Avrupa Birliği’nin eski Sovyet mekanına yönelik en iddialı projelerinden “Doğu Ortaklığı” dönüm noktasında. Geçtiğimiz kasım ayında Ukrayna’nın ortaklık anlaşmasını rafa kaldırmasıyla sekteye uğrayan proje bugün Brüksel’de atılan imzalarla yeniden canlanıyor. Avrupa Birliği, Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’ı Rusya’nın kontrolünden çıkarma yönünde çok önemli bir adıma imza atıyor…
“Biz sizin tarafınızdayız”
Brüksel’deki AB liderleri zirvesi bugün sabah saatlerinde ortaklık anlaşmalarının imzalanmasıyla başladı. Tören öncesinde Ukrayna, Gürcistan ve Moldova liderlerini selamlayan AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, bu günün sadece söz konusu üç ülke için değil, AB için de tarihi önem arz ettiğini bildirdi. Rompuy, bugünün Avrupa için büyük gün olduğunu söyledi: “Kiev’de insanlar AB ile daha sıkı ilişkiler için canlarını verdileri. Biz bunu unutmayacağız. Güçlü siyasi ve ekonomik ilişkiler bütün Avrupa kıtasına istikrar ve refah getirecek. AB Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’ı destekliyor ve onların toprak bütünlüğünü tanıyor. Biz sizin tarafınızdayız”.
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso da anlaşmanın hem birlik, hem de ortaklığa imza atan ülkeler açısından önemine değindi. Barroso, bu imzaların üç ülkenin Avrupa Birliği ile siyasi ve ekonomik entegrasyonuna yönelik stratejik hedefinin başlangıcı olduğunu vurguladı: “Bütün zorluklara rağmen Ukrayna, Gürcistan ve Moldova ile anlaşmaları imzalamaya hazırlanıyoruz. Bu, sadece söz konusu ülkeler için değil, bütün Avrupa için çok büyük önem taşıyan bir olay”.
İlk imzayı “Kafkasya’nın Avrupalısı” attı
Brüksel’de kapsamlı serbest ticaret ve ortaklık anlaşmasına imzayı ilk atan Gürcistan oldu. Anlaşmayı Gürcistan tarafından Başbakan İrakli Garibaşvili, AB tarafından ise AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ve AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso imzaladı. “Kafkasya’nın Avrupalısı” Gürcistan bu tarihi imzayı bugün Tiflis’te konser, halk yürüyüşü ve havai fişek gösterisi ile kutlayacak. Brüksel’deki Gürcü heyeti de bugün Tiflis’e dönerek kutlamalara katılacak.
AB ile serbest ticaret ve ortaklık anlaşması için ikinci imzayı ise Moldova Başbakanı Yuri Lyanke attı. Rusya’nın bütün tehditlerine rağmen, ülkesini Avrupa Birliği ile entegrasyona götürme yönünde kararlılığından vazgeçmeyen Lyanke, bu imzayla birlikte Moldova için yeni sayfa açıldığını söyledi.
Zirvenin en önemli imzası
Tarihi zirvenin en anlamlı imzasının sahibi ise hiç kuşkusuz, Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko oldu. Poroşenko, Ukrayna ile AB arasında kapsamlı serbest ticaret ve ortaklık anlaşmasının ekonomi bölümünü imzaladı. Poroşenko, bu anlaşmanın Ukrayna’nınbağımsızlığından sonra tarihi önem arz eden ikinci olay olduğunu söyledi: “Biz bu fırsattan ülkemizi modernize etmek için yararlanmalıyız. Bunun için barışa ve güvenliğe ihtiyacımız var. AB’nin gelecekte de şimdiki dayanışmayı göstermesini bekliyoruz”. Poroşenko, bugün üç ülkenin çok zor, ama önemli reform yolunu başlattığını bildirdi: “Biz altına imza attığımız anlaşmayı uygulamak için çalışmaya hazırız”.
İlk tepki Putin’in danışmanından
Brüksel’de imzalanan anlaşmaya Rusya’dan ilk tepki Devlet Başkanı Vladimir Putin’in danışmanı Sergey Glazyev’den geldi. Glazyev, Kremlin’in yaklaşık bir aydır azalttığı retoriğe dönüş yaparak Ukrayna iktidarını “faşist”, Poroşenko’yu ise “gayri-meşru” adlandırdı. Putin’in danışmanı imzaların atılmasından önce BBC’ye yaptığı açıklamada Poroşenko’nun AB ile ortaklık anlaşmasını imzalama yetkisinin olmadığını söyledi: “Elbette, anlaşma imzalamak ülkenin hakkı. Ancak biz Ukrayna nüfusunun en az yarısının Avrupa ile entegrasyon istemediğini görüyoruz. Poroşenko’nun bu anlaşmayı imzalamak için yasal gerekçesi yok. Poroşenko’nun kendisi bile meşru Cumhurbaşkanı değil. Halkın en az dörtte biri onu meşru Cumhurbaşkanı olarak görmüyor”. Glazyev, Moskova’nın Poroşenko’yu Cumhurbaşkanı olarak resmen tanımadığını iddia etti: “Biz onunla sadece ülkenin bir kısmının lideri olarak temas kuruyoruz. Avrupa Ukrayna’yı bu anlaşmayı imzalamaya zorladı. Bunun için Ukrayna’da askeri darbe yaptılar, faşistlerin iktidara gelmesine yardımcı oldular. Bugün Ukrayna’da faşist hükümetinin olduğunu görüyoruz. Bu faşist hükümet Ukrayna’nın en büyük bölgesini bombalıyor”.
Rusya Devlet Başkanının basın sözcüsü Dmitri Peskov ise anlaşmanın imzalanmasından sonra açıklama yaptı. Peskov, anlaşma imzalamanın Ukrayna, Gürcistan ve Moldova’nın egemen hakkı olduğunu bildirdi: “Ancak Rusya, bu anlaşmanın kendi piyasalarına negatif etkisini gördüğü durumda önlem alacak”. Peskov, konunun anlaşmanın imzalanması değil, gerçekleşmeye başladığı zaman Rusya piyasalarına etkisi ile ilgili olduğunu söyledi.
Anlaşma ne zaman yürürlüğe girecek?
Kapsamlı serbest ticaret ve ortaklık anlaşması AB ile söz konusu 3 ülke arasında siyasi ve ekonomik entegrasyonu öngörüyor. Yaklaşık 300 sayfadan oluşan anlaşmanın yürürlüğe girmesi için ortak ülkelerin, AB’ye üye olan 27 ülkenin parlamentoları ve Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanması gerekiyor. Ancak Rusya ile eski Sovyet mekanı üzerinde nüfuz savaşında geç kaldığının farkında olan AB, yeni ortaklarına bu konuda kolaylık sağlayacak. Kısa zamanda Ukrayna, Gürcistan ve Moldova parlamentoları tarafından onaylanırsa, serbest ticaret ve ortaklık anlaşmasının uygulanması için birkaç ay, hatta belki birkaç sene alacak onay sürecini beklemek gerekmeyecek – bu ülkelere geçici uygulama hakkı tanınacak. Yani yakın bir-iki ay içerisinde 3 ülke kendi parlamentolarında anlaşmanın onay sürecini tamamlamayı başarırsa, ekimde veya kasımda serbest ticaret bölgelerini oluşturmak mümkün olacak. Aksi takdirde, söz konusu ülkeler AB ile ortaklığın faydalarından yararlanmak için daha çok beklemek zorunda kalacak.
Gürcistan ve Moldova, Brüksel’e kısa sürede derinleştirilmiş ve tam kapsamlı serbest ticaret ve ortaklık anlaşmasını en kısa sürede onaylama vaadi verdi. Ukrayna’dan ise şimdilik somut garanti verilmiş değil.
Cumhurbaşkanı Poroşenko, Brüksel’deki konuşmasında ülkesinde anlaşmanın onay sürecinin kısa zamanda tamamlanacağını umduğunu söyledi: “Ukrayna Avrupa hayalinin gerçekleşmesi için en yüksek bedeli ödedi. Bunu unutmamak gerekiyor”. Poroşenko, Ukrayna’nın hazır olduğu zaman AB’ye katılacağının da altını çizdi: “Ukrayna AB’ye tam üyelik için çaba gösterecek. Ukrayna, aynı değerleri taşıyan bir Avrupa devleti olarak tam üyelik için çalışacak”. Gürcistan Cumhurbaşkanı Girogi Margvelaşvili ve Moldova Başbakanı Yuri Lyanke de nihai hedeflerinin AB’ye üyelik olduğunu bildirdiler.
AB’ye üyelik garanti değil, ama hayal da değil
AB ile serbest ticaret ve ortaklık anlaşması, söz konusu ülkelerin AB’ye üye olması anlamına gelmiyor. Ancak bu anlaşma ortak ülkelerin hem AB mevzuatına uyum sağlaması, hem de Avrupa’ya yakınlaşması açısından geniş imkanlar sağlıyor. Ortaklık anlaşmasında Avrupa Birliği’ne üyeliğin bahsi bile geçmiyor, ancak bunu istisna eden bir madde de mevcut değil. Ayrıca, uzmanlara göre, “Doğu Ortaklığı” ülkeleri ile yapılan anlaşmalarla AB’nin diğer ülkelere önerdiği anlaşmalar arasında önemli farklar var. Bu farklardan en önemlisi ise işbirliği alanlarının daha geniş tutulması.
Neye imza attılar?
AB ile serbest ticaret ve ortaklık anlaşması dış politika, iç politika, güvenlik, yargı, ticaret, finans, çevre, bilim, eğitim, kültür, ulaşım ve diğer alanlarda işbirliğini öngörüyor. Anlaşma, AB için daha çok talep etme hakkı doğuruyor, ortak ülkeler için ise daha çok taahhüt, daha çok reform anlamına geliyor. Ortak ülkelerin AB’nin taleplerini yerine getirmek için yüzlerce yasa ve düzenlemeyi kabul etmesi gerekiyor. Bunun için ise ülkelerin çeşitli alanlarda faklılık göstermekle birlikte 5 ila 15 sene arasında süresi bulunuyor. Ortak ülkelerin çok zor siyasi, ekonomik, ticari, adli reformlar karşılığında alacağı ödül ise AB piyasalarına gümrüksüz erişim, finans ve teknik yardım olacak.
Derin ve tam kapsamlı serbest ticaret bölgesinin oluşturulması ortaklık anlaşmasının bir parçası, ama ayrı olarak ele alınıyor. Bu anlaşmaya imza atan ülke Avrupa standartlarında üretim, gıda güvenliği ve tüketici haklarının korunması konusunda taahhüt vermiş oluyor. Bu standartlara uyan ürünler gümrük vergisine tabi tutulmadan AB piyasalarına girebiliyor. Yani anlaşma bir taraftan üye ülkelerin Avrupa piyasalarına yolunu açarken diğer taraftan da yerli üreticilerin işini zorlaştırıyor. AB’nin talep ettiği standartları yakalamak için tamamen yeni kuralların uygulanması ve ilk aşamada ciddi para harcanması gerekiyor. Bunu göze alamayan üreticinin AB piyasalarına erişimi ise mümkün değil. Dolayısıyla, en azından karşıdaki birkaç sene içerisinde serbest ticaret anlaşmasına konusunda çok fazla beklenti içerisine girilmemesi gerekiyor. Uzmanlara göre, Ukrayna, Gürcistan ve Moldova serbest ticaret anlaşmasının faydasını en erken 5 sene sonra görebilecek.
Gönül Şamilkızı - TRT Türk