Bildiğiniz üzere ülkemizde geçen gün iki küçük çocuk köpek saldırısına uğradı ve çocuklardan bir tanesi kuduz hastalığına yakalandı. Bu durum ise zaten sık sık gündeme gelen sokak hayvanları probleminin yeniden gündeme gelmesine ve tartışmalar yaşanmasına neden oldu. Türkiye'de bu gibi durumlar sıklıkla yaşanırken Avrupa ülkeleri bu konuya dair sıkı tedbirler alması ile biliniyor. Peki Avrupa ülkelerinin sokak hayvanlarına karşı aldıkları tedbirler nelermiş hadi gelin birlikte bakalım.
Avrupa Birliği içerisinde 2007 senesinde Lizbon Anlaşması imzalandı ve bu anlaşma ile hayvanlar hassas varlıklar olarak nitelendirildi. Aynı zamanda çiftlik hayvanlarının korunmasına yönelik düzenlemeler de gerçekleştirildi. Ancak hayvanlara yapılan kötü davranışlara karşı ortak bir yasa belirlenmedi ve her ülkenin kendi ceza sisteminin uygulamasına karar verildi.
Hollanda Hayvanları Koruma Derneği 1864 yılında Lahey'de kuruldu. O tarihten sonra ülkede köpeklere tasma ve ağızlık takma gibi kurallar getirildi. Hollanda, 2019 yılında yürürlüğe giren uygulaması ile sokaklarında hayvan bulundurmayan ilk ülke oldu.
Hollanda'da sokak hayvanı olmamasının en büyük nedeni hayvanların hemen fark ediliyor olması. Sokaklarda fark edilen hayvanlar hemen yakalanıyor ve bir barınağa götürülüyor. Belediyeler ise sokak hayvanlarına en az iki hafta boyunca bakmak ile yasal olarak sorumlu tutuluyor. Bu iki haftanın sonunda ise sorumluluk tamamen barınaklara geçiyor.
Hollanda'nın aynı zamanda bir hayvan refahı yasası var. 2013 yılında ise Hollanda, evcil hayvan sahiplerine hayvanlara çip takma zorunluluğu getirdi. Bu uygulama sayesinde çip takılan hayvanlar kaybolsalar bile çipleri sayesinde kısa süre içerisinde bulunabiliyorlar.
Bu konuya ilişkin düzenlemeler her ülkenin kendi kararına bırakılmıştır. Ancak Avrupa Birliği ülkelerinde sokak hayvanlarının öldürülmesi gibi bir durum kesinlikle doğru değil. Örneğin Fransa'da sokak hayvanlarının öldürülemeyeceğine dair bir düzenleme 1989 yılından itibaren mevcuttur. Aynı zamanda Fransa'da yer alan tüm barınaklar belirli şartlara sahip olmalı ve kayıp ya da sahipsiz hiçbir hayvan öldürülemez.
Yani sokak hayvanlarının öldürüldüğüne dair olan düşünceler kesinlikle yanlış.
Polise ya da barınağa teslim edilen hayvanlar ise barınaklarda beslenir ve bakımları yapılır. Sokakta bir insan herhangi bir hayvanı bulursa kendi kararı ile sahiplenmesi de mümkün değil. İlk önce sokakta hayvan bulan kişi o hayvanı barınağa teslim etmek zorunda ve o hayvan barınakta altı ay boyunca sahibini beklemeli. Eğer altı ay içerisinde o hayvanın sahibi ortaya çıkmazsa ancak o süre zarfından sonra sahiplendirme yapılır.
Almanya, 2021 senesinde Arnavutluk yetkilerinin sokak hayvanlarını öldürmeyi bırakması gerektiği şeklinde bir açıklama yapmış ve bu kararının da üyeliği boyunca devam edeceğini açıklamıştı.
Almanya'da geçerli bir nedeni olmadığı süre boyunca bir hayvanı öldüren ya da bir hayvana acı çektiren kişiler 5 ile 25 bin avro arasında bir para cezasına çarpıtılırlar. Yalnızca para cezası ile kalmıyor ve hayvanlara zarar veren kişiler üç yıla kadar hapis cezasına da çarptırılabiliyorlar.
Hayvanlara kötü davranışlarda bulunan kişilere ise iki yıla kadar hapis cezası verilebiliyor.
İşte Avrupa ülkelerinin sokak hayvanlarına karşı uyguladıkları tedbirler bunlar. Peki siz bizim ülkemizdeki sokak hayvanları ve alınması gereken tedbirler hakkında ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlara bekliyoruz...
Hiç boşuna güzelleme yapmayın.Başıboş bulunan yada sahibi tarafından terkedilen hayvan, bir sürenin sonunda sahiplendirilmezse eğer uyutuluyor. Bu süre, kimi yerde 1 yıl kimi yerde 1 hafta. Dünyada insana karşı bile adalet yok. Haketmeyen günah keçisi olup sürünüyor, hakeden hırsız,katil serbest geziyor.Hayvanlara karşı adaletli davranılacağını düşünmek pembe hayal. Belediye agresif sürüleri dağıtmak, aşılamak, kısırlaştırmakla yükümlü. Başımıza gelenler çalışanlar görevlerini yapmadığı için geliyor. Onlar kısırlaştırıyor ama insanlar sürekli sokağa köpek salıyor ve bu yüzden popülasyonun artması önlenemiyor diye düşünürsen de, bu yeni çip uygulaması ile artık terkedeni bulma ve cezai işlemde bulunma dönemi geliyor. Ülkecek nefes alamadığımız şu dönemde nasıl kediden, köpekten bilindi medeniyete varamayışımız? Hayret! Milyonlarca kayıtsız ortadoğulu göçmen sorunu da yok Avrupa'da.. O konuda da örnek alalım Avrupa'yı. Ne dersin?
Taraflı bir içerik yapmışsınız, sokak köpeklerinin sayısı bizim gibi kontrolden çıkmış Romanya'da 2013 yılında köpekleri öldürmüşler. Ve günümüzde ise internette kendi ülkelerini artık güvenli olduğu için öven haberler gördüm. O zamanki sorundan şöyle bahsetmişler: 5 dk yürüyüp başıboş köpek ile karşılaşmama ihtimaliniz yoktu. Almanya Hollanda gibi gelişmiş ülkeler ise şu an uyutmuyor, çünkü geçmişte 100 150 yıl önce bunu yapmışlardı... şu an sadece insanların evden kaçırdığı sokak köpeği ve kedisi sokakta olduğu için bu az sayıda hayvanı barınağa alıyorlar.
Daha önemli öncelik vermemiz gereken şeyler var insana adaleti sağladık da hayvan kaldı..