Bora Farsak Yazio: Demokrasi mi Dediniz?- 2

Geçen haftaki ilk yazım biraz kibar kaçtı muhtemelen, aslına bakarsanız çok güzel geri dönüşler aldım gerek meslektaşlarından gerekse sizlerden. Bu işi birazcık daha açmakta yarar var bence.

Hani bir laf vardır ya belki duymuşsunuzdur; Atatürk bazen lükstür Hitler gerekir diye.

Sanırım bu günler o günler. Birazcık literatürden. Yani tıbbi yayınlardan bahsetmek isterim başlangıç olarak çünkü bizde genelde bilgisi olmadan fikri olanlar vardır. Ciddi A sınıfı dergilerde yayınlanan yazılar birkaç gruba ayrılır.

Bunlardan bir tanesi dosya araştırmalarına dayanmaktadır. Geriye dönük binlerce dosya taranır. Dosyaları taramak için çok güzel bir dosya tutulması ve bizde olduğu gibi dosyaların kaybolmaması gerekir.

Araştırılacak konu başlıkları tespit edilir ve bütün satırlar dondurulduktan sonra binlerce on binlerce hastanın istatistikleri yapılır ve sonuçlar yayınlanır. Bunun bir diğer modeli ileriye dönük çalışmalardır; bir plan, program dahilinde bugünden başlayarak 10000 hasta bu çalışmaya dahil edilir. 10000 hasta bitince çalışma sonlandırılır datalar değerlendirilir ve sonuçlar yayınlanır.

Bunlar klinik çalışmalardır bir de hayvan deneyleri olabilir ki bazı ilaçlar bazı ameliyat teknikleri insan deneylerine geçmeden önce hayvan deneyleri üzerinde çalışılır. Bunları niye anlattığıma gelince, maalesef ki yurdumuzda Ar-Ge çalışmalarına ayrılan bütçe kısıtlı olduğu için gerek geriye dönük gerekse ileriye dönük çalışmalarda kısıtlı olanaklara sahip olduğumuzdan. Ağırlıklı olarak Amerika Japonya ve sonra Avrupa'dan gelen yayınlarla kendimizi güncel tutmaya, sizlere daha iyi hizmet vermeye çalışırız. Ama hiç akıldan çıkarılmaması gereken bir şey var ki yayınlanan 10 yayının beşinde-altısında farklı tezler de vardır, yani birisi evet bu doğru derken diğeri ya bunun bir kısmı şöyle olmalıydı diyebilir ya da hayır bu total ile yanlış diyebilir.

Aslında bizdeki şunu yemeyin bunu içmeyin ölürsünüz ya da şunları yiyin, için yüz yıl yaşarsınız diyenlerin hiçbirinin kendilerine ait bir dokümantasyonu ya da binlerce hastalık bir araştırması yoktur. Evet asıl sorunumuz burada başlıyor.

Hani bizdeki aşı karşıtları var ya bunların onda dokuzu gazete bile okumayan, bırakın tıp literatürünü ya da interneti karıştırmayı evinin adresini yazmaktan aciz ama kulaktan duyduğu ile maalesef ki aşı karşıtı olan insanlardır.

Bunların eski adı Hürriyet Gazetesi doktoruydu. Maalesef şimdi teknoloji gelişti başımıza bir de internet doktorları çıktı.

Tabii ki kendini bu konuda eğiten, araştıran fikir sahibi olsun ama yok ki önemli bir konuda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayın ve danışın bana da inanmayın. Belki benimkiler de doğru değil ama hiçbir şey yok bulamıyorsanız bile Dünya Sağlık Örgütü’nü takip edebilir ve aşının ne kadar başarılı olduğunu, bugün yoğun bakımda yatan hastaların ve ölen hastaların neredeyse tamamına yakınının aşısızlardan oluştuğunu ve son pişmanlığın fayda etmediğini yoğun bakımdaki hastalarımızın hepsinin KEŞKElerle dolu sözcükler kullandığını görebilirsiniz.

Diğer yandan dünyadaki tüm ülkelerde en büyük sorun Sosyal Güvenlik Sistemleri. Çünkü uzayan hayatla birlikte sağlık harcamaları giderek artmakta ve artık devletler bununla başa çıkamaz hale gelmektedir. Ne yalan söyleyeyim şu anda dünyanın kapsamı en geniş Sosyal Güvenlik ağına sahibiz. Ailede bir kişi çalışıyor karısı ve çocuğu anası babası 7 sülaleye bakıyor. Onu sağlayamıyorsunuz yeşil kart veriyorlar onu sağlayamazsınız turuncu kart veriyorlar onu da sağlayamaz sana kırmızı kart veriyorlar ama bir şeyler veriyorlar ve bir şekilde bakılıyorsunuz ve şu anda bunun kıymetini bilmiyorsunuz.

Bu sistem bendenizin ve sizin ödediği vergilerle, paralarla dönüyor. Adama bütün olanakları vermişsiniz gel bu aşı, onu beğenmezsen bu, ne olur gel orada ol, gel burada ol. İstersen biz eve gelelim yapalım demişsiniz ve adam hayır ben olmam dedi ama hasta olunca kuzu kuzu gelmiş yatmış ve sizin benim paramla aylarca süren milyonlarca liralık maliyetlere ve belki de bir hemşirenin bir doktorun ya da hastane personelinin hayatına mal olarak tedavi olmuş.

Bunu hakkı var mı, bence bu tartışmaya açık bir konu değil buna hakkı yok. Atatürk ve kurduğu demokrasi burada fazla gelmeye başlıyor ve Hitler devreye giriyor. Amerika'da ve Avrupa ülkelerinde yavaş yavaş aşı olmayanlara karşı hareketler başladı büyük şirketler aşı mecburiyeti getirdi. Amerikan ordusuna aşı mecburiyeti geldi. Fransa'da kapalı mekanların hepsinde aşı sorulmaya başlandı. Bizde maşallah, sokaklarda üzülerek görüyorum ki maske artık kolunda bile değil, hiç olmazsa kibarlık olsun diye kola takıyorlardı.

Bu sizin benim paramdan milyonlar harcayan arkadaşlara aşı karşıtlarına niye aşı olmadın denmeli ve ben aşı olmuyorum diyenlere madem tercihinle yaşıyorsun Covid ve komplikasyonlarında SGK kapsamı dışındasın denmeli. Nasıl ki bugün benim muayeneme gelen insanlara sen özel doktor tercih ettin, hiçbir şekilde SGK ve devlet haklarından yararlanamazsın  denebiliyor aynı şey kesinlikle bu insanlara da söylenmeli bakalım o zaman ne olacak hep birlikte görmeliyiz.

Bu kafayla gider mi? Daha keşkeleri büyük harflerle yazmaya devam ediyorsa sağlıkla, mutlulukla, başarıyla kalın. Ama benden ve aşılılardan uzak durun sadece kendi kaderinizi belirleyin benimkini değil. 

Instagram

Popüler İçerikler

Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
Ahmet Kural'ın Başrolünde Oynadığı TRT Tabii Dizisi Gassal'ın Tanıtım Afişleri Tepki Çekti!
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı