Kripto paranın her ne kadar isminde “para” kelimesi geçse de şimdilik gerçek anlamda para olmadığını, daha geniş bir kitle tarafından kabul edildiği şekliyle “değerli veri” olarak kabul edilebileceğini 1. Bölümde anlatmıştık.
Bu yazıda sizlerle Bitcoin deneysel keşfinin Türkiye’deki hukuki durumunu genel hatlarıyla paylaşmak istiyoruz. Aslında henüz ne dünyada ne de Türkiye’de herhangi bir hukuki tanım yapılmadığı için söz konusu “değerli veri” nin ilerde nasıl bir hukuki statüye ulaşacağı belirsiz. Ancak T.B.M.M.’nin buna benzer bir kavram olan “elektronik para” konusuna nasıl baktığını, nasıl tanımladığı ve nasıl bir düzenlemeye tabi tuttuğunu anlayabileceğimiz bir kanun var.
Bu kanun; 6493 Sayılı “Ödeme Ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri Ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun” Yürürlük tarihi: 27.06.2013
Yürürlüğe gireli dokuz ay olan bu kanunun şu aşamada nasıl uygulanacağını gösteren herhangi bir yönetmelik bulunmuyor. Ancak, BDDK’dan yapılan açıklamaya göre yönetmelik ve tebliğ taslak çalışmaları devam ediyor. Hatta şu günlerde taslak için bankalardan ve bu konularla ilgili olan kişi, kurum ve kuruluşlardan görüş bildirmeleri bekleniyor. Görüşlerin bildirilmesi için son gün 04.04.2014 olarak belirlendi. Bu aşamadan sonra yönetmelik ve tebliğler son halini alacak ve yayınlanacaktır.
Kanunun Genel Hatları
6493 Sy. Yasanın 1. Maddesine göre; Bu Kanunun amacı, ödeme ve menkul kıymet mutabakat sistemlerine, ödeme hizmetlerine, ödeme kuruluşlarına ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Bu maddeden de anlaşıldığı gibi, “elektronik para kavramı” kanuna girmiş, ayrıca kelime anlamı da tanımlanmıştır.
Elektronik Para; Elektronik para ihraç eden kuruluş tarafından kabul edilen fon karşılığı ihraç edilen, elektronik olarak saklanan, bu Kanunda tanımlanan ödeme işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan ve elektronik para ihraç eden kuruluş dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından da ödeme aracı olarak kabul edilen parasal değeri, ifade ediyor.
Burada çok net bir belirleme yapmamız gerekiyor. Kanunda geçen bu tanım “bitcoin ve diğer kripto paralar” için geçerli değildir. Ana konumuz olan kripto paralar ile bu kanunda geçen hiçbir tanım örtüşmemektedir. Zaten BDDK’nın 25.11.2014 tarihinde yaptığı açıklamada da açıkça Bitcoin ’in söz konusu kanun kapsamında elektronik para olarak kabul edilemeyeceği belirtilmiştir.
Peki neden 6493 Sayılı kanunu inceliyoruz? Bunun sebebi, Türkiye’de kripto para eko sistemine ve benzer yeniliklere nasıl bir bakış açısının gelişeceğini, siyasi iradenin, Merkez Bankası’nın ve diğer bankaların Bitcoin teknolojisini nasıl bir yorumlama ile kabul edebileceğini ya da reddedeceğini anlayabilmektir.
Kanunun genelinden anlaşılan kabul edilebilirlik şartlarını şöyle sıralayabiliriz.
Söz konusu sanal paraların adı her ne olursa olsun kesinlikle takip edilebilir olması gerekiyor. Buradaki takip edilebilirliğin hem ihraç edilen sanal paranın miktarı ile ilgili hem de kullanıcıların sahip olduğu miktarlarla ilgi olduğu görülüyor.
Elektronik paraların üreticilerinin/ihraç edenlerin kanunda sayılan özellikleri taşıyan ve gerekli izinleri almış olan şirketler olması gerekiyor. Bu özellikler detaylı bir şekilde kanunda sayılmış. Burada ayrıca değinmiyoruz.
Üretilen/İhraç edilen tüm elektronik paraların karşılığının mutlaka teminat altına alınması gerekiyor. (İhraç eden şirketler piyasaya sunduğu her 1 elektronik para için karşılık fon göstermek zorunda.)
Elektronik paraları kullanan şirketlerin, gönderenlerin ve alıcıların yani tüm kullanıcıların kayıt altına alınması ve aracı kurum olarak işlem gören tüm şirketlerin bankalar eliyle işlem yapması öngörülüyor. Bu maddeden transferlerin tamamının kayıt altına alınması zorunluluğunun olduğu anlaşılıyor.
Yine elektronik para ihraç eden kuruluşlar, elektronik parayı elinde bulundurma süresine bağlı olarak elektronik para hamiline faiz veremez ve herhangi bir menfaat sağlayamaz. Bu maddeden anlaşılan şey ise, elektronik paranın bir yatırım aracı olarak kullanılamayacağı, sadece ödeme kolaylığı sağlayan bir sistem olacağı ön görüsünde bulunabiliyoruz.
Kanun’un genel yorumlamasını yaptığımızda önümüzdeki aylarda “elektronik para” olarak piyasa çıkacak olan sanal paranın sadece para transfer işlemleri ile çeşitli ödeme kolaylıkları sağlayacak bir çalışma olduğu sonucuna varıyoruz. Aslına bakılırsa şu aşamada söz konusu elektronik paranın kullanıcılarına ödeme kolaylığı sağlamaktan öteye geçen bir faydası olmayacağı görünüyor. Paypal tarzı ödeme kuruluşlarına yatırılan gerçek para karşılığı, bu sistemin bizlere çeşitli sitelerde ödeme kolaylığı sağlamasından farklı değil öngörülen sistem.
Her ne kadar kripto para eko sisteminin mantığıyla hiçbir ortak noktası bulunmasa da bu tür kanunların ülkemizde çıkıyor olması teknolojik gelişmelere ulaşma ve uygulama hızımızın artmasına sebep olacaktır. Bu nedenle tüm bu gelişmeleri yakından takip etmeli, kripto para eko sisteminin devlet tarafından kabul edilebilir olmasını sağlayacak adımları atabilecek alt yapı çalışmalarını bu çerçevede değerlendirmeliyiz.
(2.Bölüm Sonu)