Her ne kadar benim bu kısmına zekam yetmiyorsa da ben size bugün farklı bir boyutundan bahsetmeye çalışacağım. Rahmetli anamla sevgili babamın 1996 senesinde aldıkları Bodrum merkezde bir evimiz var. Ev artık eskidi, ufak tefek tadilata ihtiyacı oldu ve bu işe giriştik. Paranızla rezil olmak diye bir kavram hepiniz duymuşsunuzdur. Sadece duymakla kalmayıp yaşamak isterseniz lütfen Bodrum’a buyurun.
Bizim coğrafyamızda meşhur olan şark kurnazlığı Bodrum'da tavan yapmış durumda. Birkaç örnek sunmaya çalışayım:
İki kapaklı bir vestiyer dolabı ve 2 kapaklı bir banyo dolabına buradaki sevgili kardeşlerim 26.000 istediler. Ben aynı dolabı aynı malzeme ile İstanbul'da yaptıtıp 14 bin liraya buraya getirdim. Sanırım İstanbul’daki de kara kaşıma kara gözüme yapmadı ki kar etti. İstanbul'daki 200 metrekare evimi 37 bin liraya tadilata soktum, buradaki 60 metrekare yere boyamasına aynı parayı verdim. Perdeye daha doğrusu güneşliğe 7000 liraya istediler pazarlık sonucu 5.000 liraya indiler. Önemli olan kısmı hala kar ediyorlar, ama kendini aşan noktayı dün yaşadım. Yabancı dili Türkçe olan bir arkadaşımız 15 metrekare yapma taş döşemek için 6.500 TL istedi, İstanbul'dan arayıp fiyat sorduğumda ise metrekare fiyatlarının 100 ila 150 TL civarında olduğunu öğrendim.
Evet bunlar Bodrum'un gerçekleri ama ciddi bir talep var ve rekabet olmadığı, adam olmadığı için, koyunun olmadığı yerde keçi çelebi olur misali rekabetin olmadığı bu ortamda bu iş bilmezler maalesef ki para kazanıyorlar. Çünkü bizim elimizin mecbur olduğunun farkındalar. İş işçi yemek plaj vesaireye üzülerek kendi sektörümü yani sağlık sektörünü de eklemek zorundayım. Ne özeli ne tüzeli maalesef ki Bodrum'da sağlık hizmeti almak oldukça güç.
Rahmetli anamın kalça kırığına teşhis koyamayan ortopedi doçentinden, bacağındaki ödeme kanama diyen acil doçentinden sayabileceğim birçok örnek mevcutken son beş senedir yaşadığım sevgili babamın gözündeki sarı nokta için her ay Muğla Üniversitesi'ne gidip gözüne iğne yaptırıp dönme rezaletini de üzülerek ekleyebiliriz.