Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ofisinde çıkan dinleme cihazlarıyla ilgili iddianame Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 13 şüpheli 42 yıl hapis cezasıyla yargılanacak.
Ankara Cumhuriyet Savcısı Durak Çetin’in hazırladığı ‘böcek’ iddianamesi Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İddianamede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şikayetçi olarak yer aldı. İddianamede şüpheliler için 'siyasi casusluk, kişiler arası haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arası konuşmayı izinsiz kayıt etme' suçlarından 28 yıl hapis cezası istendi.
İddianamede suçun kamu görevlileri tarafından işlenmesi halinde cezada yarı oranında artırıma gidilmesi de talep ediliyor. Bu kapsamda 13 şüpheli toplamda 42 yıl hapis cezasıyla yargılanacak.
İddianamedeki şüpheliler
İddianamede şüpheli olarak TÜBİTAK'ın eski yöneticisi Hasan Palaz ve polis memurları Ali Özdoğan, Serhat Demir, Sedat Zavar, Ahmet Türer, Enes Çiğci, İlker Usta, Hurşit Gölbaşı, Seyit Saydam, İbrahim Sarı, Mehmet Yüksel, Zeki Bulut ve Harun Yavuz yer aldı. Bu isimlerden Özdoğan, Zavar, Çiğci, Usta, Türer ve Demir hakkında yakalama kararı verildi.
Mahkemenin kabul ettiği iddianamede, dinleme cihazlarının bulunduğu dönemde iki defa yapılan arama tarama faaliyetlerinin kayıt altına alınmadığı belirtilerek şu tespitlere yer verildi:
“Arama tarama faaliyetlerine katılan güvenlik ekibini zaman zaman yalnız kalmasına rağmen Teftiş Kurulu’nca alınan ifadelerinde gerçeğe aykırı beyanda bulunmuşlardır.”
“Ali Özdoğan ve Sedat Zavar’ın 2011 yılı içerisinde senelik izinlerini ABD’de geçirmelerine rağmen kurumlarına bu izinleri Almanya/Stuttgart’ta geçirecekleri yönünde iki defa gerçeğe aykırı beyanda bulunmuşlardır.”
“Çalışma ofisinde dinleme cihazının bulunması sonrası MİT tarafından yapılan çalışmaya destek sağlamak amacıyla Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanı Mehmet Yüksel’in Serhat Demir’le yaptığı görüşmelerde Demir’in İstanbulda özel bir görev sebebiyle bulunduğu sırada Ankara’ya gelerek arama faaliyetleriyle ilgili gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle o döenm faaliyetleri gizleme çabası içine girmiştir”
Şüphelilerin arama tarama ve jammer testi adı altında gerçekleştirdiği çalışmalar esnasında bir fırsat operasyonu şeklinde dinleme cihazlarını yerleştirdikleri, bilerek isteyerek örgütlü olarak bu faaliyet içerisinde yer aldıkları belirtilen iddianamede dinleme cihazı 24 Kasım 2011’de yerleştirildiği belirtildi.
'TÜBİTAK'tan destek aldılar'
İddianamede “Serhat Demir, Sedat Zavar, Enes Çiğci ve İlker Usta’nın teknik dinleme cihazı konulması çalışmasını yönlendirdikleri ve bilerek faaliyette yer aldıkları kanaatine varılmıştır” denildi.
İddianamede şüphelilerin dinleme cihazını koyma tarihinin tespitini engellemeye yönelik TÜBİTAK’ta görevli Hasan Palaz’dan destek aldıkları belirtildi. Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanı Mehmet Yüksel, Başkan Yardımcısı Zeki Bulut ve Ahmet Türer’in denetim görevlerini tam yapmayarak böcek koyma işlemini yapanlara bilerek isteyerek yardım ettikleri ifade edildi.
'Böcekleri bilerek bulmadılar'
Şüpheliler İbrahim Sarı, Seyit Saydam, Hurşit Gölbaşı ve Harun Yavuz’un dinleme cihazlarını, arama sırasında bulmayarak diğer şüphelilerle birlikte hareket ettiği aktarılan iddianamede, “suç işlenmesine göz yumdukları, bilerek ve isteyerek diğer şüphelilere yardım ettikleri tespit edilmiştir” denildi.
Gizli tanığın beyanlarına da yer verilen iddianamede dosyadaki şüphelilerin kurum adına bazı cihazlar aldığı ifade edildi. Cihazlarda bulunan çok hassas mikrofonlar sayesinde uzaktaki konuşma ve seslerin çok rahat dinlendiği, bu cihazların uzaktan kumanda ile kapatılma özelliğine sahip olduğu belirtildi.
Soruşturma nasıl başladı?
Böcek soruşturması 'Başbakan'ın odasına uluslararası güçler tarafından dinleme cihazı konulduğu' ihbarının ardından üç yıl önce başlatıldı.
Böcekle ilgili ilk incelemeleri Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) yaptı. Ancak MİT böceklerin nereye sinyal yolladığı, ne kadar süre dinleme yapıldığı ve ne zaman yerleştirildiğini tespit edemedi. MİT ve Başbakanlık soruşturma savcılığının istediği bilgileri gönderdi.
Soruşturmayı yürüten Memur Suçları Soruşturma Savcısı Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunun Başsavcılığa ulaşması sonrası bilgilerin casusluk amacıyla kullanıldığı iddiası nedeniyle dosya terör savcılığına gönderdi. Özel yetkili savcılığın kaldırılması sonrası soruşturmayı Anayasal Suçlara Bakmakla Görevli Büro yürüttü.
Savcılıkta ifadesi alınan şüpheli polisler böceklerden bilgilerinin olmadığına dair savunma yaptı. Bu savunmalarına rağmen soruşturma savcısı bazı polislerin tutuklanmasını istedi. Ancak mahkeme yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle tüm polisleri serbest bıraktı.
‘Bunun Pensilvanya ayağı var’
Soruşturmanın şikayetçisi olarak iddianamede yer alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şüpheliler hakkında iddianamenin tamamlanmasıyla ilgili olarak 17 Kasım'da şunları söyledi:
'Bu iddianame artık yargı sürecinde, altından neler çıkacak onu hep birlikte göreceğiz. Şu anda ortada olan vaka neyse, paralel devlet yapılanması olarak ulusal güvenliğimizi tehdit eden bu yapının nerelere sızdığını, nerelerde ne tür faaliyetler gösterdiğini ki bunun Pensilvanya ayağının olmaması diye bir şey söz konusu değildir kesinlikle. Pensilvanya ile bağlantısı vardır. Bundan dolayı da bizler en son MGK basın bildirisinde bunu açıkladık. Şu anda Hükümetimiz de bu tavsiye kararı üzerinde çalışmasını yürütüyor. Onlar da kısa bir süre içerisinde nihai kararını açıklayacaklardır.'
Kaynak: Al Jazeera