İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Haziran ayında yürürlüğe giren, imar planlarına merkezi denetim getirerek, her tür imar planı değişikliğini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın onayına bağlayan ‘Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’ne üstü kapalı isyan etti.
Topbaş, “Sayın Başbakanımıza da özellikle bahsettim. Kent yönetiminin biraz daha farklı olması gerektiğinin üzerinde durdum. Özellikle bir takım bakanlıkların ve kurumların İstanbul üzerinde plan yapma yetkisinin de İstanbul’dan kalkması gerektiğini söyledim” diye konuştu.
Şehirde yetkilerin tek elde toplanması gerektiğini savunan Topbaş, İstanbul’a yapılan birçok yapının faturasının yerel yönetimlere kesildiğinden yakındı. Topbaş, “Yerel yönetimler tarafından yapıldığı zannedilmekte. Bunların doğru olmadığını her yerde söyleme imkânımız olmuyor. Burada kent bütünlüğünü tek otorite ile katılımcı şeffaf bir yönetim anlayışı ile hazırlayabiliriz. Sayın Başbakanımızın da bu hassasiyette olduğunu gördüm. İnanıyorum ki bu süreçte farklı bir çalışmayı kendisiyle yapacağız” ifadelerini kullandı.
Siyasiler kendi bilgileri doğrultusunda karar alıyor
‘Şehrin Geleceği İstanbul 2014 kentsel Dönüşüm Zirvesi’nde konuşan Topbaş, İstanbul’da yaşayan 15 milyon nüfusa kişi başı 400 metrekarelik alan düştüğünü belirtirken, bu yüzden şehirde kaçınılmaz olarak yüksek yapıların ortaya çıktığını öne sürdü.
Bu yapıların çevreye saygılı, rahatsız etmeyici ve örnekleri dünyanın değişik yerlerinde yer alan bir tarzda olması gerektiğini söyleyen Topbaş, İstanbul’da bahsettiği çarpık şehirleşmeyi ‘siyasilere’ bağladı: “Maalesef birçok plancımızın da dile getirdiği gibi şehirlerimiz plansız süreci yaşadığı için ve siyasilerin ve idarecilerin kendi bilgi doğrultusunda düzenlenen bir şehir yol haritasıyla karşı karşıya kaldık. Bu gün ortaya çıkan sonuçlar bunun sonuçları olarak önümüzde durmakta.
Topbaş, rant hesabı veren dönüşümlere karşıymış
İstanbul’da başta Fikirtepe olmak üzere mahallelerde büyük çıkmazlara sebep olan kentsel dönüşüme de değinen Topbaş, şaşırtıcı ifadeler kullandı: “Şu anda bir takım modeller ortaya çıkmakta. Bazı belediyelerimiz yasanın elverdiği ölçüde yürümekte. Ama şunu tabi gerçekte biliyoruz ki bir kentsel dönüşüm demek esasında bir yerde yeni bir yoğunluk ortaya çıkarmak anlamı taşımıyor. Saygılı ve insan odaklı bir dönüşüm prensipleri ortaya koymak lazım. Yoksa orada bir rant hesabı ortaya koyan, birilerine fırsat veren ve daha da kenti yaşanmaz hale getirecek bir dönüşümü asla kabul etmemek gerekiyor.”