleyen, işsizlik ve ekonomik çöküntü yıllarında, insanlık dışı yönüyle yoğun eleştirilere hedef olan ve sonunda yasaklanan dans maratonlarından birini anlatıyor.
Isabel Allende, bu romanında, askeri diktatörlüğün pençesi altında inleyen bir Latin Amerika ülkesini tasvir ediyor. Yüksek sınıftan bir gazeteci kız ile bir fotoğrafçı genç, çirkin bir cinayet olayını öğrenirler. Fakat artık yılgınlığa doğru ilerleyen bu ülkede hiç kimse 'gerçeğin' farkında değildir.
Yukio Mişima'nın Bereket Denizi adlı dörtlemesinin ilk kitabı olan Bahar Karları, 1912 yılında Tokyo'da İmparatorluk Sarayının soylu sınıfının çevresinde, sırtlarında geleneğin ağır yükünü taşımayan zengin ailelerin, paraları sayesinde toplumsal ve siyasal güç aramalarını anlatıyor.
17. yüzyılda Türk korsanlarınca tutsak edilen bir Venedikli, İstanbul'a getirilir. Astronomiden, fizikten ve resimden anladığına inanan bu köle, aynı ilgileri paylaşan bir Türk tarafından satın alınır. Hikaye bir köle-sahip ilişkisinden ziyade, aynı ortak paydalara sahip, fakat farklı statülerdeki iki insanın ilişkisini anlatıyor.
Tam olarak savaş döneminde yazılan Boncuk Oyunu, Doğu ve Batı felsefelerinin kusursuz bir bileşiminden oluşan yeni ve ütopik bir dünya düzeni sunuyor. Yeni bir düzenin bir nevi tanıtım rehberi olan Boncuk Oyunu, Herman Hesse'nin Nobel Edebiyat Ödülü almasındaki en önemli etmen.