Sahi, siz şimdi ne olacaksınız? Ne olacağınızı boş verin de ne yapacağınıza bakalım.
Sahi, siz şimdi ne olacaksınız? Ne olacağınızı boş verin de ne yapacağınıza bakalım.
Azıcık sinsi olun, karda dolaşın ama izinizi belli etmeyin. Niyetiniz evlilik olabilir, onunla evlenmek için yanıp tutuşuyor olabilirsiniz ancak bunu karşı tarafa belli etmeyin.
Tam tersine bunu istiyorsa bile sizin aşırı hevesiniz onu evlilikten soğutacaktır. Yine ben bir taraflarımdan uydurmuyorum, üç beş kitap okuduk biz de uzmanların söylediklerine kulak verdik en nihayetinde. Hatta bir tık öteye giderek evlilik fikrinin sizi biraz ürküttüğünü söyleyin ve evliliğe hazır olmadığınız sinyallerini verin. Bakın nasıl bir anda evlilik manyağı olacak göreceksiniz! Tecrübeyle sabit.
Bunu elbette ki göz boyamak için yapmayın, gerçekten olması gereken bu. İlişkilerde her iki tarafın da en çok endişe ettiği şey, evlendikten sonra kendilerine ait bir alan kalmaması korkusudur. Her şeyi birlikte yapmak, bir bütün olmak, gece gündüz dip dibe olma fikri insanları korkutur. Ancak esasında evlilik bu değildir ve olmamalıdır da.
Herkesin karşısındaki insanın yapacağı aktivitelere saygı duyması, ona alan tanıması evliliklerin altın kuralıdır. İşte siz de eğer evlenmek istiyorsanız göz korkutmayın, evliliğin bir ayak bağı olmadığını, kişinin alanını ihlal etmediğini karşınızdaki insana hissettirin. Yani düşünsenize sevgiliniz evliliği baskılı çift tişörtleri giyilen, her akşam annesigillere çaya gidilen, bisküvilerin kurdeleyle bağlandığı bir oluşum sanıyorsa; onu evliliğe ikna etmek çok zor! Bu algıyı yıkın önce.
Ya önce bi' durun da soluklanın, karşınızdakinin evliliğe bakış açısı ne, evlilikten beklentisi ne? Tabii bu soruları art arda sormayacaksınız, zamanla yavaş yavaş öğreneceksiniz ve adımlarınızı ona göre atacaksınız.
Beklentilerinizin ve düşüncelerinizin aynı olduğunu hissetmesini sağlayın. E gerisi de karşınızdaki insana kalmış. Kim evlilikten beklentilerinin aynı olduğu bir insanla hayatını birleştirmek istemez ki? Hep boş mu atıp tutacağız, azıcık da bilirkişi gibi konuşalım değil mi...
İmalardan, laf sokmalardan ve aceleniz varmış gibi davranmaktan vazgeçin. Sürekli evli çiftleri örnek göstererek, böyle bir beklenti içinde olduğunuzu belli ederek karşınızdaki insanı evlilikten soğutmayın.
Bunlar düşündüğünüzün aksine evliliğe yaklaşmanızı değil, evlilikten uzaklaşmanızı sağlar. Zamana bırakın, onu anlamaya çalışın ve koşulsuz sevin. Bakın o zaman nasıl evliliğe sıcak bakmaya başlayacak. Aman bu da klişe klişe konuşuyor diyeceksiniz ama deneyin bakalım neler oluyor. Azıcık laf dinleyin. Eskilerin deyimiyle kendinizi ağırdan satın.
Geldik zurnanın zırt dediği yere... Ya sahi siz şimdi ne olacaksınız? İlla bir şey olmanız gerekiyor mu? Sevgili olun ne bileyim aşık olun, sarmaş dolaş olun ama karşınızdaki insana biz şimdi ne olacağız diye sormayın. İlla hemen adının konulması mı gerekiyor? Hepimiz netliğin manyağı olduk. Netleşsin, adı konsun, ne olacağımız belli olsun. Amma meraklıyız her şeyi netleştirmeye.
Bırakın biraz belirsiz kalsın, ne olacağı belli olmasın ucu açık kalsın. Bu soru kadar bir insanı evlilikten uzaklaştıran başka bir şey daha yok, benden söylemesi. Ayrıca affedersiniz de bok mu var evlilikte? Evleniyorsunuz da ne oluyor Allah aşkına. Düğünüydü, deli akrabasıydı, altın takma meselesiydi, var da var.
Siz en iyisi ipin ucunu bırakıp biraz gelişine yaşayın...
bak bu kafir onedio kutsal evlilik müessesesini değersizleştiriyor. her yer zina yeri olsun istiyor. her şeyi yap, öpüş, koklaş, sarıl ama adı? adını koyma. evlilik? boşver evlenip de napıcaz.. arıyorum 155'i.
editörün de kafası karışık
Tam da dertlerimize dokunmuş bu defa editör. Kimle yakınlaşsam nedense hep yakın zamanda teyze oğluna verilmesi meselesi çıkıyordu. ) ) )