Black Friday Direnişi Başlasın!

Yine geldi Kasım çılgınlığı. Şahane Kasım! Efsane Kasım! Kara Cuma! Pembe Günler!

Evet evet şu meşhur Kasım indirimlerinden bahsediyorum.

Bu sene 25 Kasım’a geliyormuş indirimlerin efendisi “Black Friday”

Her sene aynı rahatsızlığı hissetsem de, bu sene malum bu denli enflasyonist bir ortamda beni daha bir huzursuz kılıyor. Markalardan gelen mesajlar, cep telefonunda bir anda beliriveren bildirimler, bambaşka bir şey aramak için Google’a girdiğinizde karşınıza çıkan elbiseler, ayakkabılar, telefonlar.. 

Neymiş efendim tarihin birinde bir ayakkabı bakmışım da, tercihlerime uygun bir şeyler gösteriyorlarmış ekranda. Bir de efsane Kasım indirimiyle! İyi de ben o sayfayı kapatalı çok oldu, sen nereden çıktın karşıma??

Birçoğumuz artık tüketimin en zorlayıcı bağımlılıklardan biri olduğunu biliyoruz. Bu konuda bir hayli yazılıp çizildi. Yanlış hatırlamıyorsam sigaradan bile daha ciddi bir bağımlılık olduğuna dair pek çok araştırma da vardı.

Tüketmek çoğumuz için genellikle herhangi bir sorunun ilk akla gelen çözümü.

Forma mı girmemiz gerekiyor? Asla kullanmayacağımız bir koşu bandı satın alırız. Ya da en organiği olduğundan en pahalıya satılan tuhaf zayıflama çayları, yiyecekler, bitkiler.. 

Stilimizde değişikliğe mi ihtiyacımız var? Bir mağazaya koşup kendimize bir gardırop  dolusu öz güven satın alalım hadi. 

Eve önemli bir misafir gelecek, hemen kahve fincanlarını yenileyelim. Hatta elimiz değmişken 2-3 aksesuar da katalım alışverişe. Öyle ya orta sehpanın kenarında milimetrik bir boşluk vardı..

İhtiyaç duyduğumuz şeyleri almakta sorun yok, ancak çoğu harcamaları kontrolsüz yaptığımızı kabul etmemiz gerekiyor.

Özellikle online alışveriş yaptığınızda ve kredi kartı ile ödeme yaptığınızda kontrolden çıkmak çok daha kolay!

Şimdi ben bir muhasebeci, bir bankacı ya da yatırım danışmanı mıyım? Hayır ama mesleğim kariyer mentorluğu olduğundan kariyerinde sıkışmış ve mutsuz insanlarla yolum her gün kesişiyor. Ve bu güzel insanların mevcut işlerini riske atamamalarının, kendilerini sürükleyerek o iş yerine gitmelerinin en başlıca sebebi kenarda köşede birikmiş bir şeylerinin olmaması.. 

Kendinizi her şeyden mahrum kılın demiyorum, ama kazandığımız paranın gerçek değerini anlamamız gerekiyor. Çünkü biz o parayı kazanmak için zamanımızı, aklımızı, emeğimizi ve hatta daha fazlasını veriyoruz.

Peki ne yapmalı?

• Günlük harcamalar bir kenara not edilmeli. (Günlük harcamalara bir süre sonra baktığınızda bir kahve için verdiğiniz onlarca para rahatsız etmeye başlamazsa, sorun bende)

• Tüm alışveriş uygulamalarını silmeli.

• Silmeye kıyamıyorsanız en azından bildirimleri kapatmalı. 

• Kredi kartı limitini düşürmeli, limit zaten yoksa “arttıralım mı aramalarına” aldırış etmemeli.

• Alışveriş paniği anında acil aranacaklar listesi yapılmalı!

• Satın alma anında “Gerçekten buna ihtiyacım var mı?” sorusunu başımıza tac etmeli. 

• Yukarıdaki soruya bilinç altınız evet diyorsa, daha da iddialı olan şu soruya geçilmeli: “Eğer kimse beni görmeyecek olsaydı, yine de bunu alır mıydım?”

Yazımı Uruguay’ın eski Devlet Başkanı José Mujica’nın o muhteşem konuşmasından hayranlıkla altını çizdiğim cümlelerle bitirmek istiyorum: 

''Gereksiz ihtiyaçlardan koca bir dağ yarattık. Bir şeyler satın alıyoruz sonra çöpe atıyoruz. Aslında boşa harcadığımız şey hayatlarımız. 

Bir şey satın aldığımda veya aldığınızda ödemeyi para ile yapmıyoruz... Ödemeyi yaşamımızdan, para kazanmak için harcadığımız zamanla yapıyoruz. 

Aradaki fark şu; hayatı satın alamazsınız, hayat geçip gider. Ve hayatı boşa harcayıp özgürlüğümüzü kaybetmek korkunç bir şey!’

Linkledn

Web

Instagram

Popüler İçerikler

Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
13.11.2022

sahte indirim gunleri, takipettigimiz urunler, zamlanip yari fiyatina dusunce ilk fiyattan pahali olabilir mi?

13.11.2022

öyle bi şeye denk geldiğinizde lütfen Tüketici Haklarına şikayet edin. ilgileniyorlar. Maliyeye de bildirebilirsiniz, zaten onların en sevdiği konu şirketlere ceza kesmek yeterki biri bi sebep sunsun onlara :) yararlanın bunlardan. bazı bakanlıklar bu ülkede imkansız gibi gözükse de halkın lehine. mesela maliye bakanlığı, alkol/sigara hariç halkın yanında:) ne kadar çok şikayet giderse konu hakkında o kadar önü kesilir.

13.11.2022

Çok dolu çok anlamlı gözüküpde içi bir o kadar boş bir söylem, "tüketim toplumuna hayır". İlk yontma taşı eline alıp sahiplendiğinden beri insan türü materyalist bir varlıktır, aksini iddia etmek doğanı bilmemektir. 300bin yıllık insanlık tarihinde tüm insanların hayalini kurduğu cennet olarak tanımlayabileceği bir dönemde yaşıyorsun. İhtiyacın olan herşey bir kaç mouse tıklamasıyla kapına gelirken musluğunu açtığın anda sıcak suyun akarken, oturduğun yerden dünyanın tüm eğlence içeriğine ulaşıp seyredebilirken bunları talep etmenin ahlaki çarpıklığından şikayet etmek kolay. Nasılki güzel bir yemek sadece karnını doyurup besin ihtiyacını karşılamakdan ibaret değilse, bir haz rafine zevk meselesiyse, meateryal sahipliğide sadece ihtiyaçdan ibaret değildir, sizin için gereksiz olan şeyler bir elbise bir ayakkabı bir hobi bıçağı başkası için kendini ifade etme şekli hayattan aldıkları rafine zevklerden biri olabilir.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ