Hikayesi gerçekten çok zorlu...
Hikayesi gerçekten çok zorlu...
Henüz 15 yaşındayken Komünist Parti Gençlik Kollarına katılarak işçi sınıfı mücadelesinin yanında yer almaya karar veren Olga, burada Otto Braun ile tanışır ve zaman içinde aşık olurlar.
Otto ve Olga, 1926 yılında vatana ihanet suçlaması ile Berlin'de hapse atılır. 3 aylık hapis serüveninin ardından şartlı tahliye olan Olga, hala hapiste olan sevgilisi Otto'yu kaçırmaya karar verir.
Öyle ki ikiliyi bulanlara 10 bin mark ödül bile verilecekti, fakat çiftimiz Berlin'de barınamayacaklarını anlayınca Moskova'ya kaçtı ve bir süre sonra ayrıldılar.
Bunun yanı sıra askeri eğitim ve pilotluk gibi sayısız konuda eğitim alarak bir süre Londra'da staj yaptı. Artık kendini kıtalararası görevler için hazırlamıştı.
Görevi Prestes'i Brezilya'ya götürmek ve ona orada göz kulak olmak olan Olga, bu nedenle Prestes ile beraber evli bir çift kılığına girer, fakat bu sahte aşk bir anda gerçeğe dönüşür.
Rio'daki evlerine yapılan baskın sonucu yakalandıklarında Olga 2-3 aylık hamiledir. Nazi istihbaratı baskılar sonucu Olga'nın Almanya'ya iade edilmesini istemektedir. Olga'nın dosyası incelendiğinde tam 2 bin olayda isminin geçtiği görüldü.
Sevk edildiği hapishanede kızını dünyaya getiren Olga, kızı ile yalnızca 14 ay birlikte kaldı. Kızı Anita daha sonra babaannesi tarafından alındı ve Brezilya'ya geri götürüldü.
Olga, kampta yer alan diğer kadınlara coğrafya ve savaş eğitimleri verir. Bunun yanı sıra kampta gizli gizli gazete çıkarmaya başlar. Yani asla boş durmaz.
Olga Benario'nun mektubu;“(...) Sevgili Anita, sevgili kocam. Çarşafların altında ağlıyorum ki kimse sesimi duymasın. Çünkü bugün bu denli korkunç bir şeye tahammül edecek güç bende yok gibi duruyor. Tam da bu yüzden size şu an hoşçakal demekle mücadele ediyorum. Böylece son ve en zor saatler sırasında yapmak zorunda kalmayacağım. Bu geceden sonra sahip olduğum kısa geleceği basitçe yaşamak istiyorum. İsteğin gücünü bana öğreten, birtanem, sendin. Özellikle bizim gibi kaynaklardan fışkırınca. Doğru ve iyi için, dünyanın iyileşmesi için mücadele ettim. Şimdi sana söz veriyorum, veda ettiğim gibi, son ana kadar benden utanmanı gerektirecek hiçbir neden bırakmayacağım. Lütfen anla: Ölüm için hazırlanmak pes etmek demek değil, aksine o an geldiğinde nasıl rahat olunacağını bilmek. Bu süre zarfında pek çok şey hâlâ olabilirdi. (...) Son ana kadar metanetli ve yaşamaya azimli kalmaya devam edeceğim. Şimdi uyumam gerekiyor, böylece yarın güçlü olabilirim. İkinizi de son defa öpüyorum. -Olga ”
Bu kadın savaşçı, içerisinde bulunduğu şartlara nazaran gösterdiği inanılmaz cesaret ile bugün bile gururla anılıyor.