Amacımız toplumsal cinsiyeti yıkmak mı yoksa her şeyi reddederek yeni bir sistem oluşturmak mı?
Biyolojik Cinsiyeti Reddederek Bebeklerin Cinsiyetinin Duyurulmaması Gerektiğini Savunan Seksolog Kafanızı Karıştıracak
20
Son on yılda Avrupa'da, birkaç yıldır da Türkiye'de yoğun olarak tartışılan biyolojik cinsiyet, cinsel yönelim ve toplumsal cinsiyet konusu özellikle son günlerde alevlendi.
Bir canlının doğuştan kazandığı ve cinsel üremeye özelliklerinin toplamına cinsiyet diyoruz: Sperm ve yumurtanın birleşmesinden ötürü ve birleştiği anda ortaya çıkar, dolayısıyla kromozomal ve genetik bir anomali söz konusu değilse her yavru bir cinsiyetle doğar.*
Toplumsal cinsiyet ise cinsiyetlere toplum tarafından yüklenen fiziksel, zihinsel ve davranışsal karakterlerdir, evrimle bağlantılıdır ve günümüzde feminizmin mücadele ettiği en yoğun alanlardan biridir.
Gelelim cinsel yönelime... Tercih değil yönelim söylemiyle sık sık duyduğumuz cinsel yönelim, bireyin hangi cinsiyete romantik ya da cinsel ilgi duyduğunu belirler.
İşte bu alevli tartışmaların ortasında meydana adeta bir bomba gibi bırakılan kavramlar dizisi hepimizin kafasını karıştırdı.
Kadınlık ve erkekliği hem kapsayan hem de dışlayan non-binary, bireyin nasıl hissettiğini ortaya koyan cinsiyet kimliği, agender, bigender derken hepten kafamız karışmışken bir de ortaya atanmış cinsiyet kavramı atıldı. Peki nedir bu atanmış cinsiyet? 'Dış genital özelliklerden yola çıkılarak gebelik ya da doğum sonrasında bebeğe atanan cinsiyet etiketi' olarak tanımlanan bu kavram tabii ki beyanı esas alıp tıbba karşı çıkar.
Kavramların henüz zihnimizde netleşmediği bu ortamda seksolog, kapsamlı cinsellik eğitmeni ve danışman Rayka Kumru bir paylaşım yaparak bebeklerin cinsiyetinin duyurulmasındaki motivasyonu sordu.
Bildiğiniz üzere teknolojinin gelişmesiyle birlikte gebe kadınlar bebeklerinin gelişimlerini her ay ultrason cihazıyla görebiliyorlar. Hatta evine mobil cihazlar alan bile var. Rayka Kumru da diyor ki, neden atanmış cinsiyet önemli olsun?
Rayka Kumru'ya her kesimden hem tepki hem de destek geldi.
Biraz bu paylaşımlara baktıktan sonra, atanmış cinsiyet ve bu eksende dönen tartışmalar üzerine konuşalım...
👇
👇
👇
👇
👇
👇
👇
Özellikle son dönemde ortaya çıkan sosyal adalet savaşçılarıyla* önümüze gelen her şeye bir etiket yapıştırılıyor, bu savaşçıların karşısında durduğunuzda da kendinizi "fobik" etiketiyle buluyorsunuz.
İşte tüm bu etiketler ve psikolojik şiddetin ortasında büyük bir mücadele es geçiliyor: LGBTİ+ özneleri. 'En duyarlı' rolüne soyunan ve mücadeleyi desteklemek isterken kırıp dökerek büyük bir emeğe zarar veren bir grup aktivist ifade özgürlüğüne de saldırıyor.
Geçtiğimiz günlerde Emre Yıldırım'ın yazdığı 'İçeriden Bir Öteki' başlıklı yazı tam bu konuyu anlatmasa bile bu aktivizm savaşının mücadeleye verdiği zararı içtenlikle aktarıyor. Yazıyı buradan okuyabilirsiniz.
*Social Justice Warrior
yemin ederim gına geldi. hepi topu kız erkek fark etmeksizin tüm haklarına saygı duyarak yetiştireceksiniz ne kastınız atanan cinsiyet biyolojik cinsiyet verilen cinsiyet alınan cinsiyet. derdiniz mi yok abi sizin ya. bi arada trans sevmiyosunuz translara aşık olmuyorsunuz tribi yemiştik sanki sevmek zorundalıkmış gibi
Çocuk belki balık ya da kuş olmak isteyecek? İlla insan türüne aitmiş gibi yetiştiremeyiz o zaman. Hatta canlı gibi davranıp yetiştirmeye kalkmak da yanlıştır, taş olarak hayatına devam edebilir. Sal gitsin en iyisi.
Bilimde 2 cinsiyet vardır, isteyen de yapar. Boş yapıyorsunuz. size ne?