Dünya, fosil yakıtlardan kaynaklanan emisyonları önemli ölçüde azaltmak için yeterli bilgi birikimine ve araçlara sahip ancak iklim değişikliğinin en kötü etkilerini önlemeyi umuyorsak, bu araçları hemen kullanmamız gerekiyor. Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli tarafından iklim biliminin altıncı değerlendirmesinin üçüncü ve son bölümünün mesajı bu. Biz de bu yazımızda ilkim değişikliğini durdurmaktan bahsediyoruz.
Dünya, bu yüzyılın sonuna kadar sanayi öncesi seviyelerin ortalama 3,2 santigrat derece üzerinde ısınma yolunda. Yeni raporlara göre, bu gidişatı değiştirmek ve ısınmayı 1,5 derece hatta 2 derece ile sınırlamak, küresel fosil yakıt emisyonlarının en geç 2025 yılında zirveye ulaşması gerekeceği anlamına geliyor.
Çevre örgütü Conservation International'da Doğal İklim Çözümleri direktörü olan Bronson Griscom, yaklaşmakta olan iklim krizi için “Bu korkunç ve bunu normalleştirmek istemiyorum” diyor. Ancak Griscom, bulgularının kendisine umut verdiğini de sözlerine ekliyor. Griscom sözlerini 'Bu rapor temelde birden çok şekilde 'Bakın, eğer hiçbir şey yapmazsak durum giderek daha korkunç hale gelecek' diyor. Ancak gidişatı önlemek amacıyla bir şeyler yapmak için çok güçlü araçlarımız var' şeklinde bitiriyor.
Raporda, bu sektörlerin her birinde emisyonları azaltma fırsatlarından anında yararlanılmasının, 2030 yılına kadar küresel emisyonları yarıya indireceği belirtiliyor.
Küresel olarak elektrikli araç satışları, büyük ölçüde hükümet politikaları ve otomobil endüstrisi için daha katı emisyon yasaları nedeniyle son birkaç yılda arttı. Bu artış devam ederse, “elektrikli araçlar, düşük veya sıfır karbonlu elektrik kaynaklarıyla birleştirildikleri sürece karadaki ulaşım emisyonlarını azaltmak için bize en büyük potansiyeli sunuyor” diyor Birleşmiş Milletler Çevre Direktörü Inger Andersen. Ancak, elektrikli hale getirmesi daha zor olan havacılık ve uzun mesafeli nakliye sektörleri için, bu alternatifler daha fazla araştırma ve geliştirme gerektirse de, düşük karbonlu hidrojen yakıtları veya biyoyakıtlarla azaltılmış karbon emisyonları elde edilebilir.
Bunun önüne geçmek için yerleşik şehirler daha iyi planlanılabilir, toplu taşıma seçeneklerini genişletmek için daha erişilebilir şehirler yapılabilir ve kullanım ömrünün sonuna gelmiş yapılar başka amaçlarla kullanılabilir. Büyüyen şehirler, enerji açısından verimli altyapılar geliştirebilir ve sıfır emisyonlu malzemeler kullanarak binalar inşa edebilir. Ek olarak şehir planlayıcıları karbonu yakalamaya ve depolamaya yardımcı olmak için yeşil çatılardan, şehir ormanlarından, nehirlerden ve göllerden faydalanabilir ve ayrıca kentsel ısı dalgalarına karşı daha temiz havayla yerel soğutma gibi bazı iklim yararlarını şehirlerine sağlayabilir.
Yeniden ağaçlandırma ve ormansızlaşmanın azaltılması, atmosferde bulunan karbondioksit seviyelerinin dengede tutulması için kritik önem arz etmekte. Ancak rapor, dünyanın aynı anda uygulayabileceği birçok başka strateji olduğunu da vurguluyor. Ormanların, kıyıdaki sulak alanların, otlakların ve diğer ekosistemlerin daha iyi yönetimi; daha sürdürülebilir mahsul ve hayvancılık yönetimi; tarım ve tarımsal ormancılıkta toprak karbon yönetimi, bunların hepsi emisyonları azaltabilir.
Bu tür değişiklikler arasında araba kullanmak yerine yürümeyi, bisiklete binmeyi tercih etmek veya toplu taşıma araçlarını kullanmak, bitki bazlı diyetlere geçiş yapmak ve hava yolculuğunu azaltmak yer alıyor. Rapora göre, bu yaşam tarzı değişiklikleri emisyonları 2050 yılına kadar yüzde 40 ila 70 oranında azaltabilir. Ancak bu değişiklikleri mümkün kılmak için hükümet politikalarının, altyapının ve teknolojinin yürürlükte olması gerekiyor.
Rapora göre, net sıfır emisyon elde etmek ve gezegeni 2 derece ısınmanın altında tutmak için karbonu atmosferden aktif olarak çıkarmamız gerekecek. Amerikan Üniversitesi Karbon Uzaklaştırma Yasası ve Politikası Enstitüsü direktörü Simon Nicholson, 'Bu raporda, önceki raporların aksine açık olan bir şey, yakın vadede karbon gidermenin gerekli olacağıdır' diyor.
Daha fazla gecikmeyi ortadan kaldırmak için şimdi hareket etmeye ve anın aciliyetine yapılan vurgu, BM'in geçen yıl yayınlanan altıncı değerlendirme raporunun üç bölümünün tamamında tekrar eden bir tema oldu. Bu bilim insanlarının sert açıklamalarının ne gibi bir etkisi olacağı belirsiz ancak BM Genel Sekreteri Guterres 'Jüri bu rapor için kesin bir karara vardı.' dedi ve sözlerine 'Adaleti ve çocuklarımızın geleceğini umursuyorsanız, doğrudan size sesleniyorum.' şeklinde devam etti.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!