Bitkiler sadece yaşamımızı güzelleştirmekle, havamızı temizlemekle, dünya üzerindeki varlığımızı sürdürmemizi sağlamakla kalmıyor. Bakmasını, görmesini bilenler için eşsiz birer bilgi kaynağı vazifesini de görüyorlar. Sadece istemekle alakalı...
Bitkiler sadece yaşamımızı güzelleştirmekle, havamızı temizlemekle, dünya üzerindeki varlığımızı sürdürmemizi sağlamakla kalmıyor. Bakmasını, görmesini bilenler için eşsiz birer bilgi kaynağı vazifesini de görüyorlar. Sadece istemekle alakalı...
Büyüyebildikleri kadar büyürler.
Nereden ilham almaları gerektiğini, kendilerine neyin iyi geleceğini çok iyi bilirler.
Topraktan, sudan, güneşten aldıkları sadece ihtiyaçları kadardır.
Kar altından kafalarını çıkarabilirler, rüzgarlara, fırtınalara karşı dururlar. Ne kadar başarılı olurlarsa o kadar güçlü olurlar.
Çevreleri değiştiğinde buna kayıtsız kalmazlar. Yaza, kışa, bahara ayrı ayrı hazırlanırlar. Değişmemek için direnmezler.
Duvardaki, kaldırımdaki bir çatlaktan uç verirler, kendilerini sınırlayan çitlerin dışına taşarlar. Asla çevrelerinin istediği şeyi yapma konusunda kendilerini kısıtlamazlar.
Yapabileceklerinin en iyisini yapma konusunda bir ustadır bitkiler.
Biraz su, biraz güneş, biraz toprak ve ortaya çıkan kıpkırmızı bir gül... Daha iyi ne anlatabilir ki bu durumu?
Bahçeden ayrık otlarını temizlerken de mi aklınıza gelmez o kadar kurtulmaya çalışmanıza rağmen nasıl oluyor da bu kadar hızlı geri geliyorlar diye? Bitkiler inatçıdır, kolay kolay vazgeçmezler.
Aşıyla onları başkalaştırmaya çalışan yine insandır. Oysa bitki kendinden başka bir şeye benzemek için uğraşmaz. En iyisi olmak için uğraşır.
Sevgiliye verilen bir demet kır papatyası, gölgesinde piknik yapılan bir ağaç, dallarında sallanılan çınar, hepsi hayatlarına girdikleri kişilerin yaşamlarına değer katar, anlam kazandırır.
Tüm potansiyellerini ortaya koyarak en iyisi olmaya çalışır bitkiler, asla kendilerini gizlemek eğiliminde değildirler.
Tıpkı bizim de hayatımızı kötüleştiren, zorlaştıran, zehirleyen, vs. insanlardan kurtulmamız gerektiği gibi.
Bir bitki gece tükettiği oksijenin yaklaşık 10 katını gündüz atmosfere verir, topraktan emdiği suyun sadece yüzde birini kullanır geri kalanını saf oksijen olarak tekrar geri verir. Yani başkalarının hayatına değer katan bitkiler aynı zamanda aldıklarını da misliyle iade ederler.
Başkalarına ihtiyaç duymadan, kimsenin yardımını beklemeden çevrelerindeki zararlılara karşı kendi savunma sistemlerini geliştirirler. Bu konuda oldukça başarılıdırlar.
Akşam eve gittiğinizde vazonuzdaki çiçeklere bir de bu gözle bakın.