Bora Farsak Yazio: Herbokologlar

İnternete herbokolog diye girdiğinizde: Her şey hakkında yarı özgün fikirleri ve konuşabilme gücü olan, bir nevi içlerinde bitmek tükenmek bilmez, her şeyi bilen olmak isteyen ya da kendini her şeyi bilen olarak lanse eden kişiler herbokolog olarak adlandırıldıklarını görüyorsunuz.

Bizim camiada da bunlar giderek artmaya başladı; sosyal medyanın, televizyonun gücü ön plana çıktıkça ünlü olmak isteyen, kendini ön plana çıkarmak isteyen bir şekilde kendilerinin ve işletmelerinin reklamını yapmak isteyenler bu mecralara taşınırken diğer taraftan da reyting kaygısı ve maddi kaygı içerisinde olan sabah programları da bu insanları koşulsuz davet eder, hatta düzenli davet eder hale geldiler.

İnsanlık tarihinin ve bence insanlık var oldukça tek alternatifsiz bilim dalıdır tıp.

Kendi kendinize ameliyat yapamazsınız.  Bir şekilde eğitimini almış kişiye güvenmek zorundasınız. Güvenmezseniz yol kat edemezsiniz. Ama peki adamın kapısında profesör yazıyor siz de profesörsünüz. Hanginize inanacağız sorusunun cevabını nasıl vereceğiz. Onu vermekte aslında bakarsanız zorlanıyoruz. Meslektaşlarını mümkün olduğunca eleştirmemeye çalışan birisi olarak ben her zaman tıpta 2+2=4 etmez ama hepimiz usta-çırak ilişkisinden geldiğimiz şekilde 4'e ulaşmaya yani sizleri iyileştirmeye çalışırız ama farklı yollar izleyebiliriz derim ve konuyu kapatırım.

Sabah Şekeri gibi gezen meslektaşlarıma geldiğimde aralarında gerçekten iyi niyetli bir şekilde faydalı bilgiler verenler olduğu gibi, maalesef ki herbokolog sayısı giderek artmakta. Herbokologtan kastım kendi konusunun dışına çıkan her konuda bir fikri olan ve eğitimini almadığı konularda bilgi paylaşan soruları cevaplayanlardan bahsediyorum. Tıbbın ilk kuralı 'zarar verme' olduğuna göre, bilmediğimiz konuları bilen birisine danışılmasını önermeli. Hatta ve hatta güvendiğimiz insanlara belki de yönlendirmeliyiz, ama biz kalkar dahiliye eğitimi almışken meme anlatırsak kadın doğum anlatırsak bu biraz can sıkıcı hale gelmeye başlıyor ya da iyice boyumuzu aşıp da kanser tedavi etmeye kalkarsak bu artık zarar verir boyuta gelmeye başlıyor.

Bu arada bir de işin şu boyutu var gerçekten bazı markalar vardır. Bu her sektörde her yerde karşımıza çıkar. Tıpta markalar yok mu, mutlaka markalaşmış isimler bizde de var. Ancak öyle bir algı yaratıldı ki bu adam televizyona çıktığına göre çok tanınan çok bilinen ve camia da saygı görüp fikirleri önemsenen markalaşmış bir kişi gibi. Halbuki arkada yatan gerçek maalesef ki böyle değil. Sabah şekerleri programındaki bütün bizim şekerlerin onda dokuzunun size burada telaffuz etmeye bile çekindiğim paraları kanallara ödeyerek televizyona çıktığını bilseydiniz belki de paylaşımların ve ayrılan sürelerinin ne kadar gerçek olduğu konusundaki soru işaretleriniz de artardı.

Dakikası 1000-1.500 hatta 2000 TL verilen ve çıkılan bu programlar günümüzde televizyonun ve sosyal medyanın gücünü göz önüne aldığımızda neleri getiriyor neleri götürüyor, bu bir tartışma konusu tabii ki.

Ama ortada bir gerçek var ki oyunun kuralları haklı ya da haksız olarak bir şekilde değişiyor. Bunu gören herkes de oyunu kuralıyla oynamaya çalışıyor. Ben aslında boyunu aşmadığı, konusunu aşmadığı sürece televizyona çıkmış orada reklam yapmış, burada reklam yapmış çok samimi ise umursamıyorum, saygı göstermeye çalışıyorum ama ne zaman ki işin boyutu değişiyor ve her konuda fikir beyan edilmeye başlanıyor, bu bence zarar verir boyuta geliyor. Bunun bir şekilde önünün alınması lazım. Hani bir zamanlar insanlar Hürriyet gazetesinden tıp haberlerini okur fikir yürütürlerdi, şimdi bunun boyutu tabii ki Hz. Google ile beraber bir miktar daha arttı. Çok enteresan bir şekilde Almanya'dan gelen bir Instagram paylaşımında doktor kapıya şu şekilde yazmıştı: “Google'dan öğrendiklerinizi teyit etmek için lütfen bana değil Yahoo’ya başvurun”. İş bu tarafa doğru maalesef ki gidiyor.

Sizlere naçizane tavsiyem Google başında geçirdiğiniz vakitleri daha yararlı bir hale getirip tercih edeceğiniz kişilerin geçmişlerini, yaptıklarını, yapmadıklarına ya da yapamadıklarını güzelce incelemeniz. Tabii ki burada farklı bir kavram da ortaya çıkıyor. Yalan yazılamaz mı yazılabilir ama CV'ler bir yere kadar yalan söyleyebilir, bir yerden sonrası gerçektir. Yetiştiği yer, aldığı eğitim ve insanların kendini yetiştirme, güncelliğini koruma ve eğitimlerinin üzerine kattıkları çok önemlidir. Bir de artık son 20-30 yıl da tıpta olan gelişmeleri göz önüne aldığımızda bir insanın zaten her şeyi bilmesi mümkün değil.  Düşünsenize bir karın içerisinde bugün için mide hastalıkları, bağırsak hastalıkları ayrıldı. Karaciğer ayrıldı, pankreas ayrıldı. Benim kendi branşım için; erişkin, çocuk, damar cerrahisi kâğıt üzerinde olamasa da pratikte oldukça ayrıldı, ilgi alanları haline geldi. Çok uzak değil 30-40 sene önce hepsine bir tek doktor bakıyordu. Babaannemin bel fıtığı ameliyatını genel cerrah yapmıştı. Ama artık gerçekten bilinenler o kadar arttı ki son 10 yılda dünya tarihinde bulunandan daha fazla şey bulundu. Bu tıp için de geçerli. Her şeyi bilmek mümkün değil. Kendi konunuzu iyi biliyor ve bu benim konum değil, şu branş ya da şu kişi size daha fazla yardımcı olabilir diyebilen bir doktorunuz varsa çok şanslısınız. Sağlıkla mutlulukla bir hafta olsun.

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı