İlk kavram, bedeni tüm mevcut özellikleriyle kabul eden ve toplumun genel beklenti ve normlarına uymak zorunda olmadığımızı vurgulayan bir tepki hareketidir.
İkinci kavram ise birinin vücut şekli ve kilosu hakkında aşağılayıcı, küçümseyici yorumlarla utandırılması anlamına geliyor. Beden olumlama hareketinin büyümesi, magazini de adımlarını dikkatli atma noktasına getirdi diyebiliriz. Zira bir kadının sosyal medya fotoğraflarının altında kin kusan body shaming yorumlarına rastlamak hala yaygın olsa da bu davranış, toplumun her kesiminden tepki de alıyor. Elbette her iki kavram da cinsiyetten bağımsız. Ancak ben kadın mağdurlar üzerinden sıkça tanıklık ediyorum.
Bilhassa doğum yapmış ve gebelik kaynaklı çatlakları, eskiye kıyasla fazla kilosu olan kadınlar; giyinme alışkanlıklarını değiştirmek ve büyük keyif aldıkları sosyal etkinliklerden geri durmak zorunda kalıyorlar. Geçtiğimiz günlerde 2 ay önce doğum yapmış olan hastam, bu sene asla denize girmeyeceğini, yoksa aynı sitedeki bütün akrabaların onun kilosunu konuşacağını söyledi. Doğumda öyle güzel şeyler yaşanıyor ve sonrasında öyle bir maceraya atılıyor ki kadın; akrabalar annenin de izin verdiği ölçüde bebeğin ve annenin bakımına yardım etmekle meşgul olsalar çok daha anlamlı olmaz mı?
İşte sorun magazin muhabirlerinde değil; en yakın çevremizden başlıyor. Dolu ve hatta normal olarak sarkan memelerimizi “inek memesi”ne benzetmeyi şaka sanan kocalarla başlıyor. (bir benzetme yapılacaksa biz kendimiz yaparız, istersek)
Kadın dayanışması önemli. Toplumun, sanatçıların, sosyal medya fenomenlerinin tepkisinden çekinen ya da gerçekten bu konuda farkındalığa erişmiş olduğu için tavır değiştiren magazin muhabirlerine; toplumun samimiyetle eşlik etmesi gerekiyor. Geniş sülalelerimizin, arkadaş çevrelerimizin, komşularımızın, çekirdek ailelerimizin...
Biz, bedenden ibaret değiliz, bizim ruhlarımız var. Bedenlerimiz sizi mutlu etmek, gözünüze hayalinizdeki gibi hitap etmek ve sizin kusursuzluk tanımlarınıza uymak zorunda değil. Göbeğimizden, basenimizden, ince bacaklarımızdan, küçük ya da büyük memelerimizden, hiçbir şeyden utanmak zorunda değiliz. Selülitlerimiz, çatlaklarımız bizi kusurlu yapmıyor. O sizin bakışınız. Sindireceğiz. Ve bence başladık. Güzel...
Instagram
Twitter
Web
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Yaw bos konusmayi birakip gym’e gidin
Ağzınıza yüreğinize sağlık 👏 Evet bu bizim bedenimiz kimsenin normlarına uymak zorunda değiliz. Yeni doğum yapmış ya da doğumdan aylar sonra bile bedenimizin eski halini almasını beklemek yanlış olur, söylemiş olduğunuz gibi o sıra bedenimizle uğraşmak yerine dünyaya getirmiş olduğumuz canla ilgilenmek daha keyifli olacaktır. Yalnız günümüzde "ünlülerin" yapmış olduğu beden olumlamalar bile şop ve efektlerle dolu olduğu için bazı zeka yoksunları normal olanın o olduğunu zannettigi ya da işine öyle geldiği için en ufak bi sarkma, kilo, selülit, çatlak vs görünce arsızca bunun hakkında yorum yapabiliyorlar.
"body shaming" kadar "Body positivity"ninde zararlı olduğunu anlamaya başlarsak, biraz ilerleriz belki..