HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, KESK ziyareti sonrasında Başbakan Davutoğlu’nun kendisini eleştirmek yerine hesap vermesi gerektiğini söyledi:
“Bugün başbakan ben olsaydım, çıkardım Türkiye toplumundan bin defa özür diler, istifa ederdim. Hatta böyle bir alçaklık karşısında onuru olan istifa değil, intihar eder. Bir tane haysiyetli, onurlu yok ki, istifa çağrısı yapalım. Bunun adına ileri demokrasi diyorlar.
Özellikle Davutoğlu’na sesleniyorum: Daha cenazelerimiz morgdayken bizi suçlayan dilden seni men ederim. Haddine değil! Sen başbakan bile değilsin. Ülkenin yönetimine zorla el koymuş, darbe yapmış bir kliksiniz. Biz sadece kardeşçe yaşamak için bu yürüyüşleri yapıyoruz. Cumhurbaşkanından başbakanına her konuşmanız tahrik kokuyor. Size oy verenler vatandaş, geri kalanların katli vacip.”
“Kimi yakaladın?”
Davutoğlu’nun 'Suruç'ta da Diyarbakır'da da sorumlular yakalandı' ifadesine tepki gösteren HDP lideri, şöyle konuştu:
“Utanmadan, sıkılmadan, bir başbakan olarak ‘Suruç katliamının sanığı Abdurrahman Açıkgöz’ü yakaladık, adalete teslim ettik’ dedin. Abdurrahman Açıkgöz canlı bomba, paramparça oldu orada. Kimi yakaladın, nereye teslim ettin? Bütün Türkiye’nin gözünün içine baka baka yalan konuşan adamdan hayır gelir mi?
Bugüne kadar hangi katliamın sonuçlarını, faillerini, arkasındaki isimleri ortaya çıkardınız? Roboski’nin mi yaptınız, Gezi’de öldürdüğünüz çocukların hesabını mı verdiniz, Diyarbakır’da patlattığınız bombanın arkasındaki gücü ortaya mı çıkardınız? Suruç mu ortaya çıktı? Bu da çıkmayacak.
“Biz ölüyoruz, siz değil”
Demirtaş, ülkeyi yönetenlerin ölümlerden sorumlu olduğunu söyledi. “Bu çocuk oyunu değil, ölen biziz. Asker de biziz, polis de biziz, Kürt de biziz, Türk de biziz! Yoksul halkın evlatları olarak biz ölüyoruz, siz ölmüyorsunuz. Sizin evlatlarınızın nerede ne yaptığını her gün izliyoruz. Biz ölüyoruz. Dolayısıyla hesap vermesi gereken biz değiliz, sizsiniz. Devlet sizin elinizde, ülkeyi siz yönetiyorsunuz. Her ölümden sorumlusunuz. Sizi hukukun, bağımsız yargının karşısına çıkartana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
“İstihbaratın en güçlü olduğu şehir”
HDP lideri, Ankara’daki saldırı öncesinde yeterli güvenlik önlemlerinin alınmadığını ifade etti. Patlamalardan sonra yaralıların olduğu yerde polisin gaz ve tazyikli suyla müdahale ettiğini söyledi:
“Türkiye’nin başkentinde kuş uçsa devletin haberi olur. İstihbaratın en güçlü olduğu şehirdir burası. 100 binlik eylem yapılıyor. Ne ana caddelerde, ne ara sokaklarda tek bir güvenlik önlemi yok. Kendileri miting yaptığında güvenlik önlemleri on cadde öteden başlıyor. Bugün barış isteyenlerin mitingine iki tane canlı bombayı adeta kendi elleriyle saldılar. Ne kontrol var, ne güvenlik var.
Yetmedi, canlı bombalar kendilerini patlatmış, yerde 500 yaralı var, nefes alabilecek durumda değil. Kendi emirleriyle polisleri gaz attı oraya. Yaralılar gazla, TOMA’dan sıkılan suyla uğraştı. Bunun hesabını vermek yerine çıkmış HDP’yi, Demirtaş’ı suçlayan bir tutum sergiliyorlar. Böyle bir utanmazlık olabilir mi?”
“HDP kendi mitingini bombaladı diyecek noktaya geldiler”
'Bunlar karanlık değil, alenen Ankara’nın göbeğinde ‘AKP’ye kim karşı çıkarsa geliriz, sizi paramparça ederiz, üstünü de örteriz’ mesajı verilmeye çalışılıyor. Neredeyse ‘HDP kendi mitingini bombaladı’ diyecek noktaya geldiler. Başbakan yarım saat konuşuyor, 20 dakikasını bize hakaret ve tehditle geçiştiriyor. 100 arkadaşımın katledildiği mitingle ilgili konuşuyor, konuşmasının yarısından fazlasını bana tehdide ayırıyor. IŞİD’le ilgili tek bir kınama cümlesi duydunuz mu, yok! Bizim başbakanımız değilsin, __doğru. Bizim katilimiz olmana da izin vermeyeceğiz. Bizi bu şekilde tehdit etmenize izin vermeyeceğiz.'
“Beyefendi gülüyor”
Ankara'daki saldırıya ilişkin ortak basın toplantısı düzenleyen üç bakandan Adalet Bakanı Kenan İpek’i hedef alan Demirtaş, “Gazeteci bakana ‘İstifa edecek misiniz?’ diye soruyor, beyefendi gülüyor. Yüz tane cenaze morgda bekliyor, ülkenin sözde adalet bakanı sırıtarak cevap veriyor. Biz bunlara mecbur değiliz. Ülke olarak bunların kahrını çekmek durumunda değiliz. Hâlâ bizi dışlayan tutum var” dedi.
Al Jazeera Türk ve DHA