Doğu Karadeniz'de yaylalar ve sisli havalar ayrılmaz ikililerdir. Bazen sisli hava günlerce dağılmaz ve yaylacılık ile uğraşan kişiler güneşe hasret kalırlar. İşte o günlerde yaylacılar güneş dualarına çıkarlar ve sisli havanın dağılmasını beklerler. Yaylacılık kültürünün günden güne azalması ise bu ritüelin de zamanla unutulmasına neden olmuştur.
Güneş duasına kimi yörelerde sis kovma ritüeli de denir. Yapılan törenler ve söylenen tekerlemeler aynıdır yalnızca isimler değişiklik gösterir. Ritüeller şu şekilde gerçekleşir; yoğun sisli hava birkaç gün devam edince çocuklar bir araya toplanır ve evleri sırası ile gezmeye başlarlar. Bu topluluğun önünde bulunan iki kişinin elinde süpürgeden yapılan bir kukla bulunur. Geri kalan çocuklar ise ellerinde boş kaplar taşırlar ve bu kaplara evlerden topladıkları kaymak, yağ ve peyniri bu kaplara koyarlar. Eğer bir evin kapısında çocuklar çok uzun süre bekletilirlerse şu tekerlemeyi söylerler;
“Gucgucura ne istersun
Allah’tan güneş isterum
Hatunlardan baş yağ isterum
Verursan ver gidelum
Vermezsan kov gidelum.”
Tüm evler gezildikten sonra belirlenen bir yere gidilir ve ateş yakılır. Evlerden toplanan malzemeler ile yakılan ateşte kuymak yapılır. Kuymağın yüzeyinde oluşan yağ kaşıklar ile sisin üzerine doğru atılır. Bu hareketin sebebi güneşi davet etmektir.