Time dergisinin her yıl düzenlediği 'yılın en iyi icatları' listesi bu yıl da yayınlandı. Liste hazırlanırken sadece teknolojik buluşlar değil, dünyayı daha iyi bir yer haline getirebilecek, zekice ve hatta biraz da eğlenceli icatlar da dikkate alındı.
Geleceğe Dönüş filminin 2. serisinde karşımıza çıkan ve o zamanlar hepimize ütopik gelen uçan kaykay, Amerika'da Hendo adında bir şirket tarafından gerçeğe dönüştürüldü.
Tabi öyle tam da hayallerimizdeki gibi değil. Şimdilik sadece 2.5 santim yükselebiliyor ve alüminyum ya da bakır gibi iletken malzemelerin üzerinde havalanabiliyor. Şimdilik 10 tane üretilen kaykayların bateri ömrü de 15 dakikayla sınırlı. Satın almak isteyenler ise 10.000 dolar kadar bir meblayı gözden çıkarmak durumunda.
Bugüne kadar ne Amerika, ne Rusya, ne de Avrupa'nın herhangi bir ülkesi ilk denemede Mars'a gidemedi. Ancak 24 Eylül'de Hindistan, ürettiği Mangalyaan adlı uzay gemisi Kızıl Gezegen'in yörüngesine oturduğu zaman bunu başardı. Maliyeti 74 milyon dolar olan, yanlış duymadınız 74 milyon dolar yani ünlü 'Gravity' filminin maliyetinden daha ucuz. Mangalyaan bu maliyetle, Mars'taki metan miktarı ve yüzey kompozisyonunu ölçme gibi basit görevleri yapabilecek 5 ekipmanla donatılmıştır. Bunlardan da önemlisi, bu uzay gemisi Hindistan'ın uzay çalışmaları için çok sağlam bir adım olmuştur ve tabi ki dünya bilimi için de.
Başlığa bakınca çoğumuza bir şey ifade etmediğinin farkındayım o yüzden olabildiğince basitçe anlatmaya çalışacağım. Öncelikle füzyondan üretilen enerji, enerji aleminin kutsal kasesi olarak kabul edilir. Zira füzyon enerjisi sonsuz ve temiz bir enerjidir. Bunları düşününce bize çok uzak gelen bir teknolojiydi. Ancak ekim ayında Lockheed Martin, teknolojide bir devrim yaratarak bunun bize mümkün olduğunu gösterdi. Peki bu durum ne anlama geliyor örneklerle açıklayalım. Mesela deniz altıları ve savaş gemileri sınırsız limitle denizlerde dolaşabilecektir. Ya da bir yolcu uçağı birkaç şişe benzin ile 1 yıldan fazla süre uçabilecektir veya Mars'a 6 ay yerine 1 ayda gidilebilecektir. Bu şekilde çoğaltabileceğimiz onlarca dudak uçuklatıcı örneklerle dünyanın seyri değişebilir. Şu an bu teknolojinin nasıl çalıştırılacağı hakkında net bir bilgi yok. Ancak bildiğimiz şu ki, şayet bu iş olursa dünya eskisi gibi olmayacak.
Toyota, Intel ve başka birçok kuruluşun ortaklaşa yürüttüğü bu projenin adı Witricity. Günümüzde telefonları kablosuz kullanıp, internete kablosuz olarak bağlanabiliyoruz ama aslında kullandığımız elektronik ürünler sayesinde prizlerle nişanlı olarak yaşıyoruz. Şimdilik telefon gibi küçük cihazlarda kablosuz elektrik sistemi kullanılıyor. Ancak bazı insanlar daha büyük düşünüyor. Bu yeni nesil teknoloji kısaca belirli bir alanda bulunan elektronik cihazların kablosuz şekilde şarj olması ya da çalışması üzerine dayalıdır. Şimdilik 2.5 metrelik bir alanda kullanılabilen teknoloji, Toyota tarafından arabalarda, Intel tarafından da tabletlerde kullanılıyor.
Bir makine düşünün ki her şeyi oluşturabiliyor. Kulağa bilim kurgu filmi konusu gibi gelse de, günümüzde kullanımı giderek yaygınlaşan 3D yazıcılar sayesinde plastik ya da başka malzemelerden hemen hemen her şeyi üretebilecek durumdayız.
İnsanlar ve şirketler adına tam anlamıyla bir lütuf olan bu icat sayesinde geçen yıl öğrenciler, fizik dersleri için stok arabaları, bilim adamları tarafından insan organları ya da başka birçok kişi ya da kurum tarafından yiyecekten elbiseye, gerçek bir kulaktan insan derisine birçok şey üretildi.
Günümüzde giyilebilir teknoloji trendi hızla piyasaya giriyor. Telefon dahil olmak üzere birçok teknolojik ürünün hantallaştığı şu dönemde akıllı saat çok mantıklı bir seçenek olarak önümüze sunuluyor. Apple'ın akıllı saati iWatch, yine hem tasarım hem içerik anlamında çığır açan bir ürün olarak piyasaya çıktı. 18 karat altın dahil olmak üzere çeşit çeşit kordonlarıyla, mesaj gönderme özelliğiyle, hatta kalp atışlarınızı ölçüp, ona göre karşı tarafa mesaj gönderebilmesiyle gerçekten hayal edilemeyeni yapmışlar. Fiyatı ise Amerika'da en az 350 dolardan satışa çıkacak.
Yapılan bir araştırmaya göre her iki Amerikalı'dan biri kendisini güvende hissetmiyor. Sebeplerinden birisi de, cep telefonlarındaki kendilerine ait özel bilgilerin paylaşılmasından duydukları endişe. Peki telefon sahipleri bu özel bilgileri nasıl gizleyebilir? Blackphone, önceliği güvenlik olarak tasarlanan bir akıllı telefon olarak pazarda ilk olma özelliği taşıyor. Özellikle Amerika'da çıkan casusluk skandallarından sonra geliştirilen telefon, Android işletim sisteminin türevi olan PrivatOS adlı sistemde üretilen telefonda, hesap makinesi, takvim gibi saldırıya açık programlar kullanılmıyor. Telefon görüşmelerinin, mesajların güçlü bir şifreleme sistemiyle korunduğu telefon için üreticileri yine de dikkatli olunması gerektiğini ifade ediyor. Blackphone'un CEO'su Toby Weir-Jones, 'Bu telefonu görünmezlik pelerini olarak düşünmek çok tehlikeli olur.' diyerek kullanıcıları uyarıyor. Meraklıları için Blackphone'un fiyatı 629 dolar.
60 yılı aşkın süredir portatif soğutucular birçok alanda işimize yaramaktadır. Ancak girişimci Ryan Grepper için bu yeterli değildi. Bunun sonucunda ise dünyanın çok amaçlı en akıllı soğutucusunu üretti. Öncelikle tabi ki yiyecek ve içecek saklıyor. Bunun yanında blender görevi de görmekte. LED ışık özelliği, USB girişi ve bluetooth özelliği de bulunmaktadır. Ek olarak taşıma sıkıntısını en aza indirmek için tekerlekler takılarak valiz görünümü kazandırılmış.
Grepper bu fikri geliştirmek ve destek almak için internette pazarlamaya sunduğunda, 63.000 kişiden toplam 1.3 milyon dolar yatırım aldı. Soğutucunun fiyatı ise 400 dolar.
Günümüzde özellikle masabaşı çalışanların en büyük sorunlarından birisi; kambur durmak ve sonrasında oluşan bel ağrısı. Lumolift adlı bir ürün bu ağrılara yol açan oturuş pozisyonunuzu ayarlamak amacıyla tasarlanmış. Baş parmak büyüklüğündeki bu çipi, üstünüzde herhangi bir yere takıyorsunuz ve çip sizin boyun ve omurga analizinizi yaparak nasıl oturmanız gerektiğini belirliyor. Şayet o oturuş düzeninden çıkarsanız da ufak bir titreşim göndererek sizi uyarıyor. Alet şu an kusursuz çalışmıyor. Mesela mecburiyetten eğildiğiniz zaman da sizi uyarabiliyor. Fiyatı ise 100 dolar.
Elektrikli arabalar bir süredir hayatımızdalar ama gerek tasarımları, gerek teknik yetersizlikleri, gerekse altyapı eksiliğinden dolayı henüz yeteri kadar rağbet görmediler. Ancak BMW, kendi mottoloruyla 'en yüksek sürüş' özelliğini taşıyan elektrikli arabayı ürettiler. 3 saatlik şarjla 120 km den fazla kullanabileceğiniz bu araba, fütüristik tasarımıyla da çığır açar nitelikte. Ayrıca tek pedal ile hem gaz hem fren özelliği bulunan araba etkili sürüş için birebir nitelikte. Elektrik biter mi korkusu yaşayan sürücüler içinse, ekstra yakıt opsiyonu arabada bulunmaktadır. Hemen almak istiyorum diyenler için ise araba 41.000 dolar kadar bir fiyattan satışta.
Microsoft'un çıkaracağı yeni nesil melez 'tabletler', ileride laptopların hükümdarlığını sona erdirecek gibi duruyor. Zarif tasarımının yanında Word, Excel, Power Point gibi programları da çalıştırma özelliğine sahip bu tabletler, ince olmasının yanı sıra, çıkarılabilir klavyesi ve masa üzerinde kullanılabilmesi ile doktorlar, iş adamları gibi profesyoneller için kullanışlı ürünler olarak göze çarpıyor. Hatta Coca Cola'da şimdiden benimsenip kullanılmaya başlanmış bile. Almayı düşünenler için fiyatı şimdilik 800 dolar.
Bugüne kadar birçok teknolojik ürün erkeksi hatlarla üretildi. Bunun yanı sıra, iş hayatındaki kadınlar telefonlarını çantalarında taşımak durumunda kalıyorlar ve telefonlarında herhangi bir bildirim olup olmadığını kontrol etmek için sürekli çantalarını kurcalıyorlar. Bu durumda bir sıkıntı olan girişimci, giyilebilir teknolojiyi kadınlar için kullanmaya karar vermiş ve telefona gelen bildirimleri titreşim ve ışık yoluyla uyaran bir yüzük tasarlamış ve haliyle tutmuş. İlk satışa çıkan 1000 yüzük 24 saat içerisinde tükenmiş. Satın almak isteyenler için fiyatı 195 dolardan başlıyor.
İlaç kullanımı, hemen hemen hepimiz için sıkıntılı bir süreçtir. Ne zaman içeceğimizi unuturuz, birden fazla ilaç kullanıyorsak yanlış zamanda yanlış ilacı içeriz. Ancak bu sorunların hepsini yaşayanlar yaşlılar ve sürekli ilaç kullanmak zorunda olan insanlardır. İşte bu sorunları çözebilme adına, ailesi eczacılık yapan T.J. Parker çok akılcı ve inovatif bir yol geliştirmiş. Pillpack adını verdiği bu sistemde, hasta internet üzerinden reçetesini ya da reçetelerini gönderiyor. Ardından kendisine ilaçlarının günlük olarak paketlendiği, üzerinde ilaçların saatlerinin yazılı olduğu bir paket gönderiliyor. Bu şekilde hasta belirli bir süre boyunca her gün o paketlerdeki ilacı ya da ilaçları zamanında içiyor. Kurum şimdilik günde birden fazla ilaç kullanan hastalar için bunu yapsa da amacı zaman içerisinde antibiyotik kullanan hastalara bile bu sistemi götürmek. Sistemin nasıl işlediğini görmek isteyenler ise buradan tanıtım videosunu izleyebilir. https://www.pillpack.com/
Afrika'nın çoğu bölgesinde, 5 yaş altındaki çocukların yüzde 30'u körlük riski ile karşı karşıya ve bunun en önemli sebeplerinden birisi A vitamini eksikliği. Bunun üzerine bir grup bilim adamı bu sıkıntıyı yok etme arayışına girdiler ve çözümü muzda buldular. Avusturalya'nın bir bölgesinde ortaya çıkan, A vitamini yönünden oldukça zengin bir muz türü, Uganda'da da yetiştirilmeye başlanacak.
Hepimiz biliyoruz ki, bisiklete binmek hem kendimiz için, hem de çevremiz için oldukça faydalı bir aktivite. Ancak bunun yanı sıra, dağlık arazilerde ve şehir içinde bisiklete binmenin türlü zorlukları da var. Bu zorlukları minimuma indirmek adına Superpedestrian adında akıllı bir tekerlek icat edildi. Çoğunlukla arka tarafa takılan, şarj edilebilir motora sahip bu tekerlek, binici tercihine bağlı olmak üzere, bir akıllı telefon uygulamasıyla kullanılıyor. Tekerlekteki sensörler yolu takip edip, yol koşulları, hava sıcaklığı hakkında sürücüyü bilgilendiriyor. MIT'de tasarlanan bu ürün, öncelikle bisiklet kültürünün çok yaygın olduğu Kopenhag'da kullanılmaya başlandı. Bu inovatif ürünü kullanmak istiyorsanız, 800 doları gözden çıkarmak durumundasınız.
Dünyada milyonlarca hem duyamayıp, hem de konuşamayan insan var ve büyük çoğunluğumuz işaret dili bilmediğimizden dolayı, iletişim kurmamız neredeyse imkansız oluyor. UNİ adlı girişimci bir firma, bu sorunun üzerine eğilerek, her açıdan harika bir ürün tasarlamış. Motionsavvy adı verilen, işaret dilini sese dönüştürüp, sesi yazıya döken bu tablet, çok yerinde bir ihtiyaca cevap veriyor. Şirketin CEO'su Ryan Hait-Campell - kendisi de sağır ve dilsiz-, 'Önemli bir ihtiyaca cevap verdik.' diyor. Ürünün ücreti ise 200 dolar.
Son zamanlarda dünyayı en fazla meşgul ve tedirgin eden şeylerden birisi de Ebola virüsü. Gerek yayılma hızı, gerekse şu ana kadar net bir tedavinin bulunamadığı bu ölümcül hastalık şu ana kadar birçok kişinin ölümüne sebep oldu. Bunun üzerine, aslında üretimi 2006 yılında yapılan bir filtre tekrar bilim adamlarının gündemine geldi. Hemopurifier adı verilen bu filtre, temel olarak bir diyaliz makinesine benziyor. Süreci ise şu şekilde işliyor: Öncelikle enfeksiyon kapmış bir damardan alınan kan, filtrenin içine aktarılıyor. Sonrasında filtre kanı temizleyerek, ikinci bir tüpten başka bir damara enjekte ediliyor. Süreç diğer toksinler de atılıncaya kadar devam ediyor ki bu yaklaşık 10 dakika kadar sürüyor. Tedavi şu ana kadar sadece Almanya'da bir hastaya uygulandı ve olumlu sonuç verdi.
Selfie'nin tarihsel gelişimine bakarsak, şunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz. 2013 selfie sözcüğünün moda bir sözcük olmaya başladığı yıl, 2014 ise selfie'nin fenomen olduğu yıldır. Çok basit bir istatistikle bunu net bir şekilde anlayabiliriz sanırım. Her 4 Amerikalıdan 1'inin, ki bunlara Barack Obama da dahil, sosyal medyada çekilmiş bir selfie'si var.
Bu durumun farkında olan şirketler de, pazarın ihtiyacını karşılamak ve ilgi çekmek adına hemen her yolu deniyorlar. Selfie çubuğu, çekilen fotoğrafları çeşitlendirirken, selfie tarağı ile de o an nasıl göründüğünüzü kontrol edebiliyorsunuz. Bilimsel anlamda çığır açmasa da, popüler kültür adına önemli bir buluş.
Özellikle kavurucu yaz günlerinde en fazla ihtiyaç duyduğumuz şeylerden birisi klimadır. Ancak yaşadığımız serinleme, ay sonu faturayı görünce yerini buz gibi bir ortama da bırakabiliyor. Tabi bunun yanı sıra, klima kullanımı sonucunda yılda 100 milyon ton karbondioksit salınımı gerçekleşiyor. Bu duruma bir çözüm üretmek isteyen bilişim teknolojisi uzmanı Garthen Leslie, Quirky adlı firmaya fikrini göndermiş ve 4 ay sonra ürünün prototipi hazırlanmış.
Satışa çıktığı Mayıs 2014'den bu yana 50.000 adet satan Aros, bildiğimiz klimalardan ayrılan ciddi özellikleri var. Kullandığınız uygulama sayesinde klima, GPS yoluyla sizin eve ne kadar uzaklıkta olduğunuzu tespit edip, eve geldiğinizde istediğiniz ortamı bulabilmeniz için kendi kendine çalışıyor. Ek olarak elektrik faturanızı hesaplayarak ay sonu şok yaşamamanız için kendi kendisini ayarlayabiliyor. Bu şimdilik işe yaramış gibi duruyor. Zira Aros kullanıcıları faturalarını yüzde 10 düşürmüş durumda. Ürünün fiyatı ise 280 dolar.
Oregon Hapishanesi'nde ve hemen hemen diğer bütün hapishanelerde mahkumlar, zamanlarını boş duvarlara bakarak geçiriyor. Bu durumun mahkumlarda psikolojik rahatsızlıklara, şiddet ve intihar olaylara yol açtığı gözlemlenmiştir. Oregon Hapishanesi yetkilileri de bu tarz şiddet olaylarının önüne geçebilmek adına Mavi Oda uygulamasına geçmişlerdir. Mahkumlar serbest saatlerinde bu odaya gelip egzersiz yapıyorlar. Ek olarak mahkumlar, projeksiyondan yansıtılan çöl, şelale vb birçok manzara görüntüsünü izleyebiliyorlar. Projenin yaratıcısı Nalini Nadkarni, manzara görüntülerinin mahkumlar üzerindeki etkilerini inceledi ve bu gözlemlerin sonucunda bu görüntülerin sakinleştirici etkiler yarattığı sonucuna vardı. Uygulama sonuçlarını göstermeye başlamış ve şiddet olayları büyük ölçüde azalmış.
Yeni dönem çocuklarının birçoğu gibi eski Google mühendislerinden Pramod Sharma'nın kızı da, iPad ile oyun oynamayı çok seviyor. Ancak Sharma da kızının yüzünü ekrana yapıştırarak bütün bir günü geçirmesinden pek hoşnut değil ki yapılan araştırmalar ekrana uzun süre bakarak zaman geçirmenin obeziteye yol açtığını gösteriyor. Bu sebepten Sharma ve eski bir iş arkadaşı olan Jerome Scholler, sanal oyunları gerçek dünyaya uyarlamaya karar vermiş. Osmo şirketinin reflective AI adı verilen uygulamasıyla iPad kamerası fiziksel objeleri algılayarak tabletteki şekilleri çocukların kendilerinin yapmasını sağlıyor. Bir nevi puzzle olan bu eklenti sayesinde çocuklar hem kişisel gelişimlerini daha faydalı şekilde sağlıyor hem de ödüller kazanarak motivasyonları yüksek kalıyor. Ekim ayında satışa çıkan bu ürün şu ana kadar şirkete 14.5 milyon dolar kazandırdı ve şimdi de Apple Store'larda satışa sunuldu. Ürünün fiyatı ise 79 dolar.
Hayatın birçok alanında başarılı olmak için, veriler toplamalı ve onları kullanmalıyız. Özellikle sporda, sporcunun gelişimini görmek adına düzenli olarak veriler toplanmalıdır. Bunu bireysel olarak da gerçekleştirmek isteyen basketbolcular için teknoloji imkanlarını sonuna kadar sunuyor.
Basketbol topunun içine yerleştirilen bir sensör sayesinde oyuncu, antrenmanlarındaki istatistiklerini kayıt altına alabiliyor, başka oyuncularla karşılaştırılabiliyor ve sana hedefler koyabiliyor. 'Birilerinin gelişimini gözlemlemek fazlasıyla heyecan verici' diyen üretici firmanın CEO'su Micheal Crowley amacına ulaşacak gibi görünüyor. Zira firma, ilk etapta satışa çıkardığı 100.000 topu kısa sürede tüketmiş. Bu akıllı topların fiyatı ise 200 dolar.
'Yenilebilir paket' fikri ilk başta kulağa biraz garip gelebilir ancak Wikifoods'un kurucusu David Edwars bunu normalleştirerek ürün haline getirmeye karar verdi ve yoğurt, peynir, dondurma gibi ürünleri yenilebilir paketlerle kapladı. Sıcak ve soğuk suyun içinde tutulabilen paketler, ilk ısırığı alana kadar şeklini koruyor. Ancak işin sırrı bilimde yatıyor: Her bir paket kurutulmuş meyveler ya da diğer doğal malzemelerin partiküllerinden oluşuyor. Bu küçük partiküller kalsiyum ve şeker kullanarak güçlendiriliyor. WikiFoods'un ilk ürünü dondurulmuş yoğurtlar marketlerde satılmaya başlanmış. Edwards'ın asıl hayali ise bunu birçok başka üründe uygulayıp paket artıklarının azalmasını sağlamak.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte sanat da boyut değiştirerek dijitale taşındı. Dijital artist Jake Levine de Tumblr gibi platformlarda başarılı işler yapan birçok sanatçının olduğunu farketti. Ancak bu işler sadece sanal ortamda kalan ve duvarlara asılması imkansız eserler olarak kalıyor. Levine'in tasarladığı Electric Objects ürünleri ise bu durumu değiştirme amacında. İnternet üzerinden 3 milyon dolar toplanan projede özel bir ekranda sadece dijital sanat eserlerinin gösterimi yapılıyor. Belirli ölçülerde olan bu ekranlar, çerçeve görevi görerek duvara da asılabiliyor. Güneş ışığına bağlı olarak ekranın parlaklığı artıyor ya da azalıyor. Bir heves dijital sanata başlamak isteyenler için ise akıllı telefon uygulamaları da mevcut. Ürün 400 dolardan satılıyor.
Yapılan araştırmalar, kız çocuklarının oynadıkları oyuncakların, gelecekteki kariyer tercihlerini doğrudan etkiliyor. Bunun farkına varan iki anne, Dawn Nadeau ve Julie Kerwin, bilinen Barbie bebeklerin aksine; güçlü, atletik oyuncak kızlar tasarlamaya karar verdiler. Kickstarter üzerinden başlattıkları kampanyayla 163.000 dolar toplayan anneler, süper kahramanlardan oluşan bir oyuncak serisi ürettiler. Israrcılık, dürüstlük gibi farklı özellikleri olan oyuncakların 7'li seti 65 dolardan satılıyor. Nadeau ise, 'Kızların dünyayı kurtarabilecekleri düşüncesi, oldukça güçlü bir hayal' diyerek projeyi özetliyor.