Osmanlı sınırlarına Kırım Hanlığının da katılması ile Karadeniz yabancı gemilerin serbestçe dolandığı bir yer haline geldi. Ancak boğazlardan geçiş ve Karadeniz'e ticaretin yapılabilmesi, Osmanlı Devleti'nin izin verdiği devletler tarafından gerçekleştirilirdi. Bu dönemden 1700'lü yıllara kadar boğazlar herhangi bir tehdit oluşturmamaktaydı. İstanbul Antlaşması ile Azak çevresi Rus İmparatorluğu'na bırakıldı. Aynı zamanda Rus gemilerinin Azak denizinden geçebilme hakkı bulunuyordu. Daha sonra Edirne Antlaşması ile bu bölgeler tekrar Osmanlı'ya iade edildi. 1768 yılında gerçekleşen Osmanlı- Rus savaşı sonucunda Küçük Kaynarca Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma ile Rusya ilk defa Karadeniz'e çıkarak Boğazlarda ticari geçiş yapmaya başladı. Bu tarihlerden itibaren ilk defa Boğazlar devletler arası bir mesele haline geldi.
Boğazlardan her ne kadar ticari geçiş hakkı verilse de, savaş gemilerinin geçmesi yasaktı. Fransa, Mısır'ı işgal edince Osmanlı ise İngiltere ve Rusya ile ittifak yaptı. Bu ittifak ile Rus gemileri ilk defa 1774 yılında Boğazlar'dan geçiş yaptı. Fransa İmparatoru I. Napolyon Avrupa'yı ele geçirmeye başladı ve sıra İstanbul'a geldi. Napolyon'a karşı Rusya ve Osmanlı arasında karşılıklı olarak yardımlaşma amacı ile bir antlaşma imzalandı. Antlaşma doğrultusunda Karadeniz tekrardan savaş gemilerinin geçişine kapatıldı. Ancak Fransa'nın tehdidi ile Osmanlı, Rusya ile arasındaki antlaşması sonlandırarak, yeni bir antlaşma imzaladı.
20.'yy a kadar birçok antlaşma yapıldı. Bazılarında savaş gemilerinin geçişine izin verilmemesi kararı korunmaya devam etti. Bazılarında ise sadece müttefiklerin geçişine izin verildi. Günümüzde ise Türkiye'nin Boğazlar üzerinde tam kontrol hakkı vardır. Karadeniz'e kıyı olan savaş gemilerinin geçiş izni bulunur. Aynı zamanda savaş sırasında yabancı savaş gemileri, boğazlardan belirtilen koşullar içerisinde geçiş yapabilmektedir.