.
.
Ayasofya 537 yılında inşa edilmiş olup yaklaşık 1000 yıl boyunda Hristiyanlığın en büyük mabedi olarak kalmıştır. Yapımı esnasında başta Anadolu, Mısır ve Suriye olmak üzere imparatorluk topraklarından çeşitli yapı malzemeleri inşaatta kullanılmak üzere İstanbul'a taşınmıştır. Fetih sonrası cami'ye çevrilen yapıya yıllar içinde 4 adet minare eklenmiştir. Ayasofya yapımının üzerinden 1500 yıl geçmesine karşın hala bir çok gezginin düşlerini süslemektedir.
Bizans İmparatorluğunun en şaşalı döneminde, İmparator Justinianus döneminde, 6 yy.'da inşa edilen Yerebatan Sarnıcı İstanbul'daki sarnıçların en büyüğüdür. Saray ve çevresindekilere yapılar için su depolamak amacıyla kullanılmıştır. Depo edilen su, şehrin 19 km. dışındaki Belgrad Ormanları'ndan taşınmaktaydı.
Bozdoğan Kemeri İstanbul'un devasa su şebekesinin önemli bir parçasıydı. 3. ve 4. teperleri birbirine balayarak suyun saray ve çevre yapılara taşınabilmesine olanak sağlıyordu. 368 yılında İmparator Valens döneminde inşa ettirilmiştir
Boğaz'da günümüz Salacak açıklarında küçük bir kaya parçası üzerine inşa edilmiş Kız Kulesi İstanbul'un en ikonik yapılarından biridir. Kaç yılında ve ne amaçla yapıldığı net olarak bilinmemekle birlikte Akdeniz ve Karadeniz arası ticaret yapan gemilerden vergi almak amacı ile inşa edildiği düşünülmektedir.
Bizans döneminde U şeklindeki hipodromda at yarışları, çeşitli törenler ve kutlamalar tertip edilir, halk için önemli bir sosyalleşme mekanı olarak kabul edilirdi. Şaşalı günlerinden günümüze çok fazla bir şey kalmamıştır. 7 adet sütundan günümüze yalnızca 3 adet sütun ulaşabilmiştir.
Edirnekapı semtinde bulunan Kariye Müzesi Bizans mimarisinin en önemli örneklerinden biri olarak kabul edilir, hiç şüphesiz İstanbul'un en güzel mozaiklerini içerisinde barındırır. Günümüze ulaşan bina 11. yüzyılda tamamlanmış olup, mozaik süslemeler çoğunlukla 14. yüzyıla aittir.
Yılların eskitemediği Galata Kulesi halen İstanbul semalarını domine etmektedir. Sunduğu panaromik manzara ile şehrin en bilinen yapılarındandır. Bölgede yaşayan Ceneviz kolonisi tarafından yapılan silindirik kulenin yapım tarihi tam olarak bilinmemektedir.