Brain Surgery Live Ülkemizde Yayınlansaydı Karşılaşabileceğimiz 10 Olay

Not: Bu liste çok aşırı derecede genelleme içermektedir. Burada yazıldı diye herkes öyle olacak değildir. Kimseyi hedef almamaktadır ve öyle bir maksatla oluşturulmamıştır.

26 Ekim gecesi National Geographic ilk kez yapılacak bir işe kalkıştı ve bir beyin ameliyatını canlı olarak yayınladı.

Ayrıntılar için buradan >>   Beyin Ameliyatı: Canlı Yayın

Her gün dünyada belki milyon kez yapılan ama çıplak gözle görmenin çoğumuz için pek mümkün olmadığı bir olayı, en azından televizyon ekranlarından izleme imkanı bulduk. Bu tarz bir operasyonun ne gibi adımları var, neler yapılıyor, prosedürü neler  az çok fikir sahibi olduk.

Böyle bir girişim için NatGeo'ya ne kadar teşekkür etsek az ama biz gelin, böyle bir program ülkemizde yapılsaydı neler olabilirdi onlara bakalım.

1. Hasta yakınları, operasyon sırasında ameliyathanenin kapısına dayanabilirdi.

Babası, dayısı veya herhangi bir yakını ameliyathanede kesip biçilirken(!) ve bunu ekranda izleyen yakınları sinir krizine girip çok matah bir şeymiş gibi orada olay çıkarabilirlerdi.

2. Cerrahlar, ameliyat bittikten sonra şiddet görebilirlerdi.

Hasta -çok büyük ihtimalle-  sağlına kavuşup eski güzel hayatına geri dönecek kadar başarılı bir ameliyat geçirmiş olsa bile, yakınları 'Senin ne işin var televizyonla, kamerayla? Sen neden bütün dikkatini hastamıza vermedin?' diyerek hastaneyi birbirine katabilirdi.

3. Yayına ürün yerleştirme ile reklam alınabilirdi.

Gerçi Erdal Baggal'ın şöyle bir reklamını görseydik fena olmazdı.

4. Akrabalardan gelen oyun istekleri, ameliyatın gidişatını etkileyebilirdi.

Adamcağız tam da durumunun iyi olduğunu sosyal medyaya duyurmak için facebook'a giriş yapmış, işler o derece yolunda. Pat diye bildirim geliyor. Neymiş efendim, dayısının gelinine oyunda can lazımmış. Sinir krizinden bütün ameliyathaneyi dağıtırdı mazallah!

5. Canlı yayına çıkmak isteyenler olaya dahil olabilirdi.

Evet, yine o adam...

6. Onlarca tartışma programı, bu durumu mahremiyet ve günah-sevap açısından tartışırdı.

Bir ofsaytın, bir ibadetin, siyasi bir konunun bile saatlerce tartışıldığı güzel ülkemde; konuda uzman olmayan pek çok kişi yine bağıra çağıra fikrini karşısındakine kabul ettirmeye çalışabilirdi. Yine konuyla uzaktan yakından alakası olmayan futbol yorumcusu-siyasetçi kişiler tarafından cerrahların işlerini düzgün yapmadıkları iddiası ortaya atılabilirdi.

7. Hastanın kafatasında ameliyat ekipmanı unutulabilirdi.

Onca kameranın önünde zor belki ama 'Olmaz olmaz.' dememek lazım.

8. Tam da hayatım düzeldi diye sevinirken sokakta yok yere ölebilirdi.

Eceliyle ölmenin ülkemizde büyük bir lüks olduğu yadsınamaz bir gerçek. Elbet hastamız da bundan nasibini almalı. Bu güzel insan durakta beklerken otobüsün altında kalabilir, etrafta gezinirken biber gazından boğulabilir, maganda kurşununa hedef olabilirdi.

9. Ameliyattan bir süre sonra hastamızı evlilik, magazin, eğlence vs. konulu programlarda boy gösterirken görebilirdik.

Önce hüzünlü bir müzik eşliğinde eski günlerini anlatır, ardından kalkıp çiftetelli eşliğinde gerdan kırabilirdi.

10. Reklamını yapmak isteyen bir patron, hastaya en asgarisinden(!) bir maaş karşılığı iş teklif edebilirdi.

Ve tabi ki bu teklifi onlarca kameranın karşısında, samimi bir gülüş takınarak yapardı.

Sırf kendi durumunda olanlara umut olabilmek için, ekranlara çıkıp bunun korkulacak bir şey olmadığını gösteren koca yürekli adam: GREG GRINDLEY... Umarız güzel günlerin yakın ve boldur. Teşekkürler...    

Böyle güzel bilimsel yayınların, bilim insanlarımız tarafından ülkemizde de serbestçe ve sadece bilim amacıyla yapılabildiğini çokça görebilmek umuduyla.

Popüler İçerikler

Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
Bakanlığın Gıda İfşaları Devam Ederken En Fazla At ve Eşek Etinin Satıldığı Şehirler Belli Oldu
HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu