Bitcoin'e Bel Bağlayıp Dibi Görenlerle 1 Ayda 10 Kilo Verdiren Mucizevi Diyetleri Uygulayıp Kilo Alanlar Ortak Atadan mı Geliyor?

Aslında çok garibiz, kontrol etme imkanımız varken daha fazla tüketim heyecanına kapılıp vücudumuza eklediğimiz kiloları hemen vücudumuzdan def edelim istiyoruz, bir gün içinde bir milyon lira kazanalım istiyoruz, insanlık olarak her şey hızlı olsun, bizim olsun, düşük maliyetli (mümkünse sıfır maliyetli) olsun istiyoruz. 

Çok şey istiyoruz fakat bazı isteklerimizin aynı kaynaktan beslendiğini duymak ve biraz sarsılmak istiyor muyuz, daha net sorayım, kafalara sondaja hazır mıyız?

Geçtiğimiz yıl ocak ayında şahlanan Bitcoin şimdilerde bu değerinin yarısının altına indi, yani uzmanların beklediği seviyeye.

1 Bitcoin 4.000 lirayken bu işe yatırım yapanlar, bir yıl içerisinde yükselecek diyenler ve bu yükseliş trenini son dakikada yakalayanlar bir kenarda, yükseliş son adımına geldiğinde daha da heyecanlanıp en yüksek seviyeden Bitcoin satın alarak hayatının çöküşünü yaşayanlar ayrı kenarda toplandı.

İkinci kenarda uzun bir sessizlik olduğu için onları daha çok 'üzgünler' olarak kodlamayı seçiyorum.

Bitcoin onlar için bir yatırım değildi çünkü, onlar milyarlarca insanın aklına gelmeyeni yaparak sistemi 'hack'leyeceklerdi'. Bir haftada, hiç olmadı bir ayda bir ömür boyu elde etmeyecekleri kazanca sahip olma hayaliyle yüz binlerce lira yatırıldı bu Bitcoin'e.

Kimisi kazandı, yalan yok. Fakat bu kazananlar kulübü neredeyse yıllardır Bitcoin'e emek veren, bu kazancın mimarı olan ve Bitcoin'e yatırımdan ziyade hayatlarının amacı olarak bakan kitleydi. Bitcoin yükselmeseydi yeni bir kripto parayla heyecanlanacaklar ama parayı yine ikinci planda tutacaklardı.

Kaybetselerdi de 8 yıl önce bir pizza için satıcıya 10.000 Bitcoin vererek 100 milyon dolar zarar eden 'evrenin en pişman adamı' kadar üzülmezlerdi.

Neyse, onun da çocuklarına anlatacak bir hikayesi var artık, dünyanın en pahalı pizzasını yemiş oldu.

Şimdi, gelelim Bitcoin mevzusunun kısa vadede vurgun amacı için kıymet gördüğü zamanlara. 

Bu zamanlardan bahsederken usta kalem Charles Dickens'ın İki Şehrin Hikâyesi'nin ilk satırlarındaki tasviri aklıma geldi, duruma da uygun.

En iyi zamanlardı; en kötü zamanlardı. Bilgelik çağıydı; ahmaklık çağıydı. İnanç dönemiydi; şüphecilik dönemiydi. Aydınlığın mevsimiydi; karanlığın mevsimiydi. Umut baharıydı; umutsuzluk kışıydı. Öncemizde her şeyimiz vardı; öncemizde hiçbir şeyimiz yoktu. 

Kiminin en iyi, kiminin en kötü zamanının başlangıcına gidelim. Yani ne bankacılık sistemini sırtlayan güvenlik sistemi blockchain'den ne de Bitcoin'in yaratıcısı Satoshi Nakamoto'dan haberdar olan bir grup insanın davranışlarının mantık akışını çözmeye.

Yani insanlar 'herkes alıyorsa bir bildiği vardır ve bu treni kaçırırsam kaybım büyük olacak' diyerek 1 saat önce aklında bile olmayan, çabucak varolacak hayali bir kazanç üzerinden olası kaybını hesaplamaya başladı.

Sonunda ne oldu? Bitcoin beklendiği seviyelere geriledi, son dakika treni yakaladığını sananlar Bitcoin düşerken o trenin lüks koltuklarında yıllardır oturanlara güzel bir yemek (belki de pizza) ısmarlamış oldu.

Burada kazançtan bahsederken psikolojik etkinin sadece maddi kazançla kol kola olduğunu düşünmeyin.

Sağlığımız söz konusu olduğunda da bu tip ufak çaplı vurgunlardan etkilenmeye hazırız.

Örneğin kışın gelmesini fırsat bilip yaza dek istediğiniz kiloya ulaşmayı hedeflediğiniz bir günün sabahında televizyon karşısında vakit öldürürken bir anda televizyonda isminin başında profesör geçen bir kişi '1 ayda 10 kilo verdiren mucize formülü hemen deneyin!' diyerek bir şeyler önermeye başlıyor.

O andan itibaren neredeyse 20 yıldır vücudunuza acı çektirmek pahasına tükettiğiniz çer çöpten 1 ayda kurtulmak hem mantıklı hem de ilgi çekici geliyor.

Teker gibi karışık pizza gördüğünde şöyle bir enerji patlaması yaşayan kişi...

Yine sıra kendi vücudunu hack'lemeye geldiğinde otoriteye çabucak güveniyor, tıpkı Bitcoin daha da şahlanacak diye heyecanlanıp en yüksek seviyede Bitcoin alıp zarar eden vurguncu adayı gibi

Hemen olsun, efor sarf etmeden olsun, ayrıca kimsenin aklına gelmeyen olsun...

'Bu zaman doğru zaman' diyerek Bitcoin alıp hayatının en büyük yokuşuyla karşılaşanla limonlu suyla şöyle bir değişim yaşayabileceğine inanan aynı vurgun çetesinin üyesi:

Bu arada bu vurgun çetesi öyle kalabalık ki bazen milyarlarla ölçülüyor, sen, ben, biz hepimiz bu çetenin içerisindeyiz. Bazen çete dışından sandığımız kişilerin önüne geçmeye çalışsak da ne sağlığımızı böyle mucizevi çözümlerle ne de paramızı Bitcoin gibi anlık heyecanlarla bir adım ileriye götüremiyoruz.

Zaman çizelgemizi birkaç günden, birkaç aya çekmeyi öyle ya da böyle öğreniyoruz. Olması gerektiğinden kısa sürede kazanılan hiçbir şeyin kalıcı olmadığını da belki doğayla olan savaşımızı kaybettiğimizde öğreneceğiz.

Kafa Sondajı'nın 21. faslını SNDJ Robotik Teknolojiler Turizm LTD. ŞTİ. yönetim kurul üyelerinin dansıyla kapatalım diyorum.

Bir sonraki sondajda görüşmek üzere.

Takipte kalınız, sevgi dolu selamlar! 🌹

Ayrıca siz fazla uzaklaşmamışken bu içerikler de ilginizi çekebilir, hatırlatayım dedim. 👇

Poşetlerin Ücretle ve Üzerinde Logoyla Satılmasına Soygunculuk Derken Hepimizin Atladığı Bir Detay Var!
Geri Dönüşü Olmayan Bu 15 Düşünce Beyninize Saplanıp Bir Daha Çıkmayarak Hayata Bakış Açınızı Değiştirecek!
Alman Ressam Hans Holbein'in İçinde Pek Çok Mesaj Barındıran Gizem Dolu Tablosu: Elçiler

Popüler İçerikler

İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
YORUMLAR
11.01.2019

n ekleyeyim : Sürekli çöken ve her seferinde yeni enayiler bulan saadet zincirleri ile network pazarlama hikayeleri (Anahtar soru : Bana kaç kişi -enayi- bulursun?") ve bir benzeri de bilgisayardan mouse ile inek besleyip zengin olacaklarını sananlar ile vaktiyle bankerlere, ihlaslara , jet fadıllara filan para kaptıranlar. Velhasılı insanlar enayi oldukça ve dünya döndükçe yeni uyanıklar, yeni enayiler boşlukarı dolduracaktır.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ