Netflix'in Bridgerton dizisi milyonlarca izleyiciye sahip. Peki dizideki Kraliçe Charlotte ve Kral III. George'un aslında gerçekten tarihin tozlu raflarında yattığını biliyor muydunuz? Buyurun...👇
Netflix'in Bridgerton dizisi milyonlarca izleyiciye sahip. Peki dizideki Kraliçe Charlotte ve Kral III. George'un aslında gerçekten tarihin tozlu raflarında yattığını biliyor muydunuz? Buyurun...👇
Hemen anlatalım isterseniz!👇
17 yaşındaki Sophia Charlotte, 1761 yılında Londra sarayına ilk kez adım attı. Fakat daha önce ne İngiltere'ye adım atmıştı ne de kocası olacak kişiyle tanışmıştı.
Avrupa aristokrasisin diğer üyelerinin 'taşra düklüğü' olarak gördüğü normalden çok daha farklı bir hayat geçirdi. Bu durum, uzak diyarlardaki bir prens ile tanıştıktan sonra tam anlamıyla lehine bir duruma dönüşecekti.
Henüz evlenmemiş olması ulusal bir mesele haline geldi. Kral George'un bir eşe ihtiyacı vardı ve danışmanlarıyla birlikte Protestan kökenli bir prenses için arayışa geçtiler.
Bu durum kralın danışmanları tarafından olumlu bir özellik olarak görüldü. Bu nedenle George, Charlotte' ile hiç tanışmamış olmasına rağmen 1761 yılında evlenme teklifi etti. Charlotte kabul etti ve evlilik İngiltere'ye ayak bastıktan tam 6 saat sonra gerçekleşti.
Evlilikten kısa bir süre sonra Charlotte bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Kraliçe Charlotte, evliliği boyunca tam tamına 15 çocuk doğurdu!
Tarih raporlarına göre kral ve kraliçenin mutlu bir evliliği vardı. III. George sadık babaydı. Ancak İngiliz aristokrasinin resmi kuralları nedeniyle kayınvalidesiyle sürekli olarak çatışma halinde olan Charlotte, bu yaşama adapte olma konusunda az da olsa zorlandı.
Evlendikten bir yıl sonra Kral George, kraliçeye Buckingham Düklerine ait büyük bir mülk satın aldı. Günümüzde Buckingham Sarayı olarak bilinen bu ev, 'Kraliçe'nin Evi' olarak adlandırıldı. Charlotte, orada kitap okuyarak ve klavsen çalarak refah içinde yaşadı.
Çiftin mutluluğu maalesef ki uzun sürmedi. 1765 yılında Kral George, o kadar büyük bir akıl hastalığıyla mücadele ediyordu ki danışmanlar Charlotte'ın geçici olarak tahta geçmesini bile önerdi.
George, mani, depresyon, halüsinasyonlar ve nöbetler geçirdi. Tarihçiler, Kral George'un aile üyelerine saldırdığını ve hatta cinsel istismara bile kalkıştığını raporladı.
1788 yılında Charlotte'ın yardımcısı Franscis Burney, 'Kraliçe içindeki gizli korkuya yenik düştü' diye yazdı. Raporun devamında göre Kral George'un geçirdiği nöbetler sıklaştı ve Kral izole edildi. Hatta ve hatta hapsedildi.
Fakat Kral III. George maalesef ki hayatının sonuna kadar bu hastalıkla pençeleşecekti. Raporlarda 1789 yılında kraliçenin saçlarının stresten beyazladığı dipnot olarak düşülmüştür. Kraliçe Charlotte 1818 yılında öldüğünde kocası o kadar hastaydı ki karısının öldüğünü bile anlayamayacak durumdaydı.
Günümüzde Charlotte, kocasının akıl hastalığıyla bağlantılı olan tarihi bir figür olarak bilinse de bir kısım Charlotte'ı Büyük Birtanya'nın ilk siyahi (ya da melez) kraliçesi olduğunu iddia ediyor. Onlarca yıldır tarihçiler, Charlotte'ın Portekiz aristokrasisiyle olan bağlantısının yanında atalarının siyahi olup olmadığını tartıştı.
Rivayetlere göre de Kraliçe Charlotte'ı güzellik algılarına uydurabilmek için beyaz olarak tasvir ediliyor. Fakat kraliçenin gerçek hayatta nasıl göründüğünü belirlemek imkansız. Bu nedenle bu tartışmalar muhtemelen asla çözülmeyecek.
Bridgerton'u izlemiş bir olarak bu mini diziyi de bitirdim, gayet keyifli bir dönem dizisi öneririm. Siyahi(melez) olması dizide beni de biraz düşündürdü ama oyunculuklar yerinde. Kraliçe olarak kralın sağlık durumunu yönetmesindeki performansı ve o güçlü duruşu yansıtmasını ben beğendim. Kostümler vs zaten muhteşem, akıp gidiyor dizi izleyin :) çok gereksiz uzun yorum yaptım neyse tşk by :)
Harry'nin hatunu avamdan diye kuyruğundan tutup kapıya koyan kraliyet, zenciyi kraliçe yapar mı hiç. Akıl var izan var