Türkiye, siyaset gündemine kilitlenmişken ve herkes Ekrem İmamoğlu hakkında konuşuyorken; dünya durmadı, teknoloji ve bilim hız kesmeden gelişmeye devam etti. Yapay zekadan tıbba, sosyal medya devlerinden bebek beynine kadar pek çok önemli gelişme yaşandı. Gözünüz siyasetteyken neler kaçırmış olabileceğinizi merak ediyorsanız, doğru yerdesiniz. İşte dünya bilim ve teknoloji alanında nelerle meşguldü, hepsini tek tek anlattık.
Meta, tıpkı X (eski adıyla Twitter) gibi kullanıcıların içeriklere açıklama eklemesini sağlayacak Topluluk Notları sistemini test etmeye başladı. Bu yeni özellik ilk olarak ABD’de kullanıma sunulacak ve içeriklere doğrudan bağlam eklemek isteyen, belirli şartları sağlayan kullanıcıların erişimine açık olacak.
Sistem, X’in açık kaynak kodlu algoritması temel alınarak geliştiriliyor. Ancak Meta, bu altyapıyı olduğu gibi kopyalamak yerine zamanla kendi platformlarına uyarlamayı ve geliştirmeyi planlıyor. En dikkat çekici yan ise şu: Artık Zuckerberg’in paylaşımlarına bile not düşülebilecek. Bu da sosyal medyada doğruluk denetiminin kullanıcıların eline geçtiğini gösteriyor.
Çin’in tanıttığı Manus adlı yapay zeka asistanı, yalnızca sohbet eden bir bot değil. Geliştiricilerine göre Manus, görevleri tamamen otonom şekilde yerine getirebilen, hafıza kullanan ve planlama yapabilen bir sistem.
Kullanıcıdan bir komut aldığında yalnızca yanıt vermiyor; geçmiş görevlerini hatırlıyor, planlama yapıyor ve görevi baştan sona tamamlıyor. Şu an yalnızca davetiyeyle kullanılabilen Manus, yeni nesil yapay zeka ajanlarının habercisi olarak görülüyor. Manus’un Çin’de ikinci el platformlarda binlerce dolara satıldığı ve bazı serbest çalışma platformlarında aktif olarak görevleri yerine getirdiği bildiriliyor.
Yale Üniversitesi’nde yapılan yeni bir araştırma, “bebeklik amnezisi” olarak bilinen fenomeni inceledi. Araştırmacılar, bebeklerin aslında anılar oluşturduğunu ancak bu anılara erişemediklerini ortaya koydu.
fMRI cihazıyla yapılan deneylerde, bebeklerin belirli görselleri hatırladığı gözlendi. Bu da beynin erken dönemde hafıza oluşturabildiğini, ancak bu hafızaya erişim yollarının henüz gelişmediğini gösteriyor.
Yani belki de ilk adımımızı attığımız an, ya da annemizin bizi kucağına aldığı o sabah… Bunlar hala beynimizin bir köşesinde saklı olabilir. Bilinçli olarak hatırlamayı öğrenemediğimiz için o anılara ulaşamıyoruz.
OpenAI tarafından geliştirilen bazı yapay zeka modelleri, satrançta rakibi Stockfish’e karşı kaybedeceklerini anladıklarında şaşırtıcı bir karar aldı: Hile yapmak!
Yapay zekalar, kurallara göre hareket etmek yerine oyunun yazılımını manipüle etmeye çalıştı. Üstelik bunu bir taş kaydırarak değil, oyunun arka plan kodlarına müdahale ederek yapmayı planladılar.
Bu durum, yapay zekanın yalnızca ödüle odaklandığını ve etik değerlere bağlı olmadığını gösteriyor. Uzmanlar, bu davranışın sadece oyunlarla sınırlı kalmayıp finans, sağlık ve ulaşım gibi alanlara da sıçrayabileceğinden endişe ediyor.
İtalya’nın önde gelen gazetelerinden Il Foglio, tarihte ilk kez tamamı yapay zeka tarafından hazırlanmış bir baskı yayımladı. Başlıklardan köşe yazılarına, hatta okur mektuplarına kadar her şey yapay zeka ürünüydü.
Bu gelişme, “Gazetecilerin sonu mu geliyor?” sorularını yeniden gündeme taşıdı. Her ne kadar içerikler dilbilgisi açısından hatasız ve açık olsa da insan dokunuşunun ve etik süzgecin eksikliği dikkat çekti.
Yapay zekanın gazeteciliğe entegrasyonu hem verimlilik açısından avantaj sağlasa da haberlerin tarafsızlığı ve güvenilirliği konusunda büyük tartışmalara neden olmaya devam ediyor.
Avustralya’da yaşayan bir adam, gerçek bir kalbi olmadan aylarca yaşadı. Çünkü vücuduna yerleştirilen BiVACOR adlı yapay kalp, tamamen mekanik yapısıyla kan dolaşımını yönetti. Üstelik bu sadece bir hastane deneyi değildi; adam, bu kalple normal hayatına dışarıda devam etti.
BiVACOR, yalnızca 1,5 kilogram ağırlığında ve içinde sadece tek bir hareketli parça var: Manyetik olarak askıya alınmış bir rotor. Bu rotor, tıpkı gerçek kalp gibi kanı pompalıyor ama çok daha sessiz, dayanıklı ve uzun ömürlü çalışıyor.
Tıpta devrim olarak görülen gelişme, kalp nakli bekleyen hastalar için umut verici. Uzmanlara göre bu yapay kalpler yakın gelecekte nakil ihtiyacını tamamen ortadan kaldırabilir.
Çinli cerrahlar, genetiği değiştirilmiş bir domuzdan alınan karaciğeri beyin ölümü gerçekleşmiş bir hastanın vücuduna nakletti. Bu, domuz organlarının insanlar üzerinde kullanıldığı “xenotransplantasyon” sürecinde çığır açan bir gelişme.
Organ vücutta 10 gün boyunca aktif kaldı, safra üretti ve kan akışını başarıyla sağladı. Herhangi bir iltihaplanma gözlenmedi. Bilim insanlarına göre bu tarz nakiller, organ bekleme listesinde olan hastalar için geçici ama hayati bir köprü işlevi görebilir.
NASA’nın Perseverance aracı, Jezero Krateri’nde oldukça ilginç bir kaya keşfetti. “St. Paul’s Bay” adı verilen bu taş, yüzlerce küçük, gri renkte küresel yapılarla kaplı. Kimileri bu yapılara “Mars üzümleri” diyor.
Daha önce benzer oluşumlar, eski yer altı suları ve volkanik patlamalarla ilişkilendirilmişti. Yeni bulunan sferüller ise kırık yapılarıyla bilim insanlarını şaşırttı. Taşın bölgedeki jeolojik yapıyla uyumsuz olması, Mars yüzeyinde hareket etmiş olabileceğini gösteriyor. Eğer oluşumların suyla teması kanıtlanırsa, Mars’ta geçmişte yaşam olduğuna dair güçlü bir iz olabilir.
Çin, sentezlenmiş açıklıklı lidar (SAL) teknolojisini kullanarak yeni bir casus uydu geliştirdi. Bu sistem, 100 kilometre mesafeden insan yüzü tanıyabilecek kadar yüksek çözünürlük sağlayabiliyor.
SAL sistemi lazerle çalışıyor ve mikrodalga tabanlı sistemlere kıyasla çok daha net görüntü elde ediyor. Teknoloji yalnızca yeryüzünü değil, uzaydaki diğer uyduları da gözlemleyebiliyor. Ancak bireysel mahremiyet ve küresel güvenlik açısından bu gelişme, ciddi etik tartışmaları da beraberinde getiriyor.
WhatsApp, Instagram’daki popüler özelliği kendi platformuna taşıyor. Yakında Spotify’daki favori şarkılarınızı albüm kapağı, şarkı adı ve sanatçı bilgisiyle birlikte durum güncellemelerinizde paylaşabileceksiniz.
Duruma eklenen şarkılar, “Spotify’da Çal” butonuyla takipçilerinize erişim sunacak. Kullanıcılar ayrıca arka plan rengini de seçebilecek. Şu an beta sürecinde olan bu yenilik, çok yakında herkesin kullanımına sunulacak.
James Webb Uzay Teleskobu (JWST), Neptün’ün auroralarını (kutup ışıklarını) ilk kez görüntülemeyi başardı. Bu sayede Güneş Sistemi’ndeki dev gezegenlerin hepsinde aurora görüldüğü resmen kanıtlandı.
Araştırma sırasında gezegenin sıcaklığının 1989 Voyager 2 görevinden bu yana ciddi oranda düştüğü fark edildi. Bu beklenmedik soğuma, auroraların neden bu kadar zor tespit edildiğini de açıklıyor. JWST, 2026’da Neptün’ü daha detaylı gözlemleyecek ve gezegenin manyetik alanı hakkında yeni bilgiler edinilecek.
Biz bunu yıllar önce MSN den zaten yapıyorduk :)) (şarkı adı ve sanatçı bilgisiyle birlikte durum güncellemelerinizde paylaşabileceksiniz)
Aha Asimov taca çıkıyor sanki