Bitirdiğiniz An "Ben Ne İzledim Az Önce?" Diyerek Hayatı Sorgulayacağınız Birbirinden Saykodelik 23 Film

Kafa yakan film sevenler buraya! 

Not: Film açıklamaları Beyazperde'den alınmıştır.

1. Un Chien Andalou (1929)

Genç Bunuel ve genç Dali, her zamankinden daha gerçeküstücü bir anlayışla, beyazperdeye unutulmaz kareler kazandırdılar. Öncelikle akla gelen sahnelerden biri ise bu sıra dışı filmde karşılaştığımız ay ve bulut görüntüsünü takip eden göz kesme sahnesi. Sinemacılar burada saf düşsel ve sinemasal anlatımı bozan yapılarıyla dönemin sinema seyircilerini son derece şaşırtırken sadece sinema dünyasına değil, sanat dünyasına da bomba gibi düşen bir kısa filme imza atmışlardır.

2. A Field in England (2013)

1648 yılında, İngiltere'deki iç savaş sırasında, savaş meydanından kaçan birkaç kişi sonunda yakalanır. Bir simyacı, kaçakları gömülü bir hazineyi bulmaları için zorlar. Ne var ki hepsi önce öfke sonra da korku ve paranoyanın tutsağı olur. İngiltere'nin benzersiz kırsal kesiminde geçen bu 'trip filmi', halüsinasyonlar, kan, ince bir kara mizah, delilik ve mantarlarla dolu.

3. The Red Shoes (1948)

Genç yaşına rağmen başarılı bir balerin olma yolunda ilerleyen Vicky Page, asil bir kökene sahip olan tanınmış bir ailenin kızıdır. Tanınmış bir kadın olan halasının verdiği bir partide ünlü bir balenin yöneticisi olan Boris Lermantov ile tanışır. Lermantov, son derece kibirli ve de otoriter bir adamdır. Başlarda Vicky'i küçük görüp önemsemeyen Lermantov, zamanla genç kızın yeteneğine karşı bir ilgi duymaya başlar ve Kırmızı Pabuçlar isimli yeni yazılan ve kısa zamanda sergilenecek olan balede başrolü ona vermeyi planlar. Ancak Vicky'nin beklenmedik birine aşık olması işleri çığırından çıkaracaktır.

4. Daisies (1966)

Dünyanın giderek kötüleştiğini düşünen iki genç kız, buna tepki olarak kötülük yapmaya karar verirler.  

Çek hükümetinin ‘yemek israfı’ olarak algıladığı ve rejimi destekleyen bir mesajdan yoksun gördüğü için biter bitmez yasakladığı ‘Papatyalar’, yönetmen  Vera Chytilova’nın ülkesinde uzunca bir süre film yapamamasının da müsebbibidir. Çek Yeni Dalgası içinde anılsa da, aslında tüm sinema tarihi içerisinde oldukça ayrıksı bir yerde duran ‘Papatyalar’, gerek hikâyesi, gerek sinema dili, gerekse yönetmenin hayatında yarattığı etkilerle feminist ve avangard sinemanın en önemli örneklerinden biri.

5. Point Blank (1967)

Walker, Alcatraz hapishanesinde başlattıkları başarılı bir operasyonun arından arkadaşı Reese ile birlikte buradan kurtulmayı başarır. Ancak sonrasında bir operasyonun ardından hem karısı hem de en yakın arkadaşının ihanetine uğrayarak hayatının şokunu yaşar. Walker artık yaralarını tekrar sarmak ve esaslı bir intikam planı uygulamak için tekrar ayağa kalkmak zorundadır.

6. Enter the Void (2009)

İlk gösterimi 2009 yılında Cannes’da yapılan film, transa benzer görsel üslubu ve birinci şahıs gözünden öznel anlatımıyla epey tartışma yarattı. Filmi, Tokyo’da küçük çaplı işler çeviren uyuşturucu satıcısı Oscar’ın gözünden izliyoruz. Oscar bir gece bir polis baskınında yakalanır ve vurulur. Ölüm döşeğinde, ruhu dünyadan ayrılmaya direnir ve kız kardeşi Linda’yı korumak üzere kızın peşine düşer.

7. Requiem for a Dream (2000)

Uyuşturucu bağımlısı bir genç, televizyon bağımlısı annesi ve aralarında günden güne yükselen bir uçurum... Uyuşturucu batağı içerisindeki Harry’nin hayattaki tek amacı daha fazla uyuşturucuyken; umutsuz annesini hayata bağlayan tek şey en sevdiği yarışma programıdır. Bir gün bu yarışmaya katılmaya hak kazandığında tek derdi, ödül olan kırmızı elbiseye girebilmek olacaktır. Yaşlı ve mutsuz kadın zayıflama hapları kullanmaya başlar...

8. Fear & Loathing in Las Vegas (1998)

Yıl 1972... Amerika Birleşik Devletleri'nin başkanlık koltuğunda Nixon hüküm sürmektedir. Halen cereyan etmekte olan Vietnam savaşında birçok genç ne uğrunda bile olduğunu bilmeden teker teker ölmektedirler. Doktor Gonzo ve Raoul Duke, Las Vegas çölünde yola devam etmektedirler. Geçmişin acılarını üzerlerinde taşıyan bu iki adam, çeşitli taşkınlıklarla kendilerine bir merhem bulmaya çalışmaktadırlar. Bir otostop ile durdurulurlar. Halüsinasyonlarıyla yaşayan ikili, arabalarına binen üçüncü kişiye karşı normal tavırlar takınmaya çalışacaktırlar. Terry Gilliam'ın 1998 yapıtı filmi kısa sürede gençliği etkilemiş ve kendi haline bir külte dönüşmüştü. Filmin başrollerinde Johnny Depp, Benicio Del Toro ve Tobey Maguire var.

9. 2001: A Space Odyssey (1968)

Filmde, bir grup primat ıssız bir yerde yemek için kavga etmektedirler. Kavgaları, aniden yanı başlarında beliren esrarengiz siyah bir taş sebebiyle bölünür. Aniden beliren bu taş, primatların ilk defa alet kullanmasını sağlayacak bir güce sahiptir. Ve böylece evrimin en önemli adımlarından biri olan akıl kullanımı başlamış, insanların şafağı gelmiştir.

2001’de, bir önceki sahneden 4 milyon yıl sonra, bir uzay gemisi aydan gelen esrarengiz sinyallerin ardında aynı siyah taşı keşfeder. Hem de ay yüzeyinde. Sinyaller Jüpiter’e gitmektedir.

On sekiz ay sonra Discovery’nin güvertesinde, astronotlar David Bowman ve Frank Poole Jüpiter’in gölgesine doğru yola çıkmışlardır. Uzay gemisinde HAL 9000 adında, yapay zekaya sahip, dünyanın en gelişmiş bilgisayarı bulunmaktadır. Ve hiç kuşkusuz, bu sonuncunun, kendi planları vardır...

10. Easy Rider (1969)

İki maceraperest motorcu Amerika’nın güneyine doğru dumanlı bir yolculuğa çıkarlar. Yolculukları esnasında Amerikan ruhunu rüzgar gibi arkalarına alıp, ülkenin farklı yüzleriyle karşılaşırlar. Otostopçular, değişik mola yerleri ve hayatlarına girip çıkan her şey onları yollara daha fazla bağlar.

11. Zabriskie Point (1970)

Şiddetin gölgesinde filizlenen bir aşkı benzersiz bir anlatımla usta yönetmen Michelangelo Antonioni tarafından beyazperdeye aktarılıyor. Amerika'da 1968 kuşağının hippi ve nihilist anlayışına Avrupalı bir yönetmenin gözünden bakılıyor. Mark, Zabriskie Noktası denen yere iniş yapar. Burası aslında çoraklaşmış bir arazidir ve sit alanı olarak bilinir. Burada Daria adında biriyle tanışır. Daria, esrar kullanan bir işadamının sekreterliğini yapmaktadır. İkilinin aralarındaki çekim zamanla yerini aşkın, yoğun cinselliğin ve hippi kültürünün tüm renklerinin yer aldığı bir tabloya dönüşecektir. Ancak bu beraberliğin de bir sonu olacak ve kopmak üzere oldukları gerçekliğe dönmek o kadar da hoşlarına gitmeyecektir.

12. The Devils (1971)

Kardinal Richelieu ve güç düşkünü çevresi, 17. yüzyılın Fransa'sında tüm gücü elinde bulundurmaya çalışmaktadır. Loudun şehrinin neredeyse tüm yönetim birimlerine sızan Richeliou'nun mutlak güce sahip olmasının önündeki tek engel Peder Urbain Grandier'dir. Peder Grandier şehri, Kardinal Richelieu'nun etik olmayan yapılanmasından korumaya çalışmaktadır. Richelieu önündeki bu büyük engeli kaldırmak için şeytani bir plan yapmıştır. Cinsel saldırıya ve sömürüye maruz kalmış bir rahibe tarafından suçlanacak olan peder tüm şehri karşısına alacaktır.

13. Dead Man (1995)

1800'lü yıllarda hayatta önemli bir şeye sahip olmayan ve son derece sıradan bir yaşam süren William Blake isimli bir genç, farklı bir deneyim yaşamak adına yaşadığı toprakları terk edip, bilmediği bir yerde yeni bir hayata atılmaya karar verir. Çıktığı yolculuk ise onu hem fiziksel hem de ruhsal anlamda değiştirecek bir deneyimin başlangıcı olacaktır. Son derece kötü bir anında karşılaştığı 'Hiç Kimse' adındaki Amerikan yerlisi, Blake'in aynı isimdeki, ölmüş bir şair olan William Blake olduğuna inanır. 'Hiç Kimse' ile birlikte atılacağı bu yolculuk, William Blake'in sıra dışı bir şekilde bambaşka bir insana dönüşmesine neden olur.

Fantastik yapıtın yönetmen koltuğunda Amerikan bağımsız sinemasının en önemli isimlerinden Jim Jarmusch, başrolünde ise ünlü aktör Johnny Depp yer alıyor.

14. Come and See (1985)

Filmde, İkinci Dünya Savaşı'nın en karanlık dönemlerinden birinde, Alman işgali altındaki küçük bir Belarus kasabasındayız. Naziler tüm Yahudi köyleri yerle bir edip yerli halkı acımasızca katlederken 13 yaşındaki Florya sahip olduğu tek şeyi, annesini bırakıp Sovyet partizanların güçlerine katılır. Partizanlar Almanlara karşı savaşmaya gittiklerinde küçük Florya, Glascha isimli bir kızla arkadaş olur. Bu sevimli dostluk esnasında Florya kendi köyünün adım adım yok oluşuna şahit olur. Savaş bir kez daha acımasızlığını kanıtlayıp insan hayatının ne derece ucuz olduğunu su yüzüne çıkarırken, suçsuz siviller bir kez daha hiç uğruna kaybeden tarafta olurlar.

15. Wake in Fright (1971)

John Grant, uzak Avusturalya şehri olan Tiboonda’da bir öğretmen olarak çalışır. John devlet işine finansal olarak bağlıdır. Noel tatili öncesi dönem sonunda Sydney’deki kız arkadaşını ziyaret etmeyi planlar. Sydney uçuşunu yakalamak için yakınlardaki “Bundanyabba” adını verdikleri şehre tren bileti alır. Hava alanına geçmeden önce bir gece bu şehirde kalmayı planlar. İşler planladığı gibi gitmeyecek, âdeta Bundanyabba ve şehrin kaygılı sakinleri tarafından yutulacaktır.

16. The Devil (1972)

Film, 1790'larda Prusya'nın Polonya'yı işgalinin ortasında başlıyor. Siyah giyinmiş bir yabancı, bir komplonun parçası olarak kralı öldürme suçlamasıyla Jakub'un tutulduğu hapishaneye girer. Yabancı, bir ayaklanmanın ortasında Jakub'u serbest bırakır, ona eve dönmesini söyler ve Jakub'a eşlik etmesi için Zakonnica adında beyaz bir rahibe gönderir. Zakonnica, iyiliğin / tanrının bir temsili ve Yabancı, kötülüğün / Şeytanın bir temsilidir . Zakonnica, filmin çoğunda, Jakub ile tanık olduğu şeylere karşı şaşkın bir korku içinde kalıyor.

17. The Holy Mountain (1973)

Mesihvari bir karakter ruhani bir karakterin zihnine girer ve onun vasıtasıyla türlü gezegenleri mecazlayan renkli bir ekiple tanışır. Buradaki herkesin kendi dünyası vardır ve izlediklerimiz de onların ayrı dünyalarıdır. Artık kutsal dağa doğru başlayacak olan yolculuğun arifesindeyizdir.

Jodorowsky her zamanki gibi kendi kafasındakini, kelimelerden bağımsız olarak resimleyerek portrelemesi zor bir filme imza atıyor. Deli işi bir sinema deneyimi...

18. Altered States (1980)

Eddie Jessup isimli bir bilim insanı, mantar ve küfünden elde edilen tuhaf bir ilaç üzerinde kimi deneyler uygulamaya başlar. Bilincin farklı bölümlerini araştıran Jessup'ın amacı, beynin işleyişini değiştirebilmenin mümkün olup olmadığını denemektir. Elde ettiği ilaç bileşimini kendi üzerinde deneyen bilim insanı tuhaf bir etkinin altına girer. Vücudunda kimi değişikler meydana gelmiştir. Zamanla bu değişimler son derece ilkel içgüdülere ve davranışlara dönüşür. Eddie Jessup tersine doğru evrim geçirdiğini fark eder...

Ken Russell'ın yönetmenliğini üstlendiği film iki dalda Oscar ödülüne aday olmuştur.

19. Nosferatu: Phantom of the Night (1979)

19. yüzyılda geçen hikayede Jonathan Harker ve karısı Lucy, Wismar şehrinde sakin bir hayat sürmektedirler. Bir gün Jonathan'ın Transilvanya'ya gitmesi gerekir. Amacı Kont Drakula'nın evini satması için onu ikna etmektir. Yoldayken tuhaf davranışlar sergileyen bir grup çingeneyle karşılaşır. Ona yardım edeceklerini söylediklerinde bu durum Jonathan'a iyice garip gelmeye başlar. Drakula çok fazla direnmeden kontratı imzalar, gözüne Lucy'nin fotoğrafı ilişir. Jonathan tam dönecekken Drakula ona saldırır ve Wismar'a giden gemide bir tabutun içinde seyahat eder. Durumu anlayan Jonathan da bu kez Lucy'i kurtarmak için çabalar.

20. The Fantastic Planet (1973)

Fransız animasyoncu René Laloux imzalı başyapıt, iki farklı tür arasındaki ezeli mücadeleyi anlatıyor.

Dev yaratıklar ve küçük 'insansılar' arasındaki mücadele, içerdiği etkileyici fantastik unsurlara rağmen son derece tanıdık geliyor. Laloux ve senarist arkadaşları, 70’lerin politik iklimini çok iyi yansıtan bu filmde, sınıf mücadelesine dair düşüncelerini paylaşıyorlar aslında.

21. The Wicker Man (1973)

Neil Howie isimli bir dedektif polis İskoçya'daki Summerisle Adası'nda meydana gelen gizemli bir davayı çözmek için bölgeye gider. Bir genç kız esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmuştur ve Howie onu bulması için görevlendirilmiştir. Adaya vardığında bir sürprizle karşılaşan dedektif yerli halktan aslında öyle bir kızın asla var olmadığını işitir. Koyu bir Pagan inancına sahip olan yerli halk genç kızın varlığını kabul etmedikçe Neil Howie burada paganizme dair öğrendiği şeylerle birlikte olayların göründüğü gibi olmadığına kanaat getirecek, genç kıza ne olduğunu öğrenebilmek için ada halkına karşı zorlu bir mücadeleye girişecektir.

22. 3 Women (1977)

Robert Altman'ın yönetmen koltuğunda oturduğu Üç Kadın filminin hikayesi, California'da yaşayan, hayatının en çalkantılı dönemlerinden geçen ve aynı apartmanda yaşayan üç kadının kesişen hayatlarını konu alıyor. Bir spa tesisinde çalışmaya başlayan genç ve tuhaf bir kadın olan Pinky, kendine güveni tam, konuşkan işvereni Millie'den oldukça etkilenmektedir. Sonrasında beraber aynı dairede oturmaya başlayan ikiliye, ev sahibi ve alkol sorunu olan Edgar'ın hamile karısı Willie de onların hayatına girecektir.

23. Suspiria (1977)

Amerikalı genç kadın Suzy Bannion, dünyanın en iyi bale okullarından birine gitmek için Almanya'ya gider. Bir akşam vakti okulun kapısını çalar ve tam da bu andan itibaren esrarengiz durumlara tanık olmaya başlar. Taksiden indiği an bir başka öğrencinin okuldan çıkıp ormana doğru koşturmaya başladığını gören genç kadın olaylara anlam veremez. Öte yandan kendisine kapıyı açan biri de olmaz. Ertesi gün tekrar geldiğinde okula alınır ve ardından yavaş yavaş uyum sağlamaya başlar. Fakat zamanla tanık olacağı tuhaf olay ve durumlar ürkütücü bir gerçeği keşfetmesine neden olur.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir 👇

Sizi Sürrealizmin Kollarına Bırakacak, Her Biri Kült Niteliğinde 37 Saykodelik Film
Karanlık ve Saykodelik Filmlerin Üstadı David Lynch'in Beyin Yakan 9 Filmi
Psikolojisi Kaya Gibi Sağlam Olanların Bile İzlerken Sabrını Sınayan 13 Saykodelik Dizi!

Popüler İçerikler

Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
RTÜK Başkanı'ndan Gündüz Kuşağı Programlarına Son İkaz: "Toptan Yok Ederiz!"
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
YORUMLAR
22.10.2020

mulholland çıkmazı

22.10.2020

climax,,,

22.10.2020

Diğerlerini izlemedim ama "Swiss Army Man" de bu listeye girer diye düşünüyorum..

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ