Bora Farsak Yazio: Kurşunun Önüne Atlamak

Dünya tarihine altın harflerle yazılmış bir geçmişimiz var aslında. Çağlar açıp çağlar kapatmışız. Ama benim gözümde en önemlisi Atatürk'ün evladı olmak, destansı bir şekilde Kurtuluş Savaşı'nın altına imza atmış olmak, gerçekten göğsünü kurşuna siper etmiş, Atatürk ve silah arkadaşlarının torunları olmaktır.

Konu vatan olduğunda birçoğumuz değil hepimiz diyeceğim, bence göğsümüzü siper ederiz.

Ama herhangi bir şekilde gündelik hayata geldiğimizde bu siper büyük ihtimalle, çocuklarımız, eşimiz, anne babamızla sınırlanacaktır. Aksini söyleyenleri saygı ile karşılayabilirim ama bol kepçeden atıp bu listeyi uzatanlar olsa da herhalde birçoğumuz bu şekilde bir sıralamada bulunacağız ve hepimiz için çocuklar öncelikle olacak.

Peki günümüzün konusuna geldiğimizde, ihtiyacımız olduğunda baş tacı edip, ihtiyacımız bittiğinde ya da herhangi bir sıkıntı çıktığında yerlere vurduğumuz doktorlara geldiğimizde acaba durum nasıl? Hiç düşündünüz mü?

Her televizyon programında geçen sene marttan beri psikiyatristlerin ön saflarda olduğu, insanların kovid pandemisine verdiği tepkilerin, yeni yaşamın, yeni algıların, insan fobisinin oluştuğu gündemimizde. Hepimizin topluluklardan kaçtığı, herkese vebalı olarak bakıp, acaba ondan mı, acaba bundan mı kaparım. Ay öksürdü acaba bana da bulaşır mı? 

Allah göstermesin başımıza gelse ölür müyüz kalır mıyız dediği günlerde, tüm meslektaşlarım aslında kendini kurşunun önüne attı. Hepimiz kaçarken onlar, özellikle de hasta olduğu bilinen ya da şüphelenilen grubun üstüne doğru koştu; sadece sağlık dağıtabilmek için.

Düşünsenize herkes evde; doktorlar, hemşireler işte.

İstifa yasak, izinler kaldırıldı, nöbetler arttırıldı. Bir çalışmaya göre bu pandemi eğer bir gün biter ise on milyon civarında olduğu düşünülen sağlık çalışanının 5 milyonunun tükenmişlikle karşılaşacağı yönünde. Bu süreç içerisinde aslında sadece ülkemizde değil bütün dünyada takke düştü ve kel göründü. 

Sağlık  sistemlerinin ne kadar yetersiz olduğu, sistemin ne kadar adaletsiz olduğu, olmazsa olmaz olan sağlık hakkının aslında bir ticarethaneye dönüştüğü, alet edevatın aslında modern teknoloji ile donatılmış olmamıza rağmen böyle bir salgına ne kadar hazırlıksız olduğu ve en önemlisi de bütün gelişmelere rağmen bugün robotlar, cipler, genetik kodlamalar, yapay organlar ve daha birçoğu konuşulmasına rağmen insan faktörünün yani burada konumuz olan doktor, hemşire faktörünün ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı.

Dünyanın en eski ve belki de en özverili mesleklerinden biri olan, belki de en önemlisi olan doktorluk bir kez daha kaybettiği ve layık olduğu değeri sözde de olsa görmeye başladı.

Kayak gözlüklerini, deniz gözlüklerini kendilerini korumak için dolaptan çıkartan meslektaşlarım, günlerce aylarca sevdiklerinden uzak kaldılar, ki üstlerine atladıkları hastalardan kaptıkları virüsü kendi sevdiklerini bulaştırmamak için. Otellerde kaldılar ve bunu ceplerinden ödediler. Sadece para ile bu konu bitse iyi, birçok saygıdeğer meslektaşım bunu, bu özveriyi maalesef ki canıyla ödedi. Dünya var oldukça da ödemeye devam edecek. Sakın yanlış anlamayın bu bedeli öderken ben dahil hiçbir meslektaşımın tereddüt ettiğini düşünmüyorum, doktorluk özveri isteyen bir tercihtir ve tüm meslektaşlarım bu ideal için canları pahasına çalışmaya devam edeceklerdir.

Sadece bu yazıyı yazarken birazcık daha gerçekleri görmenizi birazcık daha

empati yaptığınızı ve kimler için kurşunun önünü atlayabileceğinizi düşünmenizi

istedim. Çünkü bizler atlıyoruz. Sağlıkla kalın, maskeli kalın evde kalın.

Instagram

Popüler İçerikler

Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
Icardi'nin A Milli Takım Forması Giymesi İçin CİMER'e Başvuruda Bulunuldu!