2018 yılında Erdoğan, Macron ile Paris'te bir araya geldi. Bu görüşmenin ardından düzenlenen toplantıda yapılan açıklamalar, AB konusunda iki ülke arasındaki gerilimi artırdı. Toplantıda Macron şu sözleri şöyleydi:
“Türkiye-AB ilişkilerine de değindik. Güncel gelişmeler ve tercihlerin, AB üyelik sürecinde ilerleme yaşanmasına izin vermediği açıktır. Yeni başlıkların açılması gibi bir durum söz konusu olmayacaktır, açılır dersem yalan söylemiş olurum. Bu konuda oldukça açık bir tartışma gerçekleştirdik. Her iki tarafın da (AB-Türkiye) süreç normal bir şekilde ilerliyormuş gibi sergilediği ikiyüzlülüğü ardında bırakması gerekiyor”
Erdoğan ise şu ifadeleri kullandı:
'Türkiye AB süreci içinde ne yazık ki 54 yıldır bu kapıda bekletilen ülke. Fransa AB’nin önemli bir ayağını oluşturuyor. Türkiye gibi başka bir ülke AB içinde yok. AB bize gerekçe de sunamıyor. İlk zamanlar 15 fasıl üzerinden bizi engellerken, fasılların sayısı 35’e çıktı. Daha sonra farklı yaklaşımla faslın kapatılması noktasına gelince olmadı. Bu bizi ciddi manada yorduğu gibi milletimi de ciddi manada yoruyor. Bizi belki de bir karara doğru sürükleyecektir. Ne olur artık bizi de alıverin diyecek halimiz yok. Bakın bunu Fransa’dan söylüyorum. Türkiye gibi bir başka ülke AB içinde yok. AB bize gerekçe de sunamıyor'
Sebep basit. Birinin erken seçim telaşı var, öbürü de yerel seçimlerde büyük bir hezimet aldı. 2 yıl sonraki seçimleri kaybetmek istemiyorsa bir düşmana ihtiyacı vardı, Türkiye'yi seçti. Şu anda ikisi de birbirine iç politikada yardımcı oluyor bilinçli ya da bilinçsizce.
Suni bir gündem yaratmak için ikiside milliyetçilik üzerinden tribunlere oynuyor ortaligi kizistirip arti puan kazanma pesindeler.Fransayla ha deyince iliskiler o kadar kolay gerilmez,yakinda birbirlerine zeytin dali uzatirlar.