Tarihi daha doğru öğrenip anlamak o kadar önemli ki! Ye yeni yöntemlerle daha çok aydınlandığımız kesin. Bir diş ya da ufacık bir kalıntı o günlere dair çok önemli bilgiler verebiliyor bize. Ve yeni çalışmalar sayesinde aslında çok uzak geçmiş sandığımız tarihlerle aramızdaki görece mesafe git gide kapanıyor. İşte bu mesafeyi biraz daha kapatan Şubat 2023'ün en önemli 10 arkeoloji haberi!
Kaynak: Arkeofili
Fil kemikleri ve taş aletler üzerinde yapılan yeni bir inceleme gösteriyor ki modern insanın uzak kuzeni olan Neandertaller, 4 metre boyundaki düz dişli filleri avlıyor, eti işleyebiliyor ve kemiklerde hiç et kalmayacak şekilde doğrayıp kesebiliyorlarmış.
Ülkemizdeki 3200 yıllık ağaçlar üzerinde yapılan bir araştırmaya göre İç Anadolu'da üç yıllık şiddetli bir kuraklık yaşandığını gösterir. MÖ 1200 ile 1150'ye tarihlenen bu dönem aynı zamanda Hitit İmparatorluğu'nun çöküşüne denk geliyor. Yaygın olarak Genç Tunç Çağı çöküşü olarak bilinen olay sadece Anadolu'yu değil Mısır'ı da etkiler.
Bulunan manuel sifonlu tuvaletin etrafı kapalı bir havza ve açık bir çukura açılan borudan oluşuyor. Muhtemelen tuvalet her kullanıldığında hizmetçiler su döküyordu. Tuvaletin geri kalanı bulunamadığı için alafranga veya alaturka olup olmadığı anlaşılamamış.
Vezüv MS 79'da patladığında tarihsel bir niteliğe sahip olan ve Büyük İskender'den sonra gelen hükümdarları anlatan bir kitap kömürleşir. Sonrasında geri kalan kısmı Napolyon'a hediye edilen kitap şu an Michigan Üniversitesi'nde Richard Janko'nun çalışmaları dahilinde deşifre ediliyor.
Maya yaratılış mitlerine bakıldığında Tanrıların insanları mısırdan yarattığını görürüz. Şimdi ise Belize'de yapılan bir araştırma gösteriyor ki mısır gerçekten Mayalar için önemli. Çünkü Mayaların atalarının yarısından fazlasının izleri, 5.600 yıl önce gelen ve mısırın yeni çeşitlerini getiren Güney Amerikalı göçmenlere kadar uzanıyor.
Rosetta taşında geçen ve diğer tarihi metinlerde de bahsedilen Mısırlılar ile Ptolemaios Krallığı arasında MÖ 207’den MÖ 184’e kadar süren bir savaş olan Büyük İsyan’ın yeri tam bilinemezken 2009'dan beri yapılan çalışmalar gösteriyor ki bu savaş kuzey Mısır’ın Nil Deltası’nda Thmouis adlı eski bir Greko-Roma sanayi kentinde (Tell el-Timai olarak bilinen alan) geçmiş.
Yapılan son kazıların gösterdiğine göre Kenya'da bulunan bu aletler eskiden varsaydığımız gibi atalarımıza değil de başka bir türe 'Paranthropus'a ait olabilir. Araştırmacıları bunu düşündürmeye iten neden ise kazı bölgesinde aletler ve etlerin yanında evrim ağacımızın bir yan dalında yer alan kaslı çeneli bir hominin olan Paranthropus’a ait bir çift büyük azı dişi bulunması.
Araştırmacıların Fransa'nın güneyindeki Grotte Mandrin adlı bir kaya sığınağında yaptığı çalışmalara göre yaklaşık 54 bin yıl önce Avrupa'ya ulaşan Homo Sapiens'in bu kıtayı yay ve ok ile tanıştırdığını gösteriyor.
Tam 13 bin 900 yıllık olarak tarihlenen mızrak ucu fillerin tarih öncesi akrabalarından olan Mastodon'un kemiğinden yapılmış. Bu buluş aynı zamanda Amerika'daki Mastodon avcılığının en eski örneği olarak görülüyor.
Norveç'in güneyinde bulunan ve hala orada sergilenen 125 cm boyunda ve alışılmadık bir kafatasına sahip olan çocuğun bu özellikleri göz önüne alındığında Mezolitik döneme göre bile boyuna kısa olduğu anlaşılıyor. Ayrıca araştırmacılar, çocuğun kafatasının yanlara doğru değil de geriye doğru büyümüş (skafosefali) olmasına şaşırıyor.