İzlediğimiz filmlerde veya yabancı televizyon dizilerinde birçok kez aşk üçgenlerini görüyoruz ve bir çifti birbirine diğer çiftten daha çok yakıştırıyoruz. Friends, Gossip Girl, Vampir Günlükleri, How I Met Your Mother ve birçok efsane yapıttaki aşk üçgenlerini konu alan Buzzfeed kaynaklı çeviri içeriğimize bir göz atın.
Hadi dürüst olalım, hepimiz içten içe Rachel'in Joey ile birlikte olmasını istiyorduk. Ross'la aralarında fazlaca yaşanmışlık olmasına rağmen Rachel, Ross'dan daha fazlasını hak ediyor. Joey, Ross'un kafasında kurduğu ideal Rachel'i değil, gerçek Rachel'i önemsiyordu. Emma varken Rachel'in yanındaydı ve onu babasıymış gibi seviyordu (oyuncağını ve yemeğini paylaşmak istemese de). 6. sezonda Rachel Joey'in dairesine ilk taşındığında onun yanında çok eğleniyordu, daha da önemlisi, daha kaygısız ve mutluydu. Bu durum Joey Rachel'in etrafındayken dizi sonuna kadar devam etti.
Dan ve Blair kesinlikle beraber olmalıydılar. Çiftimiz arasında klasik filmlerden esinlenilmiş bir sürü zekice şakalar bulunuyordu. Yeri geldiğinde birbirlerini ezip geçmekten korkmuyor, gerekli olduğunda teselliyi birbirlerinin kollarında buluyorlardı. Hatta Blair bir keresinde, Dan'ın onu en kötü sezgilerinden koruduğunu ve beraber sağlıklı bir ilişkilerinin olduğunu söyledi.
Bu çiftimiz diğerleri arasında en az popüler olanı olabilir, ama Michael'dense, Jane ve Rafael'i beraber görmeyi tercih ediyoruz. Bu durum belki de Michael'in dizide öngörülen ölümü yüzünden veya dizide baştan beri var olan ilişkilerinin sıkıcılığından ya da Michael'in Jane'i yeterince desteklemiyor olmasından olabilir. Sonuç olarak, Jane ve Rafael'in gözardı edilemeyecek derece uyumlu bir ilişkileri var.
Herkes Damon için deliriyor olabilir, dizideki karakterini seviyor olsak da Elena ve Damon birbirleri için uygun değiller. Ayrıca, ilişkileri gerçekten sinir bozucuydu. Stefan biraz sorunlu olmasına rağmen, en azından kibar, güvenilir ve sevgi doluydu. İkilinin aşkları çok içten ve gerçekçiydi. Stefan Elena'ya her zaman çok iyi davrandı ve ikisi birbirine bağlı bir çiftti.
Apaçık Dawson ve Joey hem birbirlerine aitlerdi hem de birbirlerini hak ediyorlardı, çünkü ikisi de berbat karakterlere sahipti. Tencere kapak hesabı. Pacey daha iyilerine layıktı.
Başımıza taş yağmayacaksa şunu söyleyelim, Monica kesinlikle Richard'la evlenmeliydi. Richard, karakterinden ve tabii ki yaşından dolayı olgun bir adamdı. Monica'nın en iyi özelliklerini ortaya çıkarıyordu, ona iyi geliyordu. Chandler'la olması Monica'nın daha garip bir kişiliğe bürünmesine sebep oldu, çünkü Chandler tam bir çocuktu. (Hala Chandler'i çok seviyoruz.)
Dylan'ın Kelly ile beraber olmasına sinir olmayan yoktur herhalde. Takım Brenda!
Aşk üçgenlerinin olmazsa olmazı: Alacakaranlık. Jacob, Bella için şüphesiz en mantıklı karar olacaktı. Ölene kadar takım Jacob!
Carly ve Freddie yine 'keşke hep beraber olsalardı' dediğimiz çiftlerden. Dizi biteli neredeyse 6 yılı geçiyor ama iCarly dizisinin sonu izleyenleri hala üzüyor.
Katniss, Gale'i seçmek yerine nasıl Peeta'yı seçer? Kitaplarda ve filmlerde, Katniss ve Gale'in birbirleriyle kimyaları daha fazla tutuyordu ve Gale onun için açık ara en iyi seçimdi. Peeta ile sonlanmaları bu film serisini mahvetti gibi diyebiliriz.
Pretty Little Liars'daki Spencer/Caleb/Hanna aşk üçgeninde daha çok Spencer ve Caleb'i 'ship'liyoruz! Aslında dizi, nasıl harika bir beraberlikleri olacağı konusuna kadar onların gelişimini göstermek adına harika bir iş çıkardı. Ayrıca, televizyon dizilerindeki en iyi yakınlaşma sahnelerinden birine de şahitlik ettik!
Spike kesinlikle Buffy için Angel'dan daha iyi bir seçenek. Dürüst olmak gerekirse Angel, Buffy'nin ergenken hoşlandığı tuhaf bir çocuktu ve sürekli olarak Buffy'yi bırakıyor ve üzüyordu. Ama bir yandan Spike'ın, acımasız bir adamdan, Buffy için dünyayı kurtaran ve ne olursa olsun onu sevmekten vazgeçmeyen harika bir karakter gelişimi vardı. Herkes her zaman Angel'i sevdi fakat Buffy kesinlikle ondan daha iyisini hak ediyor, yani Spike'ı.
Duckie çok tatlıydı, espriliydi, Andie'ye çok aşıktı ve onu anlıyordu. Ama Andie, okul balosuna sıkıcı Blane ile gitmeyi tercih etti. Andrew McCarthy'nin sevimli olduğunun farkındayız, ama Jon Cryer bizim için çok özeldi.
Brooke, Lucas ile olmalıydı. Birbirleriyle çok uyumluydular ve Lucas, Brooke'un en iyi yönlerini ortaya çıkarıyordu. Peyton, Lucas'ın onun için endişelendiği, adamı sırtından bıçaklayan, rezil bir arkadaştı. Brook'u Jack ile beraber çok sevdik çünkü o varken daha yumuşak başlıydı.
Jeff ve Britta'nın birlikte olmaları anlamlı geliyor. Onların ilişkileri daha çok fizikseldi ama birbirleriyle, gruptaki kimsenin olmadığı kadar rahattılar. Onlar aynı ölçüde bencil, kibirli, tuhaflardı ve benzer ailesel problemleri vardı. Ayrıca deli gibi de atışırlardı. Ama beraberken tamamen kendileri olabiliyorlardı, rahat olabilmek adına başkalarıymış gibi davranmalarına gerek yoktu.
Carrie yüzde yüz Aiden'le kalmalıydı...
Barney ve Robin'in birlikte olmaları hiçbir zaman mantıklı değildi. Ted, her zaman Robin'in hayatının aşkıydı. Son sahnede hepimizin gözlerinden yaşlar süzülmesine sebep olan fotoğrafa tekrar bakın.
Friends'in en iğreti olayı Joey ve Rachel arasındaki olaydı.O bölümleri sinir ola ola izledim.Rachel demek Ross demektir.
Pembe, ethem ve yunuz üçlüsü nerede acaba??????
+Dan ve Blair mı? hahahahahaha admin alemsin. Chuck ve Blair dizi tarihinin en efso çiftidir bu arada.