Birlikte Olmamanız Gereken Bir İnsanla İnadına İlişki Yaşadığınızın 10 Acı Kanıtı

15.05.2016 - 12:00

Aşık olmanın ve aşık olduğumuz insanla bir ilişki yaşayabilmenin hayatta sahip olabileceğimiz en güzel şeylerden bir tanesi olduğu konusunda sanırım hemfikirizdir sevgili dostlar. Birlikte olduğumuz anlarda gözlerimizi ondan ayıramayız ve yanımızda olmadığı zamanlarda sık sık onunla ilgili hayaller kurarız. Sevinç ve üzüntülerimizi onunla paylaşırız. Hayatımızın en güzel dönemini yaşıyor olduğumuzu ve sonunda aşkın ne olduğunu anladığımızı düşünürüz. Ancak şu noktada durup bir anlığına düşünelim: O insana gerçekten aşık mıyız, yoksa bir ilişki içinde olmamızın sebebi aşağıda yer alan sebeplerden bir tanesi mi? Eğer aşağıdakilerden bir tanesiyle vaktimizi ve enerjimizi bizim için doğru olmayan bir insana harcıyor olabiliriz...

1. Çünkü ten uyumumuz mükemmel.

Bu sebep bizi gerçekten esir alan ve başka türlüsünü düşünmemizi engelleyen güçlü sebeplerden bir tanesidir sevgili dostlar. Çünkü biliriz ki bu uyumu yakalayabildiğimiz bir insan bulmak oldukça güçtür. Onunla çok tatminkâr bir seks hayatına sahip olmamız hem kimyamızın hem de denemek istediğimiz şeylerin birebir örtüştüğü anlamına gelir ve bu yüzden onu hayatımızdan çıkarmak konusunda ciddi güçlükler yaşarız. Düşünülmesi gereken asıl mesele ise yatak odasının dışında da kimyamızın tutup tutmadığıdır. Eğer onunla fiziksel temas halinde bulunmadığımız zamanlarda sağlıklı bir iletişim kuramıyor, uzun sohbetler edemiyorsak belki de her şeyin yolunda olduğunu düşünerek kendimizi kandırıyoruzdur...

2. Çünkü eski sevgilimizi kıskandırmak, yüreğini paramparça etmek istiyoruz.

Sevdiğimiz bir insan tarafından terk edilmek elbette hayatta yaşayabileceğimiz en acı duygulardan bir tanesidir. Ve böyle büyük bir acı yaşamak da güçlü bir intikam arzusuyla dolmamıza sebep olacaktır. Bu noktada o insanı incitmek için başka bir insanı kullanmak sizce ne kadar doğrudur? Bunu yaparak gerçekten o insanı incitebiliriz belki fakat aynı zamanda bize değer veren diğer insanı da yaşadığımız acının aynısına maruz bırakmış oluruz. Nedir bu egolarımızla bir türlü bitiremediğimiz mesele? İlişki bitmiş gitmiş zaten, rahat olalım a dostlar...

3. Çünkü istediğimiz anda seks yapma özgürlüğüne sahip olmak istiyoruz.

Kim istemez ki istediği zaman sevişebilmeyi... Elbette harika bir şeydir buna sahip olmak ancak bizler insanız, empati kurabiliyoruz ve tamamen id tarafından yönetilmiyoruz. Bunun empati ile ne alakası var diye düşünüyor olabilirsiniz ancak bizler sırf bu sebeple bir ilişkiyi sürdürdüğümüzde, o insanı insan olarak değil, yalnızca bir obje olarak, bir seks oyuncağı olarak görmüş oluyoruz. Bunun kendinize yapıldığını bir anlığına düşünün. Böyle bir şeye maruz kaldığınızı hayal etmek size kendinizi iyi hissettiriyor mu?

4. Çünkü çocuk sahibi olmayı çok istiyoruz ve bunun için geç kalmak istemiyoruz.

Bazen 20'li ve 30'lu yaşlarımızı kariyerimize, hedeflerimize ya da sadece eğlenmeye ayırıyor, aile kurma isteğimizi ileri tarihlere erteliyoruz. Bu da netice olarak aceleci davranarak aslında aşık olmadığımız, uyuşmadığımız insanlarla birlikte olmak zorunda hissetmemize sebep oluyor. Sıkıntılar da kaçınılmaz olarak ilk zamanların heyecanını yitirdiğimizde baş gösteriyor. Zamanla o insana tahammül etmekte güçlük çekmeye ve onunla neden bir ilişki içine girdiğimizi sorgulamaya başlıyoruz...

5. Çünkü cinsel yönelimimizi hem kendimize, hem de etrafımızdakilere ispatlamak istiyoruz.

Toplum bize kim olmamız ve nasıl davranmamız gerektiğini söyler ve bu çoğu zaman üzerimizde baskı oluşturur. Az ya da çok hepimiz bunun sancısını hayatımızın belirli dönemlerinde hissederiz. Bu baskı, bizleri belirli bir şekilde davranmaya ve kararlar almaya iter; gerçekte kim olduğumuzu görmemizi engeller; her halimizle ve tüm kişiliğimizle değerli olduğumuzu unutmamıza sebep olur... Durum böyle olunca da içinde bulunduğumuz tüm ilişkiler hüsranla sonuçlanmaya mahkumdur. Gerçek şu ki hiçbirimiz spor yapan, arabalara ilgi duyan kaslı bir erkek ya da bir kontes gibi giyinen bir kadın olmak zorunda değiliz...

6. Çünkü kendimizi çekici ve arzu edilir hissetmek hoşumuza gidiyor.

Bu da gayet mantıklı görünen sebeplerden bir tanesidir sevgili dostlar. Hepimiz insanız ve sevildiğimizi ve arzulandığımızı bilmek kendimizi iyi hissetmemizi sağlar. Sahip olduğumuzu düşündüğümüz çekiciliğin bir şekilde başka bir insan tarafından onaylanmasını isteriz çünkü bunu kimse hissettirmediği takdirde kendi değerimizi sorgulamaya başlarız. Akrabalar 'Arkadaşın var mı?' diye sorduğunda göğsümüzü gererek cevap vermek, Sevgililer Günü'nü yalnız geçirmemek isteriz. Bu döngünün içinden çıkmak zor olsa da irademizi kullanmamız ve doğru insan için beklememiz gerekir; aksi halde onu boş ilişkiler yaşadığımız sırada elimizden kaçırabiliriz...

7. Çünkü onunla uzun zamandır birlikteyiz ve ona adadığımız onca vaktin boşa gitmesini istemiyoruz.

Onsuz bir hayatın nasıl bir şey olduğunu unutacak kadar uzun bir ilişki yaşadığımızda, kimi zaman o insana artık aşık olmadığımızı fark etmek ya da fark etsek bile kabul etmek oldukça güçleşir. Artık hayatımız bir rutine bağlamıştır, aşk ve saygı kaybolmuştur ve ilişkimizde hiçbir ilerleme yoktur. Fakat ne sahip olduğumuz rahatlığı kaybetmek, ne de onun için harcadığımız onca zamanı hiçe saymak kolaydır. Bu yüzden tüm uyumsuzluklara rağmen kendimizi ilişkiyi devam ettirmek zorunda hissederiz ve sonuç olarak elimize iki tarafın da tükenmesinden öte bir sonuç geçmez...

8. Çünkü uzun zamandır kimseyle bir ilişki içinde bulunmadık.

Bekle bekle canımıza tak etti ve artık kendimizi bir ilişki içinde görmek, arzulanmak, sevişmek istiyoruz... Bunlar gayet insanî duygular ve eğer ilişki kurduğumuz kişi tıpkı bizim gibi duygulara, düşüncelere sahip bir insan olmasaydı bu davranışımız oldukça makul sayılabilirdi. Ancak gerçekten de bu arzular bir ilişkiya başlamak ve uzun vadede hem kendimizi hem de karşımızdaki insanı üzmek için bir sebep olabilir mi? Mutlu olma ihtimalimizi hesaba katmıyorum çünkü balıklama daldığımız bir ilişkinin gerçekten doğru bir ilişki çıkması sizce de imkansıza yakın değil mi?

9. Çünkü birine uzun süre bağlanabilecek bir insan olduğumuzu kendimize kanıtlamak istiyoruz.

Bağlılık, sadakat, adanmışlık, bunların hepsi çok güzel şeyler elbette fakat zoraki gerçekleştirildiği zaman da maalesef kendi kendimize acı çektirmekten öteye geçemeyen durumlar... İlişki yaşamaya uygun bir insan olduğumuzu, peri masallarını andıran bir ilişkiyi hak ettiğimizi kendimize kanıtlamaya çalışırken farkında olmadan günden güne tükeniyoruz ve buna kesinlikle bir dur dememiz gerekiyor.

10. Ve çünkü her şeyimizle ilgilenen bir insana sahip olmak bizi rahatlatıyor.

Bizimle ilgilenecek bir insanın varlığına ihtiyaç duymak yanlış bir şey değildir. Elbette bu durum karşılıklı olduğu sürece... Eğer o insandan çok fazla şey bekliyor ve karşılığında hiçbir şey vermiyorsak sıkıntı tam da bu noktada başlıyor. Her konuda eşitliği ve dengeyi sağlayamadığımız bir ilişkiyi devam ettirmek için çabalamak, zaman içinde biriken öfke, pişmanlık, hayal kırıklığı gibi duygularla iş işten geçtikten sonra başa çıkmamızı imkansız kılıyor. Böyle bir ilişkinin geç kalınmadan gözden geçirilmesi, sonradan yaşanması kaçınılmaz olan hüsranı önlemek için yapılabilecek tek şey gibi görünüyor sevgili dostlar...