Bitmeyen tartışmalarda vejetaryenlere sorulan bu zekice sorunun çarpıcı yanıtı herkesi vejetaryen olmaya itebilir.
Bitmeyen tartışmalarda vejetaryenlere sorulan bu zekice sorunun çarpıcı yanıtı herkesi vejetaryen olmaya itebilir.
Yani bu konuda bir bilinç oluşmaya başladığını söyleyebiliriz. Tabii vejetaryenlerle böyle olmayanlar arasındaki tartışmaların sonlanma ihtimali pek yok, özellikle de bu konuya belli kilit sorular etrafında yaklaşıldığında kafalar karışabiliyor.
En meşhur soru 'hayvanları yemiyorsunuz ama bitkiler canlı değil mi, onları neden yiyiorsunuz?' ve bunun da bir yanıtı var.
Çünkü sadece tek bir soruyla ilerlemek için çok derin bir yaşam biçiminden bahsediyoruz. Vejetaryen beslenmede bilinçli bir duruş var, vejetaryen olmayanlar bile bunu kabul edebilir. Yani dünyaya karşı farkındalık, yaşadığımız dümnyayı sadece tüketilecek bir diğer 'şey' gibi görmemek...
Bir yandan doğduğumuz andan itibaren alıştığımız damak tadından uzaklaşmak ve bunu sürdürülebilir bir dünya için gerçekleştirmek ayrı bir emek istiyor.
Bu dünyada birlikte yaşıyorsak ortak bir zeminde buluşabilmemiz şart. Tam da burada başlıkta andığımız soru işareti devreye giriyor. Hayvanlar birer canlı olarak görülüyor fakat bitkiler neden korunması gereken canlılar arasında değil?
Sadece hareket etmedikleri, acı çektilerini gösteremedikleri için vejetaryenliğin felsefesi onları dışlıyorsa vejetaryenlik samimi bir duruş değil mi?
Fakat durumun bununla uzaktan yakından alakası yok. Gelin anlatalım.
Bitkilerin de canlı olduğunu vejetaryenler reddetmiyor, veganlar da. O yüzden soruyu biraz daha anlamlı hale getirelim, hayvanların yaşaması için bir çaba gösterilirken bitkilerin öldürülmesi neden dikkate değer görülmüyor?
Sorunun ilk yanıtı endüstriyel hayvancılıkla bağlantılı. Çünkü hayvanlar milyarlarca insanın tüketimini karşılayabilmek için korkunç şartlar altında yetiştiriliyor ve yaşamları sonlandırılırken de hiçbir duyarlılık gözetilmiyor.
Ve günün sonunda etik bir kaygı vejetaryenlik için odak noktası haline geliyor. Vejetaryenlere göre bizim tercihlerimiz tüm sektörü değiştirmeyecek olsa bile kendi payımıza düşeni yapmaya başlamadan değişimin fitilini de ateşleyemeyiz.
Bitkiler de canlı, örneğin ışığa tepki verebildikleri için hareket bile ediyorlar, elektrik sinyalleri üretebiliyorlar. Bunu vejetaryenler de biliyor, Ama bitkilerde hayvanlarda ve insanlarda bulunan merkezi bir sinir sistemi yok. Ayrıca daha da kritik olan, acı reseptörleri yok.
Velev ki bu ihtimal ciddi olarak değerlendiriyor olsun, vejetaryenlerin büyük bir kısmı hayvanlarda kesinleşmiş verilerin yanında bir ihtimal olarak duran bitki tartışmalarının farkında. Bunun yanında 'sadece duyarlı olmak için' hamlelerde bulunmak vejetaryenliğin felsefesine de ters.
Hayvanların doğar doğmaz annelerinden ayrılması, özellikle tavukların hareket edemeyecekleri alanlarda yetiştirilmesi, hatta üretim süreçlerinde bile vahşice yöntemlerin kullanılması... Bunları göz önüne aldığımızda bitkilere dair soru işaretlerinden önce tartışmamız gereken konular var.
Durum ve bilimsel araştırmalar böyle, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Öncelikle şu yanlışı söyleyelim, bitkiler acıyı hissediyor. Hatta sizden bizden fazla hissediyor, zira bizim nörotransmitterlerimiz bir kaç gün içinde parçalanırken bitkilerin toprağa bıraktıkları hormonlar on yıllarca toprakta kalabiliyor. Bu konuda pek çok bilimsel çalışma da var, binlercesi pubmedde bulunuyor. Bu tavır tıpkı "hayvanlar konuşamıyor, o yüzden sıkıntıları, zekaları filan yok" diyenler kadar saçma. Dolayısıyla önce bir doğru bilgiyle yüzleşin.
veganlarin daha iyi, daha ince bir insan olma gayretlerini taktir ediyorum. bence esas sorgulanmasi gereken neden canlilarin var olmak icin birbirlerini oldurup yemek zorunda oldugu bir dunyada yasadigimiz. eger bir yaratici varsa nasil bir psikopatlikla boyle bir duzen kurmus.
şehirde konforlu bir hayat yaşayıp da "ben veganım yaa hayvanlar öldürülüyor" diye vicdan kasan tiplere ayar oluyorum. marulu mercimeği marketten alınca hiçbir canlıya zarar vermediğini zannediyorsun. halbuki o bitkiler endüstriyel tarım ortamında yetiştirilirken kaç hayvan zehirlenerek öldürülüyor! sen lüks mutfağında vicdanın rahat bir şekilde beslen diye öldürülen böcekler fareler canlı değil mi? ha gerçekten gidip doğada kırsal yerleşimlerde yaşayıp ilaçsız doğal tarım yapıp kendi marulunu mercimeğini yetiştirip yersin, ondan sonra "ben veganım" dersin, o zaman işte sana gerçekten saygı duyarım. ayrıca doğuda 2500 metre rakımlı yerlerde yaşayan insanlar var. yaşadıkları yer yılın 8 ayı kar altında. tarım yapmak imkansız. onlar ne yapsın? hayvancılıktan başka hiçbir seçenekleri yok. açlıktan ölsünler mi?