Dünyanın her köşesi apayrı bir cennet, apayrı bir güzellik... İmkanımız olsa, her bir karışını gezip görmek isterdik. Olur da sizin için şartlar olgunlaşırsa bulduğunuz ilk fırsatta mutlaka gidip görmeniz gereken dünya üzerindeki birbirinden harika gezi rotalarını sizler için derledik. İnsana ilk görüşte evi arabayı satıp yerleşme isteği uyandıran bu cennet köşelerine birlikte göz atmaya ne dersiniz?
Semuc Champey, Guatemala’nın Alta Verapaz bölgesindeki Lanquin sınırları içinde bir doğa harikası. Yeşilin en canlı tonları ile çevrili bu yerde hem huzurun hem de eşsiz bir maceranın kapılarını aralayacağınız kesin...
Ölmeden önce mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri de Reed Flute Mağarası. Çin’in kuzeybatısındaki Guilin şehrinin merkezinden yaklaşık 6 km uzaklıkta bulunan mağara, rengarenk atmosferi ile adeta masal kitaplarından fırlamış hissi veriyor. Tarihin kendisinden bile eski bu büyüleyici yeri, gezi rotanıza eklemeyi unutmayın!
İngiltere'nin bu masalsı köşesi, Tintagel Köyü sınırları içerisinde yer alıyor. Ayrıca, İngiltere'nin en çok turist çeken bölgelerinden biri. Buraya adım atar atmaz, ormanlık arazinin herhangi bir köşesinden önünüze küçük periler fırlayacakmış gibi hissedeceksiniz.
Meksika'nın Yucatan Yarımadası'nda bulunan bu saklı cennet, tavandaki delikler sayesinde doğal bir ışıklandırmaya sahip. Turkuazın en canlı tonundaki sulara vuran ışıklar eşliğinde yüzmek sizin için eşi bulunmaz bir deneyim olacaktır...
Güneş ışınları ile rengi kırmızı, turuncu, sarı ve pembenin en güzel tonlarına bürünen Petra, Ürdün'ün Lut Gölü ile Akabe Körfezi arasındaki toprakları üzerinde yer alan bir antik kent. Aynı zamanda, Nebatî Krallığı'nın da başkenti olan Petra, içinde 2200 yıllık bir tarihi barındırıyor. Bu muhteşem yeri mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.
Peak District, İngiltere'de Pennine Dağları'nın sonunun en güneyinde bulunan bir dağlık alan. Ayrıca İngiltere'nin ilk ulusal parkı olarak da biliniyor. Tam bir doğa harikası olan Peak District'te aradığınız huzuru bulacağınıza eminiz...
Meşhur Hollanda lalelerini yerinde görmek istemez misiniz? 'Yeryüzündeki Cennet' olarak adlandırılan ve dünyanın en büyük çiçek bahçesi olarak bilinen bu yer, 7 milyon çiçeğe ev sahipliği yapıyor. Şimdiden burnunuza mis gibi çiçek kokuları gelmeye başladı, değil mi?
Almanya'nın güneybatısında bulunan Baden-Württemberg eyaletindeki ağaçlık dağ bölgesi olan Black Forest'ın doğu ve güney kısımları Ren Nehri tarafından sınırlandırılmış. Dünyanın saklı cennetlerinden biri olan bölge, adeta bir ressamın fırça darbeleri ile hayat bulmuş gibi değil mi, sizce de?
North Yorkshire'da bulunan bu büyüleyici yer, Ridd Nehri'nin dingin sularını ayaklarınıza seriyor. Kafa dinlemek ve doğa ile iç içe olmak istiyorum diyorsanız; Knaresborough sizin için biçilmiş kaftan!
Yunanistan'daki Parnasos Dağı'nın güneybatısında bulunan arkeolojik bir alan ve modern bir kasaba olan Delphi, 1987 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak listelendi. Buraya yapacağınız gezi ile tarihin tozlu sayfalarını aralayacak ve kendinizi bambaşka bir dünyanın içinde bulacaksınız...
Küçük bir Güneydoğu Asya ülkesi olan Laos, sınırların açılması ile birlikte özellikle son dönemlerde turizm açısından oldukça popüler bir yer haline geldi. Phonsavan şehrinin gizemli küpleri ise mutlaka gezi rotanıza eklenmeyi hak ediyor.
Dartmoor Ulusal Parkı, vahşi doğa ile iç içe vakit geçirebileceğiniz bir yer. Öyle ki, burada geçen her saniyeden keyif alacak ve kendinizi tabiat ananın kollarında hissedeceksiniz. Fırsatınız olur da yolunuz İngiltere'ye düşerse, Dartmoor Ulusal Parkı'nı ziyaret etmeyi unutmayın...
Yerli Okanagan halkı tarafından kutsal olarak görülen Spotted Lake yani Benekli Göl, her biri farklı renklerdeki mineral havuzları ile dikkat çekiyor. Göl suyunun yaz mevsiminde buharlaşması ile bu nadide görüntü ortaya çıkıyor. Gerçekten eşsiz bir görüntü, değil mi?
Çocukken hepimiz prens ya da prenses olma hayali kurmuşuzdur. İşte Fransa'daki Château des Milandes, o hayallerin adeta gerçeğe dönüşmüş hali. Fazla söze gerek yok, bu şahane fotoğraf bizim yerimize kendini çok güzel ifade ediyor zaten...
Genga Kasabası'ndaki Tempio del Valadier, tarihi dokusu ve gerçeküstü görüntüsüyle saklı bir hazineden farksız. İtalyan mimar Giuseppe Valadier tarafından bir mağaranın içine inşa edilmiş bu tapınak, mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri...
Kırmızı Sahil olarak bilinen Red Beach; Çin'in Panjin şehrinin 30 km güneybatısında Liaohe Nehri deltasında bulunuyor. Adını tuzlu-alkali topraklarda yetişen bir deniz otu türünün görünümünden alan Kırmızı Sahil, özellikle sonbahar aylarında bu alev kırmızısı renge bürünüyor.
İngiliz şair ve sanatçı Edward James tarafından inşa edilen bu sürrealist heykel parkı, zamanla doğa ile bütünleşerek seyrine doyulmaz bir yer haline gelmiş. Hem sanatın hem yeşilin bütün cazibesini içinde barındıran Las Pozas, hayalin gerçeğe dönüşmüş hali gibi...
Sokotra Adası, tam altı milyon yıl önce anakaradan ayrılmış. Dünyanın hiçbir yerinde göremeyeceğiniz türden bitkileri ve ağaçları burada görmeniz mümkün. Eşsiz bir doğası ve inanılmaz bir havası var. İnsana ilk bakışta bir film setini anımsatıyor.
Çin'in Hunan bölgesindeki Zhangjiajie'de bulunan Tianzi Dağları, yaklaşık 70 km'lik bir alana yayılmış, her biri yüzlerce metre yüksekliğindeki mermer kulelerden oluşuyor. Tianzi Dağları, James Cameron'ın Avatar filmindeki Uçan Dağlar'a benzediği için Avatar Dağları olarak da anılıyor. Tehlikeli görünümü bir yana, farklı atmosferi ile insanı kendine çeken bir yapısı var.
Kanada Rocky Dağları'nda 1885 yılında kurulan Banff Ulusal Parkı, Kanada'nın en eski ulusal parkı olarak biliniyor. Park, Alberta eyaletindeki Calgary'nin 110 km batısında yer alıyor. Oldukça büyük bir alanı kapsayan parkın büyüleyici atmosferi içinde kendinizi kaybetmemeniz mümkün değil...