Gülbaş, “İki yıldır mücadelemin boşuna gittiğini düşünüyorum ama ben asla vazgeçmeyeceğim. İtirazlarımızı yaptık, bekliyoruz” dedi. Gülbaş, şunları söyledi:
“Ben elinden kaçıp kurtulduktan, tantuniciye sığındıktan, o kadar adam kapıya yığıldıktan sonra birbirimizi bıçakladık deyip de o şekilde ambulansı araması onun gönüllü vazgeçtiğini kesinlikle göstermiyor. Gönüllü vazgeçmiş olsaydı içerde delilleri karartmazdı. Masanın üstünde ekstra iki tane bıçak vardı, yıkanmıştı. Paspas yapıyordu polis paspas yaparken buldu kendisini. Bana göre ‘gönüllü vazgeçme’ değil. Bunu hukuki olarak kesinlikle kabul etmiyorum.”
Gülbaş, adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Sazlar’ın elektronik izlemeyi ihlal ettiğini belirterek şöyle konuştu:
“Çıktıktan bir hafta-10 gün sonra elektronik kelepçe takıldı. Elektronik kelepçe takılmasına rağmen iki kez elektronik kelepçeyi ihlal etti. Bir keresinde cihazı arızalandı, toplam 3 kere ihlal olmuş oldu. Bana göre ihlaldir. Kelepçe arızalanacaksa ben nasıl güvende olacağım. Teknik olarak bunun çaresine bakılmalı.
“16 bıçak darbesinin bedeli iki yıl oldu” diyen Sazlar, dava aşamasında avukatların 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ve İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını talep ettiğini ancak uygulanmadığını söyledi.
Adalet olmayan muz cumhuriyetinde sıradan bir gün daha.