BJK Seçiminde Neden İki Adaya da Oy Vermeyeceğim?

Biraz uzun oldu ama merak edip okursanız sevinirim.

Öncelikle, her iki adayın seçim sürecindeki kampanya ve performanslarını Beşiktaş Başkanlık makamını dolduracak ciddiyette bulmadım. Plan ve projelerinin çoğunu hayali buldum.

Her ikisinin de Beşiktaş’ı kurtarma planlarının temelinde inşaatçılık vardı.

Biri Belediyeye ait bir taşınmazın üzerine hayal kuruyor, diğeri ise 2-3 sene içinde 200 milyon Euro kar edecek bir projeden bahsediyor.

Belediyenin arsasının üzerine sportif amaç dışında bir şey yapılamayacağını kendi de biliyor ama ekranda, bu işi ‘alengirli' yollardan halledeceğini ima ediyor. Diğerinin 2-3 senede 200 milyon Euro para getirecek işinin, getiri oranını %20 kabul edersek, toplam 1 milyar Euro tutarında bir iş yaratması gerekir. Türk parasına vurursak 36-37 milyar TL’lik bir işten bahsediyoruz. İki-üç sene içinde, sıfırdan bu hacimde bir iş kurmak hayalciliğin en önde gidenidir.

Ülkeyi yönetenler de ekonomiyi kurtarmanın yolu olarak inşaatçılığı seçmişlerdi. İnşaatçılıkla ekonominin kurtulmadığını hep birlikte gördük.

Beşiktaş’ın ana faaliyet alanı spordur. Spor kulüpleri sporcu yetiştirir, sporcu satar, sporcu alırlar. Ana faaliyet budur. Bu faaliyeti sürdürmek için de yayın gelirleri, sponsorluk ve ürün satış gelirleri ve tribün gelirleri yaratırlar. Ama başarılı spor kulüplerini ayakta tutan en önemli kaynak, altyapıdan yetiştireceği sporculardır. Nasıl ülkelerin ithalatı ihracatından fazla olunca cari açık veriyorlarsa, sporcu yetiştirmeden sürekli transfer yaparak var olmak isteyen spor kulüpleri de hiçbir zaman borç batağından çıkamazlar.

Her iki başkan adayının da geleceğe yönelik bir alt yapı planı maalesef yok. Taşıma suyla borçları ödeyeceklerini söylüyorlar. Kısa vadede borçlar ödense bile, sağlam bir alt yapı projesi olmadığı için, transfere harcanacak paralar ile borç tekrar hızla artacaktır.

Hüseyin Yücel, Hasan Arat’ın yönetiminin 2. başkanı idi. O yönetim 10 ayda kulübün borçlarını 100 milyon Euro artırdı. Şimdi H. Yücel, eski yönetimi suçluyor, bütün suçu Hasan Arat’a yıkmaya çalışıyor. Hasan Arat elbette birinci derecede sorumludur. Ancak, ‘Ben karşı çıkmıştım, dinlemedi’ demekle kurtulamaz. Hasan Arat’ın tüm icraatları Yönetim Kurulu Karar Defterlerinde mevcuttur. Şayet o kararların altına imza atmayıp, muhalefet şerhi koysaydı, biraz haklılık payı olurdu. Ama hem her kararın altına imza atıp hem de ben karşı çıkmıştım, denilirse inandırıcı olmaz.

Hasan Arat’ın kaçışından sonra, mevcut yönetim kurulunun istifası bir fedakarlık, kahramanlık öyküsü gibi sunuldu. İstifa etmemelerinin temel nedeni Beşiktaş aşkı değil kayyım korkusuydu. Çünkü kayyım atansa idi, ilk icraatı, bütçeyi aşan borçlanma miktarını yönetim kurulu üyelerinden tahsil etmek olacaktı. Zira yeni spor yasası ile  yönetim kurulu üyeleri de mal varlıkları ile kulüp borçlarına karşı sorumlular. Bu korku ile istifa etmediler.

Her iki adaya da oy vermememin temel nedenleri bunlardır.

Düzeysiz davranışlar...

Ayrıca her iki adayın da seçim günü yaklaştıkça hırçınlaşmalarını ve birbirlerini yalancılıkla suçlamalarını, birbirlerine yaptıkları ithamları Beşiktaş Başkanlık mevkiinin ağırlığına yakıştıramıyorum. O makamın ağırlığını taşımıyorlar.

Bunların dışında, hayali sponsor firmalar, eski yönetimi koruma çabaları, Beşiktaşlı olmadığı iddia edilen kişilerin aday listelerinde yer alması gibi yazmaya utandığım pek çok konu var.  Bu adaylardan hangisi seçilirse seçilsin benim için önem taşımıyor.

Ak koyun kara koyun Mayıs ayındaki seçimde belli olur.

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Aydilge'den ''Hayalim Cinsellik Yaşarken Ölmek'' Diyen Bennu Gerede'ye Tepki Dolu Yanıt!
Yeni Akit Vatandaşla Dalga Geçmeye Devam Ediyor: Ekmek Zammını Duyurdukları Habere Tepki Yağıyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Boykot Çağrısı: "Fahiş Fiyatlı Ürünleri Boykot Edin"