Bollywood Meraklılarına Tıpkı Sinemadaymış Gibi Keyif Verecek Film Tadında 11 Enfes Kitap Önerisi

Eğer Hint sinemasına merak duyuyorsanız ve araya bayram girdiği için okuyacak bir şeylerin arayışı da içindeyseniz, sizlere filmleri aratmayacak bazı önerilerimiz olacak. 

Bu kitapları soluksuz okuyacağınızdan eminiz...

1. Bir Ikea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri'nin Olağanüstü Yolculuğu, Romain Puertolas

Bir dolandırıcı olan Racastanlı Hint Fakiri Ajatashatru Lavash Patel, çivili bir yatak satın almak için, cebinde sahte bir yüz euroyla Paris'teki Ikea mağazasına gelir. Basit bir gidiş-dönüş yolculuğundan ibaret olacağını düşündüğü seyahati, Avrupa'nın dört bir yanına, hatta Kaddafi sonrası Libya'ya uzanan bir maceraya dönüşür. Çeşitli ulaşım araçlarıyla kat etmek zorunda kaldığı uzun yollar ve yollarda karşılaştığı 'güzel ülkelere' ulaşmaya çalışan göçmenler, bu üçkâğıtçı ama bir yanıyla da saf Fakir'i kökten değiştirecek, hatta hayatına bambaşka bir yön verecektir.

2. Saçında Gün Işığı, Jhumpa Lahiri

Adanmışlıklarla ayrılmış, trajediyle birleşmiş iki kardeş. Geçmişle lanetlenmiş bir kadın. Devrimle darmadağın olmuş bir ülke. Kendi yitmiş, bedeli kalmış bir aşk. Günümüzün en önemli yazarlarından Pulitzer ödüllü Jhumpa Lahiri'den, üç nesil ve iki ülkeye yayılmış büyüleyici bir roman.

3. Geceyarısı Çocukları, Salman Rushdie

15 Ağustos 1947, geceyarısı saat on ikide, Hindistan'ın bağımsızlığının ilan edildiği anda dünyaya gelen Salim Sina, basında ilgi odağı olup Başbakan Nehru tarafından kutlanır. Ancak bu tesadüf, kahramanımız için beklenmedik sonuçlar doğuracaktır. Zira kendisi gibi aynı saat doğmuş bin çocukla telepati kurmak ve tehlikeleri koku alma duyusuyla sezmek yetenekleri bahşedilmiştir kendisine. Bu yolla içinden çıkılmaz bir biçimde ülkesinin tarihine bağlanan Salim, zaman içinde yol aldıkça modern Hindistan'ın zaferlerine, felaketlerine, trajedilerine ve büyük çelişkilerine ayna olur.

4. Pakistan - Hindistan Öykü Seçkisi, Halil Toker

Pakistan ve Hindistan 1947'ye kadar tek bir ülkenin ortak parçalarıydı. Bu nedenle iki ülkede de konuşulan ortak diller, paylaşılan ortak kültür unsurları vardır. Kitaptaki öyküler de yüzlerce dil ve lehçenin konuşulduğu bölgenin iki tarafında konuşulan ortak kültür dillerinden en yaygın ve köklülerinden biri durumundaki Urdu dilinden yapılmış seçkileri içermektedir. 'Urdu,' kelimenin etimolojisinden anlaşılacağı üzere Türkçedeki 'ordu' kelimesinin telaffuz farkıyla kullanımıdır ve Urdu dili, Gaznelilerin Hindistan fetihleriyle alt kıtaya gelen ordudaki askerlerle yerli halkın ve dillerinin karışımı sonucu ortaya çıkmıştır.

1947 Güney Asya'nın İngiliz egemenliğinden kurtulduğu yıldır. Bu tarihte İngiliz Hindistan'ının vücudundan Hindistan ve Pakistan adında iki ayrı devlet doğmuştur. Bu sancılı ani doğuş, arkasında yoğun göçler, terk edilmiş şehirler, kasabalar, köyler, evler, korkunç katliamlar ve bölünmüş ailelerin bulunduğu bir kaos ortamı bırakmıştır. Bu karmaşa ve kargaşa ortamı, yazının her alanında olduğu gibi öykülerde de kısa sürede kendini göstermiş ve o günlerde yaşanan acılar tüm cepheleriyle öykülere yansımıştır.

5. Gora, Rabindranath Tagore

Hindistan’da kastlar arasındaki keskin farklar toplumsal yapının içine öyle bir işlemiştir ki bu fark semtlerdeki evlerin durumlarından rengine, soy ağacı oluşturmadan eş seçimine kadar kural koyucu bir sistem hâline gelmiştir. Böyle bir sistemin getirdiği ayrışmalar, toplumsal birliği bozmanın yanı sıra halkı ortak unsurlardan uzaklaştırmış, birbirinden bağımsız alt kültürler meydana getirmiştir.

Hindistan’ın değişen yüzünü temsilen felsefi didaktik öğretileri ile kitaba adını veren Gora, işgal altındaki ülkesine gönülden bağlıdır. Hindistan’ın kurtuluşunun önünde engel teşkil eden İngilizlere şiddetle başkaldırır. İngilizlere olan hayranlığın karşısında sıkı sıkıya geleneklerine sahip çıkar.

“Doğup büyüdüğünüz yurdunuza karşı sevgi duymadıkça ve o yurtta yaşayan halkın yanında bulunmadıkça, sizin o yurdu küçük gören tek kelimenize bile katlanacağımı sanmayın!”

Ancak insan doğduğu vatanı ve inanacağı dini seçemez, hazır bir yapının içine dâhil oluverir bir anda. Bu dayatmanın içinden çıkış kapısının anahtarı da yine kişinin kendi elindedir. Kapıdan bir kez çıktıktan sonra kişi, kendini bulmanın ve tanımanın özgür iradesine sahip olacaktır.

“Kutsal kitabın emirlerinden biri de insanın kendisini tanımasıdır. Kendini tanımak denilen şey, özgürlüğe ulaşmaktır.”

6. Hint Gece Müziği, Antonio Tabucchi

Hint Gece Müziği, neler sunacağı bilinmeyen Hindistan'ın içlerine bir gece yolculuğu. Varsayımlar ve sanılar burgacına kapılarak serüvene sürüklenen bir gölgenin izini süren anlatıcının, tehlikeli yerler ve karşılaşmalarla dolu, tatlı ve sınırsız bir bilinçsizlikle kendini bıraktığı bir gezi, bir arayış. Bitimsiz bir bekleyişle yüklü, engin ve devinimsiz Hint toprakları ve bu topraklarda, gölgelerin arasında kaybolmuş dostunu arayan bir adam. Yerel renk basitliğine düşmeden çizilmiş gerçekdışı bir harita ve her biri farklı bir insan boyutu olan on iki bölümlük bir coğrafyada, kayıp dostun peşinde geçirilen günler, aslında anlatıcının kendi kimliğinin, gölgesinin, içsel gerçeğinin arayışı. Gölgenin karanlık gece yolculuğu, aynı zamanda varolmanın ürkütücü gizli yanı. Doğu esinlerinin fazlaca etkisinde kalmadan, en tuhaf, en gizemli yerlere sakınımla karışık bir merakla girip çıkabilen anlatıcı rolündeki yazar, bu serüveni, mesafeli yaklaşımıyla, sözcüklerden çok, düşünce oyunlarına dayana bir anlatımla yansıtıyor.

7. Namaste Hindistan Yolculuğu / Sarı Otobüs, Özcan Yurdalan

Hindistan'a gidilir, ama Hindistan'ı bilmek bir yabancının haddini aşar; anlamak harcı değildir, gördüm diyebilmekse cesaret ister. Yine de Hindistan'a gidilir. Ben de gittim. Defalarca...

'Bilmeden, anlamadan, ne halt etmeye kitap yazdın da ortaya koydun' diyecek olursanız, şunu söylerim ki ben birazcık gördüm, az bir şey yaşadım, bir miktar da hissettim bu âlemi. Gördüklerimle yaşadıklarımı anlatıyorum. Hissettiklerime gelince, o da okurun bu kitaptaki yolculuğu olsun. Ama daha iyisi, siz hiç okumayın bu kitabı, alıp başınızı gidin. Mümkünse erken bir sabah vakti, kapıdan çıkar çıkmaz, her zamanki yolunuzun tersine yönelin. Aklınızı bırakın bir tarafa, ayaklarınız nereye gideceğini bilir. Belki bir akşamüstü Hindistan'da bulursunuz kendinizi.

Bilen bilir, eğer Hindistan'a bir kez gitmişseniz, ama gerçekten gitmiş, orada bulunmuşsanız kanınıza girer, kendi dünyanıza döndükten sonra bile sizi çeker, bir daha mutlaka gidersiniz. Hiç direnmeyin.

8. Kim, Rudyard Kipling

1907 Nobel Edebiyat Ödülünü kazanan Rudyard Kipling, İngiliz edebiyatının benzersiz şair ve yazarlarından biridir. Kipling, çoğu Hindistan'da geçen romanlarında geçen yüzyılın Hint toplumunu ve kültürünü türlü zenginlikleriyle yansıtır.

Kim, bu romanlar içinde özellikle önemlidir. Sokakta yaşayan, anne ve babasını yitirmiş, yarı Hint yarı İngiliz bir çocuğun başından geçen ilginç olayları konu alır. Romanın kahramanı Kim'in yanı sıra Hint toplumundan ilginç kişilikler de romana renk katar.

9. Doğu, Batı, Salman Rushdie

Edebiyat tarihinin kadim şahsiyetleri ile popüler kültürün, masallar ile tarihin, fantastik ile gerçekliğin kesiştiği bu dokuz hikâye, Doğu ile Batı karşılaşınca neler olduğunu anlatıyor. Fakir bir çekçekçi, inanılmazı gerçekleştirip Bombay'da film yıldızı oluyor; Kristof Kolomb, Kraliçe Isabella'yla ilişkisini 'tamamlama' hayalleriyle kendinden geçiyor; iki çocukluk arkadaşı, fantezilerinde diplomat olup Uzay Yolu mürettebatına katılarak Hindistan'ın yakın tarihine tanıklık ediyorlar.

10. Shantaram, Gregory David Roberts

Hükümlü bir Avustralyalı banka soyguncusu ve eroin bağımlısı olan Lindsay, Pentridge Hapishanesi'nden kaçar ve Hindistan'a gider. Bu yol onu bir bilinmezin içine doğru sürükleyecektir. Roman, Bombay'daki çalkantılı yaşamın canlı tasvirini oldukça başarılı şekilde yaptığı için pek çok kişi tarafından övgüyle karşılanmıştır. Yaşanan bazı olayların yazarın gerçek yaşam öyküsüne dayandığı söylenmektedir.

11. Veda Şarkısı, Rabindranath Tagore

Tagore, unutulmaz eseri Veda Şarkısı'nda, evrene ve zamanı değiştirme çabasına nasıl baktığını ustalıkla örülmüş bir uyumla işler. Hint güneşi altında doğan, kınalı topraklara özgü çavlanlar arasında gülümseyen ve portakal çiçeklerinin son hüznüyle vedalaşan bir aşk hikâyesidir bu kitap. Elbette her güçlü aşk gibi kendinden öte ve aşkındır anlatılan. Aşka ait olan iki taraf arasındaki kadim gerilim belki de evrenin küçük bir anlatışıdır.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir👇

Çölde Susuz Kalmışçasına Bilgiye Hasretlik Duyanlar İçin Onedio IQ Instagram Hesabından Zihni Açan 15 Paylaşım
Ortaya Çıkış Hikâyelerini Öğrendiğinizde Sizi Gerçek Bir Etimoloji Tutkununa Çevirecek 21 Kelime
Bu Siteleri Size Her Yerde Söylemezler! Tıkladıktan Sonra Keşke Önceden Bilseydim Diye Hayıflandıran 13 İnternet Sitesi

Popüler İçerikler

Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
TSK'dan Atatürkçü Teğmenlerin Kılıçlı Yemini İçin Açıklama: "Mesele Kılıç Değil, Emre Uyulmaması"
Icardi'nin A Milli Takım Forması Giymesi İçin CİMER'e Başvuruda Bulunuldu!
YORUMLAR
30.07.2020

Listedekilerden sadece Gora ve Shantaram’ı okudum. Shantaram’ın yeri okuduğum tüm kitapların arasında başka bir yerdedir

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ