Bizzat İngiliz Sömürgesinin İçinde Yetişen Distopik Romancı George Orwell'ın En İyi Kitapları

25 Haziran 1903 yılında dünyaya gelen; daha çok 1984 ve Hayvan Çiftliği adlı romanlarıyla tanıdığımız George Orwell'ın 117. yaş günü şerefine edebiyat dünyasına kazandırdığı 16 kitabı tanıtıyoruz.

Not: Eserlere ait tanıtım yazıları kitap tanıtım bültenlerinden alınmıştır.

George Orwell kimdir?

Hindistan Bihar'da doğan, 20. yüzyıl İngiliz edebiyatının önde gelen isimlerin olan Eric Arthur Blair'i George Orwell adıyla biliyoruz. Daha çok, 1984 adlı distopik romanıyla tanınan Orwell, İngiliz sömürgesi olan Burma'da memuriyet yapmış ve buradaki acımasız uygulamaların ve emperyalizmin bizzat içinde bulunmuştur. Her bir kitabında da sömürgeciliğe karşı duyduğu derin nefret kendini göstermektedir. Biz de bu içerikte 46 yaşında İngiltere'de hayatını kaybeden Orwell'in en iyi kitaplarını derledik. İyi okumalar...

1. 1984 (1949)

Büyük Birader olarak adlandırılan kişi ve onun denetimindeki partisi, Okyanusya yönetiminin başıdır. Okyanusya’da Büyük Birader’in otoritesiyle, toplumda hiyerarşik bir sınıflandırma bulunur. Topluma, tüm insani duygulardan arınmalarını emreden Büyük Birader; ülkede aşkı, erotizmi, bireysel evliliği ve günlük tutmak gibi insani eylemleri de yasaklamıştır. Evlilikler, tamamen devlet kontrolündedir ve amaç yalnızca devlete hizmet edecek çocuklar yetiştirmektir. Diğer yandan, ülkedeki tüm yazılı ve yazısız yayın organları, sadece devlete bağlıdır ve asla kendi düşüncelerinizi ifade etmenize izin verilmez.

2. Hayvan Çiftliği (1945)

Kitabın olay örgüsü, Bay Jones adlı bir adamın sahip olduğu Beylik Çiftliği’nde geçiyor. Bay Jones tarafından kötü davranılan hayvanlar, bu durumdan son derece rahatsız oluyor. Bir gün çiftliğin bilge domuzu Koca Reis, hayvanları örgütlüyor ve onlara devrim fikrini açıklıyor. Çok geçmeden Koca Reis öldürülüyor ancak sözlerini hayvanlara miras bırakıyor. Bir gün hayvanlar, yemlerinin verilmediği gerekçesiyle kendilerinin de beklemediği bir şekilde isyan ediyor. Hayvanların bu ayaklanması üzerine Bay Jones ve diğer insanlar çiftliği terk ediyor. Böylelikle ideallerine yerleşen devrimi gerçekleştiren hayvanlar, işe ilk olarak çiftliğin adını değiştirmekle başlıyor. Adı artık Hayvan Çiftliği olan bu yerin yönetimini ise domuzlar üstleniyor.

3. Aspidistra (1936)

1984 ve Hayvan Çiftliği adlı iki büyük yapıtından önce, 1930'lar İngiltere'sinde sınıf atlama özlemini benzersiz bir kara mizahla eleştirdiği Aspidistra romanını kaleme almıştı. Aspidistra, sınıf atlama özentisindeki dar gelirlilerin bir statü simgesi olarak gördükleri, evlerinden eksik etmedikleri çiçeksiz bir zambak türüdür. Bir reklam ajansında metin yazarlığı yapan Gordon Comstock, kapitalizmin yutturmacası olarak gördüğü reklamcılıktan nefret eder, orta sınıfın boğucu yaşamından kaçarak şairliğe soyunur. Bu uğurda sevgilisinden ayrılmayı bile göze alır; ama romanın sürpriz sonunu yine sevgilisi yaratacaktır.

4. Boğulmamak İçin (1939)

Göbeğinin çapı giderek genişleyen ve evinin taksitlerini ödemekle uğraşan George Bowling kırk beş yaşında, evli ve çocuklu ve yeni aldığı takma dişleriyle kasvetli hayatından çaresizce kurtulmak isteyen bir sigorta pazarlamacısıdır. 1939'da patlak verecek olan savaşın gelişini; yemek kuyruklarını, askerleri, gizli polisi ve zorbalığı görerek modern zamanlardan korkmaktadır.Böylece çocukluğunun dünyasına, huzur ve sükûn dolu bir yer olarak hatırladığı köyüne sığınmaya karar verir. Fakat köyünde aradığını bulabilecek mi, orası şüphelidir.

5. Burma Günleri (1934)

Kendisi de Burma'da görev yapmış olan Orwell, en başarılı yapıtı olarak tanımlanan Burma Günleri'nde, İngilizlerin bu sömürgedeki yaşamını ve yaptıklarını, yerli işbirlikçileri ve fırsatçıları, yerli halka insanca yaklaşarak İmparatorluğun tutumuna karşı çıkanları, aşk, nefret, tutku çemberinde destansı bir anlatımla ele alıyor. Burma Günleri, ilk kez 1934 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde yayınlandı. Kitap ve yazarı hakkında herhangi bir dava açılmayınca, ertesi yıl İngiltere'de de basıldı. Ama sömürgecilik dönemi sona erinceye kadar kitabın Hindistan ve Burma'da satılması yasaklandı ve okuyanlar hakkında yasal işlemler yapıldı. Burma Günleri, İngiltere'nin, üzerinde güneş batmayan bir imparatorluk olduğu dönemdeki politik ve sosyal yaklaşımını göz önüne sererken, romandaki karakterlerin işlenmesindeki ayrıntılı ustalıkla da Orwell'in başarısını pekiştirdi.

6. Edebiyat Üzerine

Bu eser, sanatçı tarafından tek kitap halinde yayınlanmayan fakat ülkemizde Orwell'ın denemeleri derlenerek oluşturulan bir kitaptır. Eserlerinde gerçek yaşamın çetin çelişkilerini, çarpıklık ve zorluklarını yansıtma cesaretini gösteren George Orwell, Edebiyat Üzerine’de bu kez edebiyat dünyasının içyüzünü gözler önüne seriyor. Hayvan Çiftliği’nin yazım sürecinden kitabın yayıncılar tarafından ilk etapta neden ve nasıl reddedildiğine, mevcut edebiyat eleştirilerinin niteliğinden yeni kelimeler türetme imkânlarına, Tolstoy’dan James Joyce’a pek çok konu ve kişi hakkında kalem oynatırken tarihi ve edebi bir kılavuz sunuyor.

7. Katalonya'ya Selam (1938)

George Orwell'in 1938 yılında yayımlanan kitabı Katalonya'ya Selam, Orwell'in bir milis olarak katıldığı İspanya İç Savaşı'ndaki deneyimlerini konu alır. Orwell'in birinci elden tanıklığına dayanan bu kitap, faşizme karşı yürütülen savaşa ışık tutmanın yanı sıra İspanya'da başlayan toplumsal devrimi, cumhuriyetçiler cephesinde anarşistler ile komünistler arasındaki çatışmaları önyargılardan uzak bir yaklaşımla yansıtmaktadır. Ne var ki yayımlandığı dönemde açık ve çarpıcı içeriği sebebiyle uzunca bir dönem gözlerden uzak tutulmuş, gereken ilgiyi görmemiştir. Yazarın en ünlü kitaplarından 1984 ve Hayvan Çiftliği'nin olgusal arka planını merak edenler için Katalonya'ya Selam muhakkak okunması gereken bir kitaptır.

8. Paris ve Londra'da Beş Parasız (1933)

Bir gün Paris’in orta yerinde meteliksiz kalan genç yazar, yoksulluk ve açlıkla mücadele etmeye başlar. Rehineciler, iş bulma kurumları, umut tacirleri, karın tokluğuna günde on yedi saat çalışılan karanlık otel mutfakları arasında sürüp giden Paris macerası, yazarın güç de olsa kendini Londra’ya atmasıyla sona erer ama Londra’da onu çok daha ağır şartlar beklemektedir. Orwell, modern insanın ısrarla görmezden geldiği bir dünyanın kapısını aralıyor. İşsizlik, evsizlik, açlıkla damgalanan bu dünyanın insanları izbe pansiyonlarda, berduş barınaklarında yaşıyor, hayata bir ucundan tutunmaya çalışıyorlar.

9. Papazın Kızı (1935)

Taşradaki bir kilise papazının kızı olan Dorothy Hare, babasının tüm görevleri onun üstüne yıkmasıyla dükkân borçlarından mıntıka işlerine, bağış toplamaktan cemaati pohpohlamaya her şeyden sorumlu hale gelmiştir. Dorothy’nin Tanrı’ya inancı tamdır, hayatın kendisine biçtiği rolü şikâyet etmeden kabullenmiştir. Ama bir gün, o güçlü rutin aniden sarsılır ve Dorothy kendini beş parasız halde sokaklarda, tanımadığı insanlarla, ağır işçilik yaparken bulur; dahası, kim olduğunu hatırlamamaktadır.

10. Wigan İskelesi Yolu (1937)

Wigan İskelesi Yolu, George Orwell'in İngiltere'nin sanayi bölgelerinde bugün de fazla değişim göstermeyen ve zaman içinde siyasal etkisinden hiçbir şey yitirmemiş olan işçi sınıfı yaşamıyla ilgili deneyimlerini aktaran önemli bir inceleme. Sosyal adaletsizlik, korkunç konutlar, madenlerdeki çalışma koşulları, sefalet, açlık ve yaygın işsizlik sorunlarının müthiş bir öfke, insancıllık ve dürüstlükle aktarıldığı bu kitabı Peter Ackroyd, 'Gerçek deha örneği… Orwell'in bütün öfkesi, hayal kırıklığı, umutsuzluğu ve acısı Wigan İskelesi Yolu'nda en anlamlı ifadesini buluyor,' diye tanımlıyor.

11. Aslan ve Unicorn (1941)

George Orwell (Eric Arthur Blair)'in “Aslan ve Unicorn” adlı kitabı “Hayvanlar Çiftliği”, “1984” ve “Burma Günleri”nden sonra Türkçeye çevrilen dördüncü eseri. Orwell bir politik teorisyen değildir ama buna en fazla yaklaştığı yer “Aslan ve Unicorn”dur. Politika konusunda bir “deha” olduğu söylenemezse de, değerlendirmelerini çözümleyici bir zeka, açık ve edebi bir anlatımla yapması gücünü arttırmaktadır.

12. Kitaplar ve Sigaralar (1946)

Kitaplar ve Sigaralar, eleştirmenlik ve sahaflık da yapmış olan Orwell'ın sansürden başlayıp eleştirmenliğin çelişkilerine uzanan geniş bir yelpazede edebiyat camiasına ilişkin gözlemlerinden oluşan makalelerini bir araya getiriyor. Edebiyat dünyasına ve bu dünyadaki ilişkileri yöneten ve yönlendiren etiğe ilişkin özgün bir bakış açısı sunan Orwell, yazar, eleştirmen ve okurların panoramasını dönemin politik atmosferi eşliğinde değerlendiriyor.

13. Balinanın Karnında (1940)

Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından George Orwell, ona haklı ününü sağlayan, totaliter rejimler kadar bu rejimleri yaratan insani hırsların da güçlü bir yergisini konu eden romanlarıyla dünya edebiyatında tartışılmaz bir yer edinmiştir. Denemelerinde net bir biçimde görülebilen politik duruşu, güçlü gözlem yeteneği ve yazarın hem hayatla hem metinlerle ilişkisini sorgulama eğilimi ise bu romanların arka planındaki güçlü hayat görüşünü gözler önüne serer. Franco faşizmine karşı İspanya'ya savaşmaya gitmekten, hapishane üzerine yazmak için sahte bir isimle kendini tutuklatmaya; evsizlerin arasına karışarak düşkünlerevinde vakit geçirme çabasından, Britanya'da İkinci Dünya Savaşı'yla birlikte yükselmekte olan antisemitizm dalgasına karşı açık yüreklilikle getirdiği eleştirilere kadar uzanan bir berraklıkla hem de.

14. Dali'den Karakurbağasına Bazı Düşünceler (1946)

Dali'den Karakurbağasına Bazı Düşünceler başlığı altında bir araya getirilen bu yazılarda da Orwell, kalemini kâh bir neşter kâh bir tüy gibi kullanarak; ilkbaharın güzelliklerinden intikam duygusuna, Dali'nin yaşamı ve eserlerinden ideal pub'ın nasıl olması gerektiğine, İspanya İç Savaşı'ndan suç ve dedektiflik romanlarına, Marakeş ve sakinleri üzerine insani gözlemlerden bilim-siyaset ilişkisine, şömine başında aile saadetinden Arthur Koestler'in eserlerinin edebi eleştirisine kadar birbirinden çok farklı konuları büyük bir ustalıkla, ivmesinden ve entelektüel keskinliğinden hiçbir şey kaybetmeden işliyor. Hangi konuyu ele alırsa alsın, derinlikten taviz vermeden, tadına doyulmaz bir yazınsal şölen sunuyor.

15. Faşizm Kehanetleri

Bu eser, sanatçı tarafından tek kitap halinde yayınlanmayan fakat ülkemizde Orwell'ın yazıları derlenerek oluşturulan bir kitaptır. Faşizm Kehanetleri başlığıyla derlenilen bu metinlerde Orwell, milliyetçilik, Hitler, faşizm gibi İkinci Dünya Savaşı döneminin kaçınılmaz konularından İngiliz mutfağına, H.G. Wells’in dünya devleti görüşü ve Swift’in Gulliver’inin eleştirisinden en iyi çayın nasıl yapılacağına kadar uzanan düşünsel bir yolculuğa çıkarıyor. Edebiyatla politikanın iç içe geçen ilişkisini Orwell yaşamı boyunca başlıca düsturu olan “doğru bildiğini söyleme” ve yazma tavrıyla birleştiriyor. Okuru ise gerçek bir ustanın kaleminden çıkma eşsiz bir şölen bekliyor.

16. Savaş Günlükleri

Bu eser sanatçının 1935-1950 arasındaki günlüklerinden oluşmaktadır. Savaş Günlükleri Üç kitaptan oluşmaktadır. Çağının en etkili İngiliz yazarlarından George Orwell'in günlükleri, onun gündelik yaşamını yakından tanımamıza olanak sağladığı kadar, bu büyük yazarın döneminin politik çalkantılarına dair gözlemlerine de ışık tutar. Tarafsız bir yorumcu değildir Orwell; Burma'dan Paris banliyölerine, Londra'dan iç savaşın kasıp kavurduğu İspanya'ya, Marakeş'ten İkinci Dünya Savaşı İngiltere'sine ve nihayet İskoçya'ya dek karşılaştığı bütün adaletsizlikleri ve eşitsizlikleri teşhir etmekten çekinmez.

Peki siz bu kitaplardan hangilerini okudunuz? Yorumlarda buluşalım...

Bu içeriklere de göz atabilirsiniz;

Yaşadığı Acı Dolu Hayatının Son Durağı İntihar Olan Usta Yazar Stefan Zweig'ın 25 Kitabı
Ülkemizde Daha Çok "Siddhartha" Adlı Başyapıtı ile Tanınan Nobel Ödüllü Hermann Hesse'nin İnsan Yaşamını İrdeleyen 16 Kitabı
Paulo Coelho'nun Romanlarından Buram Buram Yaşanmışlık Kokan 25 Alıntı

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
YORUMLAR
25.06.2020

Orwel'i okuyun. Kesinlikle okuyun. Mutlaka okuyun...

Sevdiğim yazarlardandır, keşke böyle yazarlar daha çok olsaydı kağıt israfı yapan ergen yazarlar yerine, hayatı sorgulatan kendimizi sorgulatan kitapları daha yararlı buluyorum (ergen yazar severler yorumuma cevap yazmayı düşünmeyin, hemen amaaa yazacaksanız şimdiden ikileyin) sevgiler

Bir de Kızıl Dünya eseri var bc.vc/q7PwHnL

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ