'Oscar', ABD'nin kuzeyinde alzheimer hastası yaşlıların kaldığı bir bakım evindeki hemşireler tarafından sahiplenilmişti. Ona yuva olan bu huzur evinde bakılan sevimli kedi Oscar'ın tuhaf bir özelliği olduğu fark edildi. Oscar, yaşlılardan hangisinin yanına kıvrılıp yatsa birkaç saat içinde ölüyordu. New England Journal of Medicine’de 2007 yılında yayımlanan ilgili makaleye göre hemşireler yaklaşık 50 hastanın bu şekilde öldüğünü gözlemlediğini açıklamıştı.
Oscar, Amerika Birleşik Devletleri’nin kuzey doğusundaki Providence şehrinde, ileri düzeyde alzheimer hastası olan yaşlıların kaldığı bir bakım evinde kalmaya başladığında her şey çok normaldi. Uzun ve yumuşak tüyleri hemşireleri kendisine hayran bırakmış ve onu sahiplenmişlerdi.
Sevimli kedi Oscar henüz birkaç günlükken hemşireler tarafından sahiplenilmiş ve büyütülmüş. Oscar burada sevildiğini iyi bilirmiş ve her sabah uyandıktan sonra gerinip biraz su içer ve mamasından yermiş. Ardından hemşirelerle birlikte hasta odalarında vizite yaparmış. Belki de o buna bir gözlem yeteneği katmıştır, bilinmez.
Hemşirelerin anlattıklarına göre, Oscar bir süredir ölecek kişileri tahmin ettiğini onlara kanıtlamıştı: 'Oscar yine bir gün hemşirelerle hasta odalarını gezdiği sırada bir anda 310 numaralı odanın kapısına gelince durup oturdu, hiç hareket etmeden bekledi.' Uzun süredir hasta olan bir kadının kaldığı bu odanın önünde 25 dakika boyunca bekleyen Oscar, kapı açıldığında içeri girdi.
O hastanın tüm vücuduna yayılmış olan meme kanseri vardı. Ve son üç gündür hiç konuşmuyor, ne yiyor ne de içiyordu. Hemşireler, 'Akşamdan beri sık sık ve hırıltılı soluk alır olmuştu. Bir kaç saat ömrü kaldığını düşünen kızı ise yatağının başından ayrılmıyordu' diyor. Oscar bir hamlede yatağa sıçrayınca hastanın etrafında dolandığını gören hemşireler tedirgin olsalar da korktukları gibi olmamıştı. Durup bir iki dakika yaşlı kadının zayıf yüzüne bakıp havayı koklayan Oscar, yere inmişti.
Bu kez yine hastanın yatağına çıkıp yüzüne baktıktan sonra havayı koklayan Oscar, yere inmedi. Ardından hastanın yanına kıvrılıp yattı. Hemşireler bir tedirginlik hissettiler. Hemen hasta yakınlarına haber verdiler. Çünkü önceki vakalardan artık ezber etmişlerdi. Oscar birisinin yanına yatıyorsa o kişinin birkaç saat ya da en geç 24 saat için de ölümü gerçekleşiyordu.
Hasta yakınları odaya toplanmış ve herkes yas içerisindeyken, kedi halen orada yatıyordu. Hastanın torunu, kedinin niçin yatağın üzerinde olduğunu sorduğu zaman annesi: “Çünkü kedi, ananenin cennete gitmesine yardımcı oluyor” demişti. Hasta 30 dakika sonra son nefesini vermişti. Ardından Oscar, sakince yattığı yerden kalkıp odadan çıkmıştı.
New England Journal of Medicine’de Oscar’la ilgili makaleyi yazan bakım evinin doktoru David Dosa, Oscar’ın ölümüne birkaç saat kalan hastanın yatağına gelip ölüm anına kadar yanından ayrılmadığını ve ender de olsa odadan çıkarılacak olursa kapının önünde gezinerek miyavlamaya devam ettiğini söylüyor.
2010 yılında Oscar hakkında yayımlanan kitapta 50 hastanın ölümünü tahmin ettiği aktarılıyor. Aynı sürede bakım evinde beş tane daha kedi olduğunu belirten çalışanlar, yalnızca Oscar'ın böyle davrandığının altını çiziyor.
Huzur evi yönetimi bu duruma o kadar alışmıştı ki artık Oscar, bir hastanın yanına yattığında hemen alarma geçiyorlardı. Ancak kimse bunun bilimsel bir nedeni olduğunu kanıtlayamadı. Doktor Dosa kesin olmasa da kokunun bir yanıt olabileceğini söylemişti: “Bu öngörümün altındaki mekanizmayı bilmiyorum. Belki Oscar hayatlarının son saatlerinde olan insanların hareketsiz olması nedeniyle yanlarında kalıyor olabilir. Diğer bir nedenin ölüme yakın dönemde vücutta tahribata uğrayan hücrelerden çıkan keton maddeleri olabileceğini düşünüyorum.'
Hiç evde kedi beslemediniz mi? Biz daha ev kedilerinin uzun süre Hipnotize olmuşcasına hareket etmeden duvara neden baktığını çözemedik gelmiş ölüm diyorsunuz. "Kedidir ne yapsa yeridir deyin" geçin.
ölümü koklayan kedi
Türkiye’de olsa adı gamlı kedi olurdu