Boko Haram'la Nasıl Müzakere Edilir?

200'den fazla kız çocuğu Nisan ayından beri kendilerini kaçıran radikal İslamcı örgüt Boko Haram'ın elinde. Peki Boko Haram'la bir anlaşma yapılmalı mı? Ya da yapılabilir mi?

Örgütün lideri daha önce kızları köle olarak satacağını açıkladı, daha sonra bazılarını hapisteki Boko Haram militanlarının salıverilmesi karşılığında serbest bırakabileceğini söyledi.

Nijerya'nın buna yanıtı ise net değildi. Devlet Başkanı Goodluck Jonathan militanları salıvermeyi reddetti, bakanlardan biri pazarlığın mümkün olduğunu belirtti ve geçen hafta hükümet 'tüm seçeneklerin masada' olduğunu söyledi.

Peki Boko Haram gibi fanatik, iyi silahlanmış kararlı bir Batı Afrika örgütü ile nasıl pazarlık yapılır?

Rehne pazarlıkları konusunda uzman olan biri bu gibi bir durumda yapılması gereken ilk şeyin rehinelerin hayatta olduğuna dair kanıt bulmak olduğunu söylüyor.

Boko Haram'ın geçen hafta yayınladığı ve kız çocuklarını çarşaf giymiş halde gösteren video bir kanıt ancak videonun ne zaman ve nerede çekildiği bilinmiyor.

Video, o kızlara ve videoda görünmeyenlere ne olduğunu da açıklamıyor.

İngiliz risk danışmanlığı firması TerraFirma uzun süredir ticari şirkelter için rehine pazarlıklarında yer alıyor.

İsminin gizli kalmasını isteyen yöneticilerinden birine göre bir sonraki en önemli şey ise rehinleri kimin alıkoyduğuna dair kanıt bulmak.

Bunun anlamı pazarlık ettiğiniz kişilerin gerçekten de rehineleri elinde bulunduran kişi ya da kişiler olduğuna dair kanıtın olması demek.

Kaçırma, rehin alma dünyasının bulanık sularında kendilerini 'bağlantıları olan' arabulucular gibi göstererek para kazanmak isteyen birçok kişi olacaktır.

Rehine pazarlığı konusunda üçüncü temel kural ise sakinliği asla kaybetmemek.

Uzmanlardan biri 'Kaçıranlar sıklıkla sakinliklerini kaybederler' diyor.

'En azından istediklerine teslim olmanız için üzerinizde baskı kurmak adına sakinliklerini kaybetmiş gibi yapacaklardır. Ancak siz onların fevri kararlar vermesine sebep olmamak adına sakinliğinizi asla kaybetmemelisiniz.'

Bu durumda pazarlıklar pratikte nasıl yürür?

TerraFirm'deki pazarlık uzmanı 'Kuzey Nijerya özellikle zor' diyor.

'Boko Haram ve onlara bağlı olan Ansarul hedeflerini çok dikkatli seçme eğilimindeler ve silaha kolayca erişebiliyorlar'.

Bu durum, pazarlığı yürütenlerin yüz yüze görüşme yapmasını Boko Haram buna izin verse bile çok tehlikeli hale getiriyor.

Ülkelerindeki benzer durumları çözmek için yardıma çağrılan yerel dini liderler, Boko Haram onlara Nijerya makamlarına satılmış diyerek güvenmediğinden beri bir seçenek değil.

Genelde iletişim telefon yolu ile kuruluyor. TerraFirma'ya göre birçok durumda rehineleri kaçıranlar telefonda konuşurken yerlerinin tespit edilmemesi için rehinelerin bulunduğu yerden uzaklaşacaklardır.

Peki, Boko Haram'la pazarlıklar ciddi şekilde başlayacaksa bunu kim yönetecek?

Şu anda Abuja'da bulunan Amerikan danışmanlık ekibi ABD Savunma Bakanlığı'na mensup ve terörle mücadele ve iletişim konusunda uzman 16 kişiyi bünyesinde bulunduruyor.

FBI da rehine müzakerecilerini yollamış durumda. Bu, bu uzmanların pazarlığı yönetecekleri anlamına gelmiyor, arka planda hassas önerilerde bulunacaklar.

Boko Haram ve Başkan Jonathan arasındaki nefretin derinliği ikisi arasında doğrudan bir pazarlığı imkansız hale getiriyor.

Seçeneklerden biri Kamerun, Nijer gibi komşu ülkelerin birinden ya da Türkiye, Katar gibi daha uzak bir ülkeden bir temsilci getirmek.

Ancak Boko Haram'la yürüyecek pazarlığın ağır bir fiyatı olacak. Örgüt Nijerya hükümetinin vermeye pek de hevesli olmadığı ciddi tavizler istiyor.

Hem ABD hem de Birleşmiş Milletler terör örgütü olarak kabul edilmiş gruplara hükümetlerin fidye ödememesi gerektiğini söylüyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı Boko Haram'ı 2013 yılında 'yabancı terör örgütleri' listesine aldı. Bu tarih Boko Haram Abuja'daki BM binasında intihar saldırısı düzenledikten iki yıl sonraya denk geliyor.

Peki ya müzakere ihtimal dışı ise? Kaçınılmaz olarak askeri bir kurtarma operasyonu gündeme geliyor ancak bu da kötü sonuçlara gebe olabilir.

Başlangıç için, rakamlar korkutucu: 200'den fazla kız çocuğu kaçırıldı. Şu anda muhtemelen küçük gruplara ayrılmış halde geniş bir alana yayılmış olarak tutuluyorlar ve herhangi bir şekilde kaçmaya teşebbüs ederlerse gözlerini bile kırpmadan onlarlı öldürebilecek olan, ağır şekilde silahlanmış militanların gözetimindeler.

Terörle mücadele konusunda deneyimli eski bir İngiliz özel kuvvetler mensubu 'Burada Sierra Leone'deki Barras operasyonu ile benzerlikler var' diyor.

Barras 2000 yılında West Side Boys (Batı Yakası Çocukları) isimli grubun elindeki İngiliz askerlerini kurtarmak için düzenlenen ve başarı ile sonuçlanan operasyon.

Eski özel kuvvetler mensubu Sierra Leone'deki ağaçlarla kaplı alanın Nijerya'nın kuzeyine benzediğini, fark edilmeden yaklaşmanın ve teknik izleme ekipmanları yerleştirmenin zor olduğu bir bölge olduğunu söylüyor.

'Zor kullanarak kızları kurtarmaya dönük bir operasyonun birden fazla bölgede aynı anda yapılması gerekiyor ya da militanlar paniğe kapılırlar ve rehineleri infaz ederler' diyor.

Bu tür kurtarma operasyonlarının 'yüksek derecede karmaşık' olduğunu söyleyen eski asker, 'Nijerya'nın bu alanda gelişmiş bir yeteneğinin olmadığını' söylüyor.

Bu durumda Boko Haram taleplerini azaltmazsa bu kriz Nijerya hükümetini üç tatsız seçenekle baş başa bırakıyor: Boko Haram'ın taleplerine teslim olup tehlikeli adamları hapisten dışarı bırakarak daha fazla eylem gerçekleştirme potansiyeli ile birlikte örgütün saflarına katılmalarına yol açmak. Bu, birçokları tarafından yenilgiyi kabul etmek ve zayıflık olarak görülüyor. Başarı garantisi olmayan ve kan banyosuna dönme ihtimali yüksek olan askeri bir kurtarma operasyonu düzenlemek. Dünyanın dikkatinin başka bir yöne dönmesini umarak konuyu ertelemek, sonra da ya kızları kendi kaderine terk ederek konuyu görmezden gelmek ya da onları kaçıranlarla gizli bir anlaşma yapmak.

BBC Türkçe

Popüler İçerikler

Terörist Fethullah Gülen’in Cenazesinde Yeni Skandallar: Protestan Şirket, 25 Bin Dolarlık Tabut, Doğum Tarihi
Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı
10 Kasım 1938’de Hayatını Kaybeden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Son Sözü "Aleykümesselam" Oldu