Türkiye'de artan ev fiyatları kiraları da fırlatınca, özelikle büyük şehirlerde barınma sorunu ayrı bir hal aldı. Sıralamalarda en yüksek puanlı üniversitelerin bulunduğu İstanbul'da öğrencilerin barınması da ayrı bir sorun oluyor. Şu dönem ekonomi yönetiminde de ağırlığı hissedilen en iyi üniversitelerimizden Boğaziçi'nin çevresi lüks bir semt olunca bir öğrencinin isyanı şok ederken, ona gelen tepkiler de şaşırtıcı oldu.
Kiralara da yansıyan bu artışlar, adeta bir barınma krizi yaratıyor. Özellikle dar gelirli kesim bir yandan şehir dışına itilirken, enflasyonla ulaşım fiyatlarındaki artış da sabit gelirlileri bir seçim yapmaya itiyor. Yılbaşında yaşanan deprem felaketiyle de güvenlik algısı devreye girince piyasalar karışıyor. Kiralara getirilen yüzde 25 oranında artış sınırı da ilk kiralamalarda fiyatların önden yüklemeli zamlanmasına yol açıyor.
Öğrenciler için uzun yıllardır süregelen bakış açısıyla ev sahiplerinin 'çoklu kullanım' bakış açısı da durumu giderek zorlaştırıyor.
Güldür güldürde bı skeç vardı ailenin kızı kazanıyor aile keşke kazanmasaydin diyo giderlerden dolayı.. neyse şu asalaklarin tepkilerinin boku çıktı artık, her insan iyi şartlarda iyi bir evde yaşamak ister kiraların ve giderlerin yüksek olması onun suçu değil, iyi bişey isteyince "omon ordo do yosomoyovor" diye tepki vermek acınası ve komik. İnsan neden kendini en kötüsünü layık görür anlamış değilim.
Böyle bi eğitim sisteminin içinden başarıyla çıkabilmiş bi öğrencimizi okuluna yakın bir ev aradığı için degilde mesela yurt sorununa veya öğrenciye ayrılan destek harcamalari konusu tartışılsa asıl suçlular görülse mesela!!
İlginç bir şekilde istanbulda yasaya insanlar her gün 2 saat yol gitmeyi olağan görüyorlar. Yadirgamiyorlar bile. Saçma geliyor bu bana.