Hemen herkes, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nın geride nasıl tahribat bıraktığını az çok bilir. Ölen milyonlarca can, yarım kalan aileler, atılan bombalar yüzünden engelli olan insanlar... Bu korkunç savaşın üçüncüsü gerçekleşmek üzereyken bir adam, yaptığı tek hamleyle bu savaşı başlamadan bitirdi. Dünün, bugünün ve gelecek neslin görünmeyen kahramanı, Stanislav Petrov'un hikâyesini duymaya hazır mısınız?
İkinci Dünya Savaşı sonrası büyük güç hâline gelen iki ülke vardı: Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği. Bu ülkeler, daha sonra yıllar boyu sürecek olan Soğuk Savaş dönemine girdi. Bu çalkantılı süreç, 1990'lı yıllara kadar yani Sovyetler Birliği'nin dağılmasına kadar sürdü. Gerilimi tetikleyen bir olay da 1980'li yılların başında yaşanacaktı...
Nükleer silahlar konusunda gittikçe gelişme kaydeden Amerika Birleşik Devletleri, ürettiği bu silahları denemek istiyordu. Böylece 1981'den 1983'e kadar sürecek olan deneme atışları başlamıştı. ABD, bu süreç boyunca gelişimini takip edecek, bu vesile ile Sovyetler Birliği'nin açıklarını anlamaya çalışacak ve tüm dünyaya gücünü göstermiş olacaktı. İşler tam da ABD'nin planladığı gibi gerçekleşti ve ABD gittikçe ilerliyordu...
Sovyetler Birliği, Amerika'nın yaptığı her hamleyi dikkatlice takip ediyordu. Çünkü Sovyetler Birliği, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ABD'nin kendilerine nükleer bir saldırı yapacağını düşünüyordu. ABD, bombardıman uçaklarını haftada birkaç kez Sovyet hava sahasına kadar sokuyor ve daha sonra geri çekiyordu. Sovyetler'in radarları bu uçuşu gördüğü için alarmlar yanıyordu. Alarmlar ve uçuşlar, Sovyetler Birliği'ni olası bir saldırı açısından endişelendiriyordu.
Tarih 26 Eylül 1983'ü gösterdiğinde büyük bir dönüm noktası olan o olay yaşanmıştı. Stanislav Petrov, Sovyet Hava Kuvvetleri'nde bir yarbaydı. Görevi belliydi: Radarlara yakalanan nükleer bir füze saldırısı olursa üstlerine bildirecekti. Böylece Sovyetler Birliği, olası herhangi bir durumda karşı nükleer saldırıya geçecekti. Yani Üçüncü Dünya Savaşı başlayacaktı. Gece yarısına doğru radarlara yakalanan bir sinyal geldi. ABD'den Sovyetler Birliği'ne doğru bir füze geliyordu...
Radarlardan gelen uyarının güvenilirlik seviyesi oldukça yüksekti. Bu sinyallere göre ABD'den Sovyetler'e doğru nükleer bir saldırı geldi. Stanislav Petrov'un yapması gereken tek hamle vardı: Gelen bu uyarıyı üstlerine bildirmek. Lâkin Stanislav Petrov, böyle bir şey yapmadı. Üstlerine bu sinyallerin sistemden kaynaklı bir hata olduğunu belirtti. Dakikalar geçtikten sonra Petrov'un dediğinin doğruluğu kesinleşti. Gerçekten de bir saldırı olmadı ve Petrov, doğru bir hamleyle büyük bir savaşı tek başına durdurmuştu.
Eğer sinyallar doğru çıksaydı yani ABD, Sovyetler Birliği'ne nükleer bir saldırı düzenleseydi Sovyetler Birliği; hazırlıksız yakalanacaktı. Bu nedenle bütün suç Stanislav Petrov' a kesilecekti. Ama Stanislav Petrov'un hamlesi doğru çıkmıştı. Petrov, yıllar sonra verdiği bir röportajda o kararı vermesini sağlayan sebepleri saydı: Sinyallerde beş füze geldiğini görmüştü. Petrov'a göre ABD, bir saldırı yapacak olsaydı füze sayısı beşten çok daha fazla olurdu. Ayrıca Sovyetler'in radar sistemi henüz çok yeniydi ve güvenilirliği de çok iyi değildi. Zaten daha sonra radarın yanlış sinyal vermesinin sebebinin güneş ışınları olduğu anlaşılmıştı.
Stanislav Petrov'un bu başarısı, ilk zamanlarda yeterli ilgiyi alamasa da zamanla ilgi görmeye başladı. Yıllar sonra Alman gazeteci Karl Scumacher, Petrov'u aramaya koyuldu. Scumacher, Petrov'u Rusya'da buldu. Bir apartman dairesinde hayat sürüyordu. Alman gazeteci kendisi ile buluştu ve röportaj yaptı. Böylece onun hikâyesi tüm dünyada yayılmaya başladı. Hikâyesi öğrenilince Petrov, birçok yerden ödüller aldı. Hatta 2014'de Dünyayı Kurtaran Adam isimli bir belgeselde kendisinden bahsedildi. Stanislav Petrov, 2017 yılında hayatını kaybetti. Arkasında ise küresel felakete sürüklenmemiş bir dünya bıraktı...
- Risk nedir? - Risk budur.