Sosyal medya denilince akla öncelikle gelen platform elbette Instagram. İlgi alanları, yaşam tarzları ve alışkanlıklar kuşaktan kuşağa farklı olsa da Baby Boomer'dan Alfa'ya kadar herkes Instagram'da bir şekilde aktif. Instagram'ın vazgeçilmez bir parçası olan story'lerle kurulan ilişki ise kuşaklar arası belirgin farkı simgeliyor. Bakalım story konusunda hangi kuşak daha dikkatli ve story atmak kime ne ifade ediyor?
Bebek patlaması yaşanan yıllara denk gelen Boomer kuşağı, aslında Instagram'la arası pek iyi olmayan kuşaklardan. Bu kuşak için Facebook ve Whatsapp öncelikli tercih edilen platformlardan olsa da kimileri Instagram'a da geçiş yapmış durumda. İleri yaşlarına rağmen sosyal medyaya karşı olumlu izlenime sahip olmaları ve yeni gelişen teknolojileri hevesle karşılamaları, Boomer'ları öne çıkarıyor. Özellikle doğa fotoğrafları, doğum günü kutlamaları veya torunun mezuniyeti gibi gururla sergilenen anlar ise Boomer Instagram'larının ana konusu oluyor.
Boomer'lar story konusunda pek aktif olmasalar da attıkları zaman her özelliği sonuna kadar kullandıklarından emin oluyorlar. Örneğin; yeni çiçek açan bir bitkinin fotoğrafı üzerine ekranı kaplayacak kadar büyük ve renkli yazılar ekliyor, çeşitli gif'lerle süslediklerinden emin oluyorlar. Bazen de aynı bitkinin birden fazla açıdan çekilmiş fotoğrafını üst üste paylaşarak story serilerini tamamlıyorlar. Genellikle de story'lerin neden geçici olduğuna tam olarak akıl sır erdiremiyorlar.
X kuşağı, nispeten zengin ve anlayışlı, fakat bir kısmı da idealist Boomer'ların gölgesinde kaybolmuş nitelikteki karma bir kitleyi tanımlıyor. X kuşağının öncelikli kullandığı sosyal medya platformları arasında ise Facebook, Instagram, Pinterest ve LinkedIn yer alıyor. Bu kuşak aslında Facebook'la iç içe geçmiş olsa da Instagram'ın popülerleşmesinden sonra yenilenen dinamiklere adapte oldu. Bunda X kuşağı çocuklarının Instagram'da aktif olması ve ebeveynlerin biraz da çocuklarını takip etmek istemesi etkiliydi. Ancak bugün geldiğimiz noktada Instagram onlar için vazgeçilmez olmuş durumda.
X kuşağının Instagram'da story atması için bayram, tatil veya özel bir gün olması gerekiyor. Genellikle manzara eşliğinde elinde kahve veya doğum günü pastası ile poz vermek, arkaya nostaljik bir müzik eklemek bu kuşağın favorileri arasında. Emoji kullanmayı bilmediklerinden ya bu konuda çok sınırlı davranıyorlar ya da çok yanlış emojileri çok yanlış yerlerde kullanıyorlar. Ancak çocuklarının başarısını, doğum gününü ya da en özel anlarını açık açık paylaşmaktan çekinmiyorlar.
Y kuşağı, bir diğer deyişle Milenyumlular, dijital teknolojilerin adım adım günümüze nasıl geldiğine yakından tanıklık eden kuşaklardan. Kendini neredeyse tüm değişikliklerin ortasında bulan bu kuşak, dijital dönüşüme ve yeni gelişmelere bu yüzden hızla adapte olabiliyor. Bir yandan mesleki kariyerini geliştirirken bir yandan güncel trendleri de takip etmek, bu kuşağın sosyal medya ilişkisinde oldukça belirleyici. Y kuşağı en çok Instagram ve Twitter kullanıyor, genellikle her iki platformu farklı aktiviteler için tercih ediyor.
Y kuşağı Instagram'da aktif olarak story atıyor ve bunu estetik bir farkındalıkla gerçekleştiriyor. Nitekim story için özel çekimler yapmak, filtreler ayarlamak, müzik seçmek ve uyumlu fontu bulmak bu kuşağın hassas olduğu konulardan. Her şeyi içselleştirmesi ve bir şeylere anlam aramasıyla bilinen çok yönlü Y kuşağı, attığı story'lerde de bu özelliğini yansıtıyor. Görsel olarak fazla şey sunan story'ler, genellikle üzerindeki metinle aslında göründüğünden derin bir anlam içeriyor.
Günümüzün en çok tartışılan kuşağı olan Z kuşağı, genel anlamda her şeye getirdiği farklılıkla biliniyor. Önceki kuşaklara göre çok daha evrensel, eşitlikçi ve sıra dışı olan bu kuşak, sosyal medyayı da diğer kuşaklardan farklı kullanıyor. Z kuşağı için sosyal medya denilince akla TikTok, Instagram ve Snapchat geliyor. Sosyal medyayı güvenilir bir veri kaynağı ve haberleşme platformu olarak gören Z kuşağı, Instagram story'lerini aktif olarak kullanıyor. Ancak story'lerle diğer kuşaklar kadar derin bir bağ kurmuyor.
Z kuşağı, anı yaşadığından ve çoğu şeye fazla anlam yüklemediğinden story'lerin gelip geçiciliğine alışmış durumda. Ancak halihazırda her şeyin hızlı aktığı dijital bir dünyaya doğduklarından bazen 1 gün bile onlara çok uzun geliyor. Dolayısıyla üst üste 10-15 story atıp sonradan baktıklarında aralarından birçoğunu silebiliyorlar. Başkalarının story'lerini izlemekten bile sıkılan bu kuşak, genellikle konsantrasyon sorunu yaşıyor, story üzerine uzun uzun metin yazmıyor ve bazen kendini tek bir nokta veya emojiyle ifade etmeyi tercih ediyor.
Çevrimdışı dünyayı hiç görmeyen Alfa kuşağı, şimdilik sosyal medyanın en küçük dilimini oluşturuyor. Fakat her geçen gün büyüyerek dijital ekipmanları arasına bir yenisini ekleyen bu kuşağın, sosyal medya kullanımını kökten değiştirecek güce sahip olduğu düşünülüyor. Alfa kuşağı şimdilik Youtube, TikTok, Snapchat ve Whatsapp kullansa da yaş almaya başladıkça Instagram'a geçmesi beklenen bir kuşak. Hesapları şimdilik ebeveynlerinin kontrolünde olduğundan story paylaşımları hakkında kesin bir veri yok. Ancak tam anlamıyla ilk dijital nesil olan Alfalardan bazıları, şimdiden kendini geleceğin fenomeni olmaya adamış durumda.