Gözaltılar sonrası üniversitenin öğrencileri tarafından bir açıklama yayımlandı.
'Boğaziçi Direnişine Emek Veren ve Dayanışmayı Yüreğinde Hissedenler' imzasıyla yayımlanan açıklamada, 'Boğaziçi Üniversitesine anti-demokratik biçimde atanan rektöre karşı 4 Ocak tarihinden bu yana devam ettirdiğimiz protestolar, sürecin başından beri nefret söylemleriyle hedef gösterildi' denildi.
26 gündür sürdürülen protestoların bir parçası olan ve yaklaşık bir haftadır devam eden sergiye, direnişin bitirilmesi amacıyla saldırıldığının ileri sürüldüğü açıklamada, serginin hiçbir gruba, inanca ve kimliğe yönelik saldırı amacı taşımadığı vurgulandı.
Yine de bu serginin beraber mücadele ettiğimiz Müslüman arkadaşlarımızın değerlerini tahkir edici bir eylem olduğu iddiası söz konusudur. Sergiyle ilgili inanç üzerinden dile getirilen hassasiyetlerin farkındayız. Her sanat eseri eleştiriye açıktır. Ancak, sanat eserlerinin yargılanması gibi bir durum en basit haliyle ifade özgürlüğünün kısıtlanmasıdır. Direnişimizi bitirmek isteyen iktidar ve medyası konuyu bilinçli olarak saptırmaya çalışmaktadır.
Bu sergiye emek veren arkadaşlarımızın haksız şekilde gözaltına alınmaları ve süreçte uygulanan şiddet asla kabul edilemez. Boğaziçi Üniversitesinde çok kültürlü, çok sesli, çok inançlı ve çok renkli yaşam pratiğini korumaya çalışarak devam ettirdiğimiz direnişimizi hedef gösteren ve ayrıştıran suçlamalar, beraberliğimizi bozmaya ve mücadelemizi kırmaya yöneliktir. Haklı direnişimizin amacının saptırılmasına ve kriminalize edilmesine bugüne kadar izin vermedik, bundan sonra da izin vermeyeceğiz.
Okulumuzdaki farklı toplulukların ve kimliklerin yapılan saldırılarla hedef gösterilmesi meşru kılınamaz. Sosyal medyada yer alan LGBTİ+fobik söylemlerin hiçbirini kabul etmiyoruz. Öğrencilerin başlattığı haklı direniş, yine öğrenci dayanışmasıyla büyümeye devam edecektir.
Arkadaşlarımız açıkça hedef gösterilirken Kayyum Melih Bulu’nun sosyal medyadaki nefret söylemlerine katılarak yaptığı paylaşımlar ve rektörlük tarafından açılan soruşturma gösteriyor ki kayyum atamaları üniversitelerin fikir hürriyetine vurulan en büyük kelepçedir.
Okulumuzdaki barışçıl eylemlere, düzenledikleri sergiyle destek veren sanatçı arkadaşlarımız yalnız değildir. Biz Boğaziçili öğrenciler olarak, hiçbir hukuki zemini olmayan bu gözaltıların son bulmasını talep ediyoruz.
Arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır. Polis, kampüsü ve çevresini bir an önce terk etmelidir. Nefret söylemleri ve hedef göstermelerle öğrencileri ayrıştıran, kampüsü güvensizleştiren kayyum Melih Bulu derhal istifa etmelidir! Rektörlük seçimleri, üniversitelerin tüm bileşenlerinin katılımıyla demokratik bir biçimde yapılmalıdır.
HERİFLER PKKLI ALOOOOO TUTUKLANMALARI GAYET DOĞAL DEĞİL Mİ?? BURDA ATATÜRK'E BİR HAKARET OLSAYDI YER YERİNDEN OYNARDI DEĞİL Mİ? AMA DİNE İSLAMİYET İLE DALGA GEÇİLİNCE DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ HADİ LAN ORDAN!
Yine aynı senaryo, bunların klasik oyunu. ne zaman b yerde ava başlamak isteseler, direk dinimize hakaret bahanesi yaratmak için bi sebep bulurlar. Burada o kabe olayının AKP li bi çomar tarafından sebep yaratmak için kurgulandığından eminim. Gezide ki camide bira içtiler yalanının patlatılması gibi..
Halkı kin ve düşmanlığa sürüklemek nedir yahu bu ara herkese aynı nedenle dava açılıyor. Bu durumda Akp nin kapatılması lazım 98 yıldır millet hiç bu kadar ayrıştırılıp birbirine düşman yapılmamıştı. Ne dese ne yapsak suç oldu.