Çalkantılı bilim dünyasında olaylar bitmiyor! Yine Dünya'da neler neler oldu diye hayrete düştüğümüz bir haftayı da geride bıraktık.
Çalkantılı bilim dünyasında olaylar bitmiyor! Yine Dünya'da neler neler oldu diye hayrete düştüğümüz bir haftayı da geride bıraktık.
Bu içerik hazırlanırken Sputnik Türkiye ve Nature sitelerinden yararlanılmıştır.
Antarktika'nın Amery sahanlığında, ‘D28’ adı verilen, 1600 kilometrekare çapında dev bir buz kütlesi ana karadan koptu. Bu olay, son 50 yılda yaşanan en büyük kopma olarak tarihe geçerken, iklim krizinin her geçen saniye daha da ciddileşmesi ve bu yolda bilinçli adımlar atılması için geç kalındığının sinyalleri bu hafta Antarktika'dan geldi.
Oldukça yaşlı göktaşının dönemine gidecek olursak, Dünya'nın sert bir soğuma evresinden geçtiği, birçok neslin tükendiği ve yaşamın durmaya yakın olduğu bir evreden söz ediyoruz.
Peki tüm bunların sebebi bu göktaşı olabilir mi?
Bilim insanları araştırmalarına bu yönde şekil vermeye başladı bile. Ele alınan konu, 13 bin yıl önce soğumaya sebep olacak bir çarpışma beraberinde yarattığı etkiyle bitkilerin zarar görmesi ve besin zincirinde bir kırılma yaratma ihtimali. Bu tezi destekleyen veriler ise şu şekilde, göktaşında yoğun oranda platin bulunması ve o dönemlerde soğumanın yoğun yaşandığı bölgelerde (Güney Afrika ve Grönland gibi) keşfedilen platin çubuklarının aynı döneme ait olduğu, yakın zamanda kanıtlanan keşiflerden biri. Tabii Buz Çağı’nı başlatan birçok etken olabilir fakat başlıca sebepleri arasına platin göktaşını da ekleyebiliriz.
Orman yangınları birçok kayba yol açarken, belki de felaketlerin önüne geçemediğimiz bir dönemi arkamızda bıraktık. Jelsi bir yapıya sahip, püskürtülebilir geciktirici bir sıvı ile orman yangınlarının önceden koruma altında alınması bekleniyor.
Günümüzde itfaiyeciler tarafından kullanılan çözeltiler sadece kısa vadede işe yarıyor. Geliştirilen bu yeni jel ise yapışkan ve yangına dirençli bir malzeme. Ağırlıklı olarak bitkisel maddelerden oluştuğu için zehirli de değil ve tarım aletleri kullanılarak güvenli bir şekilde çevreye püskürtülebiliyor. Dahası bu mucize jel, selüloza karşı dayanıklı. Yani; yağmur, rüzgar veya güneş ışığı gelse bile bitkilere yapışık kalabiliyor. Gelecekte iklim değişiklikleri nedeniyle, birçok yangın potansiyeli bekleniyor, bu yeni yöntemle önlem alınarak bu tarz felaketlerin önüne geçilebilecek.
Stanford Üniversitesi’nde malzemebilimci ve mühendis Eric Appel, 'Bu madde, yangınla mücadele konusunda tepkisel bir reaksiyon yaratmaktan ziyade, daha çok önceden önlem olarak koruma potansiyeline sahip.'
Bizlerden 400 km uzakta, uzaya yapılan yolculuklarda kozmonotlara gıda sağlayabilmek adına 'doğa dostu sığır eti' olarak geçen, sığırdan alınan hücrelerle üretilen uzay eti belki de ileride Dünya’daki gıda üretimini daha doğa dostu bir düzeye taşımak adına atılan ilk adım diyebiliriz.
3D Bioprinting Solutions şirketinin CEO’su Aleksander Ostrovski, 'Uzun süren uzay yolculuklarında en büyük zorluk, tüm organik kaynaklardan uzak kalınıyor olması. Ancak üzerinde çalıştığımız suni et herhangi bir yerde ve herhangi bir koşulda üretilebilecek. Uzayda 1 kilo et üretmek için 10 ila 15 bin litre suya ihtiyacımız yok.'
Bu yöntem sayesinde tarıma elverişli olmayan bölgelerde de et üretimi yapılabilmesi ve laboratuvar koşullarında et üretimi, hiçbir hayvanın ölmesini gerektirmediği için hayvanseverler tarafından da destekleniyor.
Geçtiğimiz aylarda, Hindistan'ın başarısız sonuçlanan Ay görevinden sonra güzel haberler geldi. Hindistan'ın Chandrayaan-2 görevinde, Vikram adı verilen uzay aracından iniş sırasında bağlantısını kaybetmesiyle görev başarısız olmuştu. Fakat Ay yörüngesinde dönmeye devam eden araçtan bu zamana kadar çekilmiş en detaylı fotoğraflar geldi!
Hindistan Uzay Araştırma Organizasyonu’nun (ISRO) Ay'a gönderdiği Chandrayaan-2' in amacı Ay’ın topografyası, kimyasal bileşenleri ve mineral dağılımları üzerinde çalışarak bilim insanlarının Ay’ın karakterini anlamasına yardım etmesi için oluşturulmuştu. Terrain Mapping Camera ile alınan bu görüntüler, bu zamana kadar çekilen Ay fotoğrafları arasında en net çözünürlüğe ve detaya sahip eşsiz kaynaklar. Maalesef Vikram aracıyla iletişim halen sağlanamamış durumda, yeniden iletişim kurma çabaları devam ediyor.
2019 yılını da devirirken Nobel Ödülleri sahiplerini bulmaya devam ediyor.
Bilim dünyasında oldukça prestijli bir ödül olan Nobel Kimya Ödülü'nün sahipleri, John B. Goodenough, M. Stanley Whittingham ve Akira Yoshino isimli bilim insanlarına verildi. Değerli üç ismin ortak, lityum iyon pillerin gelişimi için yürüttükleri çalışma nedeniyle bu ödüle layık görüldü.
Geliştirilen lityum iyon piller hayatımızın her noktasına dokunacak! Gündelik hayatımızda kullandığımız tüm elektronik aletlerin içerisinde olan, hatta yeni araba modellerinde de görülen piller, normalde fosil içerirken ödüllü proje 'fosilsiz pillerin' keşfi sayesinde artık daha temiz bir dünya için kendilerine teşekkür ediyor, başarılarını tebrik ediyoruz!
Başlığı değiştirin lütfen, "Onedio Serenay Sarıkaya’nın Kapalı Pideye Benzeyen Ayakkabılarını Konuşurken Bilim Dünyasında Bu Hafta Yaşananlar" şeklinde olmalı.
Valla ben pideden falan bahsetmiyordum azizim. O sizin kendi şahsi kültürsüzlüğünüz. Ayrıca bir eleştiride bulunmak isterim ki bilgiler çok fazla araştırılıp konulmuş değil, temel haberler. Ancak bu platform için gayet güzel olduğunu da söylemek gerek.
Bundan 4-5 yıl önce Faruk Durukan isminde biri (İnternette taşın suyunu çıkaran adam diye aranırsa bulunabilir) ürettiği bir sıvı ile zaten orman yangını meselesine ciddi bir çözüm sunmuştu. Üstelik benim izlediğim canlı yayında gördüğüm kadarıyla bu yapılmaya çalışılan jel olayından çok da etkili ve çevreci. Ama ne hikmetse hiç kimse zerre kadar ilgilenmedi. Onlarca hektar orman alanımız böylece yok yere heba oldu. Bir de tabii benim şahsi fikrimdir, olur olmaz bilemem ama, ayın karanlık yüzeyine araç indirmeye çalışmak yerine, görülebilir ve iletişim sorunu yaratmayacak en uzak yere araç indirip sonrasını ay yüzeyinden götürmek daha mantıklı değil miydi acaba?