Bora Farsak Yazio: Soyumuz Tükeniyor

Her yaş grubundan her meslek grubunda bir yurtdışı furyası başladı. Giden gidene kaçan kaçana. Avrupa'ya mı gitsek Amerika'ya mı? Kanada'ya mı gitsek Avustralya'ya mı? “Orası şu meslek grubunu kolay alıyormuş, burada bu meslek grubuna ihtiyaç varmış” gibi söylemleri artık eskisine göre daha sık duyar olduk.

Aslında bizim çocukluk ve gençlik yıllarımızda da yurtdışında okumak, yurtdışında yaşamak keyifli gözüküyordu ama bir o kadar da korkutucuydu çünkü bugünkü gibi bir teknoloji, iletişim, ulaşım maalesef ki yoktu.

WhatsApp'tan her gün görüntülü olarak ailenizle konuşamazdınız. Telefon açmaya kalksanız  aylık maaşınızı öderdiniz. 1984’te ilk İngiltere'ye gittiğimde oradan aileme attığım kart neredeyse benimle aynı vakitte geldi. Bir de gelişmekte olan Türkiye, umutlar vardı. Adına vatanseverlik mı desem aileye daha düşkün bir jenerasyon mu desem tam olarak adını koyamadığım bir şekilde gidip kalmaktansa daha iyi bir eğitim alıp yurda dönmek gibi bir fikir vardı. Bugün ise böyle bir fikir olmadığı gibi, ailelerin neredeyse tamamı çocuklarına; “git kendini kurtar çocuğum, bir daha da gelme” demeyi tercih ediyorlar. 2015 sonrası çifte vatandaşlık için alternatifimiz olsun diye Kanada'da ev kiralayanları, Avrupa ülkelerinde ev alanları saymıyorum bile.

Bunda bir miktar daha kaliteli yaşam, daha iyi daha iyi medeni bir ortam, hak, hukuk vesaire etkileri varken diğer yandan da benim güzel ülkemde ortaya çıkan ekonomik, sosyal, hukuki keyifsizliklerde önemli bir yer tuttu. Hepimiz hep iyileri düşünerek adım atıyoruz. Peki hiç kötüleri düşündünüz mü? Gidilen ülkedeki ortaya çıkabilecek problemleri düşündünüz mü? Dil problemleri, örf, adet.

Unutmayın gittiğiniz yerde hangi ülkede olursanız olun dil anadiliniz olmayacak ve yıllarca, konuşmaya başladığınızda bu fark, karşınızdaki tarafından algılanacak ve yabancı hissettirileceksiniz.  Geldiğiniz ülke özellikle de İslam coğrafyası, dış görünüşünüz, ten renginiz, sakal, bıyık, bulunduğunuz ülkelere göre değişmekle birlikte, edineceğiniz konumu etkileyen en önemli faktörler olacak. Unutmayın ortak geçmişiniz olmayan orada büyümediğiniz bir toplumdasınız.

Aileden uzakta, çoğunlukla yapayalnızsınız.

Çok iyi bir pozisyonda değilseniz herhangi bir işten çıkarmada ilk giden siz olursunuz. Sadece gitmekle kalmaz, daha henüz vatandaşlık almadıysanız, size şu kadar hafta içerisinde yeni bir iş bulmanız gerektiği, aksi takdirde vizenizin uzatılmayacağı haberi gelir.

Bu  İstanbul'un taşı toprağı altın zihniyetinden farklı değildir. Her yurt dışına giden başarılı, zengin olacak, çok iyi bir hayat sürecek diye bir kural yoktur. Unutmayın gidenlerin bir kısmı da son derece mutsuz bir şekilde ve vakit kaybetmiş olarak geri dönüyor.

Son olarak da bu yazının başlığının altını doldurmaya çalışayım. Bizler vatan sevgisi,

bayrak sevgisi, Atatürk sevgisi ile yetişen jenerasyon olarak gitmeyi ve kalmayı pek düşünmedik ancak evlatlarımız için maalesef ki bunu düşünür hale geldik. Ama hepimiz bir şekilde gelecek vadeden, iyi yetişmiş ya da iyi yetişecek evlatlarımızı yurtdışına gönderdiğimiz de ve bunların birçoğu geri dönmediğinde ne olacak biliyor musunuz; hem ülkem hem biz anne babalar kaybedeceğiz. Hasta olduğumuzda telefonla geçmiş olsun diyen, öldüğümüzde büyük ihtimalle cenazemize katılamayacak,  mezarımızı sulayamayacak, bir çiçek dikemeyecek evlatlarımız olacak. Özlemi söylemiyorum bile.

Bu çocuklar yurtdışında yaşayan, orada evlenen, aile kuran, çocuk sahibi olan yeni bir jenerasyon oluşturacak. Benim güzel ülkem bu iyi yetişmiş evlatlardan mahrum kaldığı gibi artık bu topraklarda benim soyadım nüfus cüzdanlarında yazmayacak. Benim adım bir ya da iki jenerasyon sonra Türkiye Cumhuriyeti'nden tamamen kaybolmuş olacak, yani soyum tükenecek.

Üzücü ama gerçek olmak üzere.

Instagram

Popüler İçerikler

Meteoroloji 49 Kente Fırtına Uyarısı Verince Hava Forum 58 Kilo ve Altında Olanları Tiye Aldı
Domuz Eti Skandalıyla Gündeme Gelmişti: Köfteci Yusuf Yeni Bir Sektöre Giriş Yapıyor!
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
YORUMLAR
07.04.2022

İnsanlar bir kez geldiği dünyada 3-5 politikacının keyfi için ömürlerini heba etmek istemiyor. Hayat şartları her geçen gün geriye giderken ben de oğluma kızıma Amerika hedefi koyuyorum. Çünkü ne kadar emek veirsem vereyim partizan, sendikacı ve dernekçilerden dolayı önümüz açılmıyor. Okuyupta iş garantisi olan bölüm kalmadı ülkede. Neymiş soyum burda devam edecekmiş. Asıl burda kalırsa soyum kuruyacak yada köle olacak.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ