Güzellik standartları özellikle de kadınların vücutlarının nasıl görünmesi gerektiğine dair sürekli 'yargılar' oluşturuyor. Biraz kalın bacaklar, ince bir bel, tüysüz bir vücut...Bu algının kadınlara dayatmaya çalıştığı standartlar saymakla bitmez. Neyse ki 'süper' model olarak gördüğümüz kişiler bile, aslında sadece birer 'insan'.
Hal böyle olunca, güzellik standartlarına uymayan vücutlarımız hakkında sık sık zorbalığa uğradık. Kimi zaman ince bel, ince bacak övülürken kimi zaman da kalın bacaklar övülmeye başladı.
Yeri geldi kilo vermek için savaştık, yeri geldi kilo almak için. Sosyal medya profillerimizi ise 'en güzel' fotoğraflarımızla donattık. Hatta güzel çıkmadığımızı düşündüğümüz pozlarımızı shoplayıp paylaştık.
İnsanlara yalan söyledik...
Neyse ki çok geçmeden güçlü kadınlar bu standartlara karşı çıkmaya başladı. En doğal hallerini cesurca paylaşan kadınlar, kadınlarımız, her vücudun 'mükemmel' olduğunu anlamaya ve anlatmaya başladı.
Çatlakların, katlanan göbeklerin, alınan kiloların, tüylerin oldukça doğal olduğunu, daha doğrusu 'insan' olduğumuzu anlatmaya çalıştık herkese. Tabii bu ne kadar etkili oldu bilinmez, hala bu standartları bir kural görenler var maalesef ki.
Özellikle de moda sektörü hala kendi kararlarınca hareket ediyor gibi görünüyor. Defilelerde boy gösteren modeller zayıflıklarıyla dikkat çekerken vücutlarının 'kusursuz' görünmesinden dolayı, diğer insanları da etkiliyor elbette.
Podyumda yürümek için elbette bazı şartları taşımak gerekiyor. Bunlardan en önemlisi ise hiç şüphesiz kilonuz. Dünyanın en ünlü mankenlerinden Bella Hadid de bir dönem anoreksiya ile savaştığını ve bundan dolayı depresyona girdiğini belirtmişti.
Tabii Bella Hadid'i bu şekilde görenler, güzelliği 'zayıflık' olarak algılamaya başlamış ve kendilerince 'kilolu' olarak tanımladıkları insanları ise zorbalığa başlamışlardı.
Bu görüntüler ise kadın vücudunun 'kusursuz' olması gerektiğini söyleyen kişilere adeta bir cevap olmuş oldu. Biz kadınların da doğal olarak kilo alıp verebileceğini, bu değişikliklerden sonra ise yine doğal olarak vücudumuzda bazı değişiklikler olduğunu kabul etmenin zamanı geldi artık.
Çoktan.
daha saçma içerik az gördüm, ayrıca sizde ikiyüzlüsünüz,madem öyle "ideal" olanlar şöyle güzel böyle güzel zirvalarindan vazgeçin. Evet bana göre de ideal vücut yoktur ama kabul edelim ki herkes ideal olmak ister, vücudunu olduğu gibi sevenler vardır öyle de olmalı zaten çünkü belirli kalıplar içine girmek zorunda değiliz ama sağlıklı kilolarda olmak herşeyden önce kendimiz için güzel bir adım, onun dışında çatlaklar, selülitler, sarkmalar vs çok normal şeyler kişi dert etmiyorsa başkasına b*k yemek düşer.
güzel kadınları bile oturunca göbegi çıktı, poposunda çatlak var vs sebeplerle eleştirmeye çalışanlar zaten obez, kel, dörtgöz, asosyal, incel orospu çocuklarıdır genelde. bunlar gerçek hayatta kadın göremeyecegi ve aile evindeki bok götüren odalarına kapanıp gün boyu pornolara animelere 31 patlattıkları için kadın nasıl görünür onu bile unutmuştur. boş zamanlarında da içip içip erkek kankalarına falan sürtünür ibneler.
Her vücut güzel değildir. Her vücudun güzel olması da GEREKMİYOR. Bazı vücutlar güzel değildir ve bunda da hiç bir sakınca yoktur. İlla güzelim diye dayatmaya çalışmak, güzellik algısını sanki bir mecburiyetmiş gibi dayatmaktır; ideal güzellik algısıyla savaşayım derken, onu iyice beslemektir. Komplekslerini kapatmak için bu şekilde avunmanın bir anlamı yok, üstelik komik oluyor... "Vücudum güzel değil, ama bana yetiyor ve onu mümkün olan en iyi biçimde kullanıyorum. Güzel olması gerekmiyor, vücudumu böyle seviyorum." diyebildiğinizde ideal güzellik algısını önemsizleştirebilirsiniz ancak... Kendimden örnek vereyim; vücudum ideal güzellik algısına cidden çok yakındı gençken, 55 yaşındayım ve hâlâ 30 yaş vücuduna sahibim. Fakat yüzüm hep çirkin oldu benim, gençken de çirkindi, şimdi daha da çirkin. Eee, ne yapalım? Yüzümün güzel olması şart mı? Hiç de değil. Şimdi tutup "Her yüz güzeldir" diye bitarafımdan uydurayım mı? Kendime ve herkese yalan mı söyleyeyim?