Yakın arkadaş olsun ya da olmasın biriyle aynı evi paylaşmak gerçekten çok zor! Sınırlar zorlanır, her zaman bir taraf daha sorumsuz olur, diğer taraf da kendini bakıcı gibi hisseder. İşte, okulda gün içinde birçok sorunla uğraşırken bir de eve gelip birlikte yaşadığımız insanın arkasını toparlamakla uğraşırız. Evimiz bize huzur vermiyorsa o evde daha fazla kalmanın ne anlamı var ki? Bence yok! Ben de -ev arkadaşlarından çok çekmiş biri olarak- arkanıza bakmadan ev arkadaşlığınızı bitireceğiniz bazı sorunlar derledim. Eğer bunları yaşıyorsanız arkanıza bakmadan kapıyı çekin ve gidin!
Keyifli okumalar!
Benim ev arkadaşım sınıf arkadaşımdı aynı zamanda. Ailevi bir nedenle memleketine gitmesi gerekti. Gitmeden bir hafta önce, aylık ihtiyaçlarımızı karşılayacak kadar alışveriş yapmıştık. Gidene kadar hepsini tüketmek için elinden geleni yaptı. Sabah kahvaltısına bile karnıbahar haşladı, sırf kendi cebinden de para çıktı, bana kalmasın diye. O gittikten sonra dolap tam takırdı. Üstelik ben kendim tek bir lokma yiyemedim aldığımız erzaktan. 😀 Niye anlattım bilmiyorum, ona söyleyemedim kırılmasın diye ama hala içimde büyük bir uktedir. Belki okur da utanır (Pek sanmıyorum da neyse.) 😀
Yakın arkadaşınızla eve çıkmayın, para mevzularına da girmeyin. Hatta aynı yerde de çalışmayın. Riskli şeyler bunlar.
Yakın bir arkadaşımla bu sene eve çıktık. Genel olarak bir problemimiz yok. Ama olmuyor ya keşke tek çıksaydım diyorum. Hiç problem olmasa bile rahatsız eden bir şeyler var. En ufak bir farklılık bile göze batıyor. Aynı şeyi kardeşim yapsa zerre sıkıntı olmaz ama ev arkadaşı yapınca tuhaf geliyor